Kültür-Sanat

'Müstehcen' yazaradan mektup: Endişe duyulmalı

Mimesis Tiyatro Çeviri Araştırma Dergisi’nin 19. sayısı Elazığ İl Halk Kütüphanesi tarafından müstehcen içerikli olduğu gerekçesi ile iade edilmişti

29 Haziran 2012 15:04

Mimesis Tiyatro Çeviri Araştırma Dergisi’nin 19. sayısı Elazığ İl Halk Kütüphanesi tarafından müstehcen içerikli olduğu gerekçesi ile iade edilmesi olayıyla ilgili olarak, makalenin yazarı Sarah Culpepper Stroup görüşlerini paylaştı.

Mimesis Tiyatro Çeviri Araştırma Dergisi’nin 19. sayısı Elazığ İl Halk Kütüphanesi tarafından müstehcen içerikli olduğu gerekçesi ile iade edilmesi olayıyla ilgili olarak, makalenin (Kadının Tasviri: Aristophanes’in Lysistrata’sı ve Yunan Eşlerinin “Hetairalaştırılması”) yazarı Sarah Culpepper Stroup, derginin kendisini haberdar etmesinin ardından bir mektup yazarak, derginin yasaklanması ile ilgili görüşlerini paylaştı. Washington Üniversitesi’nde öğretim üyesi olan Sarah Culpepper Stroup yasaklama kararının her açıdan rahatsız edici olduğunu ifade ederek, Türkiye’de sanatın geleceğinden endişe edenlerin haklı olduğunu ifade etti. Culpepper Stroup’un Mimesis Yayın Kurulu’na gönderdiği mektup şöyle:

“Bazı makaleleri okudum ve şuna katılıyorum: Sadece bir makalenin ve içeriğinin değil, klasik antikitenin kendisinin, paylaştığımız kültürel mirasın ve sahip olduğumuz Antik Yunan eserlerinin en önemlilerinden bazılarının (örneğin bu vazolar ve üzerlerindeki görsellerin) sansürlenmesi absürttür. Öte yandan belki de çok daha endişe verici olan tarihin -o tarihe ait sanat ve edebiyatın- ahlakî yönden değerlendirilmesi ve cinselleştirilmesidir.”

 

O zaman ortadan kaldırırız

 

Stroup sözlerine şöyle devam ediyor: “Beni asıl rahatsız eden sadece Mimesis Dergisi’nin ve benim makalemin değil, klasik antik çağın sansürlenmesini belirten kütüphanenin cevabıdır. Sansürün de ötesinde böyle bir uygulama tarihe yönelik revizyonist bir yaklaşımıdır. Eğer beğenmiyorsak, ortadan kaldırırız ve olmamış gibi davranırız (...) Bu karara neyin sebep olduğunu söyleyemem ama bu kararın her açıdan rahatsız edici olduğunu söyleyebilirim. Eğer Türkiye’deki insanlar bunun ülkedeki sanatın geleceğine dair olumsuz etkileri olacağı konusunda endişe duyuyorlarsa diyeceğim odur ki: Evet, sanırım duymalılar.”