Sağlık

Çocuk istismarı gelecek kuşakları da etkiler

Çocukluğunda istismara uğrayan bazı çocukların, yetişkinliklerinde istismarcı olabilmeleri mümkün.

18 Aralık 2008 02:00

Dokuz Eylül Üniversitesi (DEÜ) Tıp Fakültesi Hastanesi Çocuk ve Ergen Psikiyatrisi Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Süha Miral, istismara uğrayan çocukların bazılarının yetişkinliklerinde istismarcı olduğunu söyledi.

İzmir Tabip Odası’nca, Adli Tıp Kurumunun çocuk istismarıyla ilgili verdiği raporların değerlendirildiği toplantı düzenlendi.

İzmir Tabip Odası Konferans Salonu'ndaki toplantıda konuşan İzmir Tabip Odası Genel Sekreteri Dr. Mete Güzelant, yazar Hüseyin Üzmez ile ilgili verdiği raporla büyük tepki toplayan Adli Tıp Kurumunun daha sonra hazırladığı bir raporla daha gündeme oturduğunu kaydetti.

Dr. Güzelant, Adli Tıp Kurumunun 2005'te Urla Barbaros Çocuk Köyü'nde cinsel tacize uğradığı belirtilen ve ardından yanına gönderildiği babası ile amcası tarafından cinsel tacize uğradığı iddiasıyla polise başvuran E.U. hakkında da ''akıl almaz bir rapora imza attığını'' öne sürdü.

Dr. Güzelant, Adli Tıp Kurumunun ilgili dairesinin E.U. hakkında DEÜ Tıp Fakültesi ile Manisa Ruh Sağlığı ve Hastalıkları hastanelerinin raporlarının aksine ''babası ve amcası tarafından tacize uğramanın kızda hiçbir ruhsal travma yaratmadığını, kızın ruhsal durumunun iyi olduğunu'' belirten rapor verdiğini hatırlattı.

Adli Tıp Kurumundan bu raporların verilmesine karşı kamuoyundaki tepkilerin giderek arttığını bildiren Dr. Güzelant, şunları söyledi:

''Kamuoyunda olaya karşı tepki o kadar büyümüştür ki Adli Tıp Kurumu yönetimi yıllardır büyük ihmali olduğu bu alanda önlemler alınacağını açıklamak zorunda kalmıştır. Verilen raporun bilimsel olmadığı zımnen kabul edilmiştir. Ancak Adli Tıp Kurumu yönetimi, olayların ardından kendi durumlarını düzeltecek önlemler alma yerine, bilimsel görüşlerini açıklayan ve görevlerini yapan meslektaşlarımız hakkında soruşturma açmıştır. Bu tutumu kabul etmemiz mümkün değil.''

‘Çocuk istismarı, gelecek kuşakları da etkiler’

DEÜ Tıp Fakültesi Hastanesi Çocuk ve Ergen Psikiyatrisi Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Süha Miral da çocuklara yönelik cinsel istismarın sorun olduğunu ve bireylerle sınırlı kalmayacağını bildirdi.

Çocuğa yapılan istismarın değerlendirilmesinin ve ele alınmasının önemine değinen Prof. Dr. Miral, bu istismarın gelecek kuşakları da etkileyeceğini kaydetti.

Cinsel istismarların çoğunun gizli kaldığını ifade eden Prof. Dr. Miral, ''İstismara uğrayan çocukların bazıları yetişkinliklerinde istismarcı olur'' dedi.

Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Çocuk ve Ergen Psikiyatrisi Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Cahide Aydın ise yılardır çocuk ve genç ruh sağlığıyla uğraştıklarını ve onları tanıyarak koruyucu önlemler aldıklarını belirtti.

Cinsel istismarın çocuk ve genç ruh sağlığı açısından olumsuzluk yaratan son derece önemli bir durum olduğuna dikkati çeken Prof. Dr. Aydın, çocuğa yönelik cinsel istismarın öpmek ve okşamaktan tecavüze kadar gidebileceğini ifade etti.

