Sağlık

Cinsellik sorunluysa ilişkinize bir göz atın

Çiftlerin sevişme sıklığı, sevişme öncesi yaşanan tartışmalar, sevişme biçimi ve cinsel çekimin azalması alınan doyumu etkiliyor.

25 Ağustos 2008 03:00

Çiftlerin sevişme sıklığı, sevişme öncesi yaşanan tartışmalar, sevişme biçimi ve cinsel çekimin azalması alınan doyumu etkiliyor.

Cinsel doyumsuzluk, çoğu zaman eşler arasındaki sorunlu ilişkiden kaynaklanıyor. Doyum veren cinsel fantezilerin bilinmemesi, gerginlikler, evlilik sorunlarının ceremesinin cinsel yaşama yüklenmesi gibi hatalı tutumlar da cinsellikten alınan hazzı etkiliyor

Kitaplar, bu başlığı es geçse de doyum cinselliğin çok önemli bir boyutu. İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi Psikiyatri Anabilim Dalı Öğretim Üyesi, Cinsellik ve Cinsel Tedaviler Birimi Başkanı Prof. Dr. Arşaluys Kayır, cinsel doyumsuzlukta, çiftlerin sevişme sıklığı, sevişme biçimi, sevişmeyi başlatma veya geri çevirme, sevişme öncesi tartışmalar, cinsel çekimin azalması ve kısa sevişme gibi faktörlerin etkili olduğunu söylüyor.

Uzun süredir bu alanda çalışıyorsunuz. İzlenimleriniz neler?

Görüştüğüm çiftlerin sarf ettiği bazı cümleler konuşmamıza yön verebilir.
Bir erkek: Bir erkekle seviştikten sonra anladım ki sevişmek bu. Hiçbir şey düşünmeden kendimi bırakıyorum. Her şey kendiliğinden, su gibi akıp gidiyor. Bir kadınla sevişirken her şey yolunda, ama ben şimdi farkettim ki sürekli onun orgazm olmasını üşünüyorum. Yani birinde yaşıyorum, diğerinde düşünerek sevişiyorum. Aynı tat hiç değil.

Bir erkek: Aynı gün içinde ilk sevişmemde boşalmam çok heyecanlı fakat bölgesel (genital bölge) olur. Sonrakileri tüm vücudumda hissederim, yaygın bir doyum.

Bir erkek: Eşimle orgazmlarım hafif geçiyor, ama görünen o ki ben boşalmış oluyorum. TV başında veya internette çok güçlü. Eşim de benimle baksın istemem.

Bir erkek: Kız arkadaşım kendi başına orgazm oluyor. Güzel de sevişiyoruz ama benimle olmuyor. Beceriksiz kalıyorum. Daha ne yapabilirim! Yarım saat uğraşıyorum...

Bir erkek eşinin gözlerine bakarak: 20 yıldır erken boşalıyorum. Eşimi seviyorum, birlikte çok badireler atlattık. Buradan bir umudum yoktu. Ama ben bugün değiştim. Önerilen cinsel organlara dokunmadan, birleşmeyi ve orgazmı hedeflemeden sırayla birbirimizi okşayıp sevmek ve sonra da birbirimize bilgi vermekti. Üç-dört kere seviştik. Eşimi okşarken sanki ellerimle sevgimizi topladım, canlandırdım. Bedenimin her tarafını sevgi kapladı.

Bir erkek: Boşalmamı geciktirebildiğimden beri sevişmenin ne olduğunu anladım. Meğer ben ikide bir boşalarak hiç de tatmin olamıyormuşum. Eşimin yanında da mahçup oluyor, suçluluk duyuyordum. Meğer aynı durumdaymışız.

Bir kadın: Sevgilim yanımda da birleşmede de boşalamıyor. İlk eşim kısa sevişirdi. Başlarda peş peşe orgazm olduğum için hayatımdan çok memnundum. Ama giderek sıkıntı bastı. Karşınızdaki sizden etkilenip bir rahatlama sesi çıkaramıyor. Kötü bir durum. İlişkiyi sürdüremem. Zaten isteğim de azaldı.