Çocukların kaç yaşında olursa olsun cinsel istismardan ruhsal olarak mutlaka etkileneceğini kaydeden Prof. Dr. Aydın, bu nedenle çocuk ruh sağlığıyla ilgili raporların mutlaka bu alanda uzman hekimler tarafından hazırlanması gerektiğini, çocuk o anda etkilenmemiş gibi görünse bunun olumsuz etkilerinin yıllar sonra ortaya çıkabileceğini bildirdi. İzmir Tabip Odasınca, Adli Tıp Kurumunun çocuk istismarıyla ilgili verdiği raporların değerlendirildiği toplantı düzenlendi.

İzmir Tabip Odası Konferans Salonu'ndaki toplantıda konuşan İzmir Tabip Odası Genel Sekreteri Dr. Mete Güzelant, yazar Hüseyin Üzmez ile ilgili verdiği raporla büyük tepki toplayan Adli Tıp Kurumunun daha sonra hazırladığı bir raporla daha gündeme oturduğunu kaydetti.

Dr. Güzelant, Adli Tıp Kurumunun 2005'te Urla Barbaros Çocuk Köyü'nde cinsel tacize uğradığı belirtilen ve ardından yanına gönderildiği babası ile amcası tarafından cinsel tacize uğradığı iddiasıyla polise başvuran E.U. hakkında da ''akıl almaz bir rapora imza attığını'' öne sürdü.

Dr. Güzelant, Adli Tıp Kurumunun ilgili dairesinin E.U. hakkında DEÜ Tıp Fakültesi ile Manisa Ruh Sağlığı ve Hastalıkları hastanelerinin raporlarının aksine ''babası ve amcası tarafından tacize uğramanın kızda hiçbir ruhsal travma yaratmadığını, kızın ruhsal durumunun iyi olduğunu'' belirten rapor verdiğini hatırlattı.

Adli Tıp Kurumundan bu raporların verilmesine karşı kamuoyundaki tepkilerin giderek arttığını bildiren Dr. Güzelant, şunları söyledi:

''Kamuoyunda olaya karşı tepki o kadar büyümüştür ki Adli Tıp Kurumu yönetimi yıllardır büyük ihmali olduğu bu alanda önlemler alınacağını açıklamak zorunda kalmıştır. Verilen raporun bilimsel olmadığı zımnen kabul edilmiştir. Ancak Adli Tıp Kurumu yönetimi, olayların ardından kendi durumlarını düzeltecek önlemler alma yerine, bilimsel görüşlerini açıklayan ve görevlerini yapan meslektaşlarımız hakkında soruşturma açmıştır. Bu tutumu kabul etmemiz mümkün değil.''

‘Çocuk istismarı, gelecek kuşakları da etkiler'

DEÜ Tıp Fakültesi Hastanesi Çocuk ve Ergen Psikiyatrisi Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Süha Miral da çocuklara yönelik cinsel istismarın sorun olduğunu ve bireylerle sınırlı kalmayacağını bildirdi.

Çocuğa yapılan istismarın değerlendirilmesinin ve ele alınmasının önemine değinen Prof. Dr. Miral, bu istismarın gelecek kuşakları da etkileyeceğini kaydetti.

Cinsel istismarların çoğunun gizli kaldığını ifade eden Prof. Dr. Miral, ''İstismara uğrayan çocukların bazıları yetişkinliklerinde istismarcı olur'' dedi.

Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Çocuk ve Ergen Psikiyatrisi Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Cahide Aydın ise yılardır çocuk ve genç ruh sağlığıyla uğraştıklarını ve onları tanıyarak koruyucu önlemler aldıklarını belirtti.

Cinsel istismarın çocuk ve genç ruh sağlığı açısından olumsuzluk yaratan son derece önemli bir durum olduğuna dikkati çeken Prof. Dr. Aydın, çocuğa yönelik cinsel istismarın öpmek ve okşamaktan tecavüze kadar gidebileceğini ifade etti.

Çocukların kaç yaşında olursa olsun cinsel istismardan ruhsal olarak mutlaka etkileneceğini kaydeden Prof. Dr. Aydın, bu nedenle çocuk ruh sağlığıyla ilgili raporların mutlaka bu alanda uzman hekimler tarafından hazırlanması gerektiğini, çocuk o anda etkilenmemiş gibi görünse bunun olumsuz etkilerinin yıllar sonra ortaya çıkabileceğini bildirdi.

(AA)