Bir erkek: Kendi başıma boşalıyorum, ama eşimin yanında olmuyor. Benim için sorun yok, eşim çocuk istiyor.

Cinsel doyum nedir? Standart ölçüleri var mıdır?

Cinsel etkilenme; istek, uyarılma, birleşme, orgazm ve orgazm sonrası evreleri olarak sınıflanır ve sorunlar da bu çerçeve içinde değerlendirilir. Oysa birçok kitapta görmediğimiz çok önemli bir başlık cinsel doyumdur. Cinsel doyum, bireyin cinsel iletişiminden hoşnut olması ve mutluluk duymasıdır. Bu da bir cinsel sorundan bağımsız olarak ilişkinin cinsel ve cinsel olmayan boyutlarına bağlıdır.

İster erkek, ister kadın, doyumlu cinsel yaşam tarifimiz aynıdır ve bu sadece boşalma, orgazm olma, uzun uzun sevişme veya sık sevişme değildir. Cinsel hazzın her türlüsü kişiye güzel geliyorsa güzeldir. Örneğin vajinismus sorunu (birleşememe) olan çiftler cinsel yaşamlarını “O ana kadar herşey çok güzel” diye tanımlarlar. Doğrudur. Bu çiftlerin çoğunda sevgi vardır, istek ve orgazm sorunları da yoktur. Bunu tartışmayız... Ancak bireyin deneyimleri, ona kendisi veya eşi için daha nelerin doyurucu olduğu bilgisini kazandırır. Vajinismusu düzelen kadın yine sıklıkla şunu söyler: “Çok haz almıyorum ama eşime çok yakınlaştım. Şimdi bir çiftmişiz gibi hissediyorum.”

“Beceremiyoruz, henüz olmadı” gibi duyguların ortadan kalkması da çiftin sırtındaki yükü hafifletir ve onları yakınlaştırır.

Doyumsuz cinsellik neden kaynaklanır?

Nedenlere bir bütünlük içinde bakarız. Çoğul nedenlerin bir araya gelmesi bir cinsel sorun yaratır. Bilinç dışı süreçler cinsellikte önemlidir. Fakat cinsel doyumsuzluk çoğu zaman eşler arasındaki genel ilişkideki güçlükleri yansıtır.

Eşler arasında başlıca cinsel gerginlik konuları veya doyumsuzluklar nelerdir?

Çiftlerin sevişme sıklığı
Sevişme biçimi
Sevişmeyi başlatması veya geri çevirmesi
Cinsellik konusunda sevişme öncesinde tartışmalar
Doyum veren cinsel fantezilerin bilinmemesi ve empoze edilmesi
Cinsel çekimin azalması
Çok kısa sevişmeler
Evlilik sorunlarının ceremesinin cinsel yaşama yüklenmesi gibi...
Cinsel doyum denince orgazm veya boşalma anlaşılmıyor mu?
Orgazm, fizyolojik olarak cinsel döngünün tamamlanmasıdır. Hazzın doruğa çıkmasıdır. Süresi kısadır. Rahatlık, gevşeklik verir, uykuya dalmayı kolaylaştırır. Sevilen bir eşle yaşanan orgazm mutluluk hissettirir. Ama ilişki veya bireyin kişilik yapısı onu yine mutsuz edebilir. Orgazm mutluluk anları olsa da biliyoruz ki orgazm olmadan da çok doyumlu sevişmeler var.

Erkek orgazmı kadın orgazmına göre daha kolay. Neden?

Erkekte boşalma ihtiyacı daha fazla. Hemen bir ipucu ve bilgi vermek isterim. Cinsel birleşmeyle orgazm hedeflenmediğinde kadın daha kolay orgazm olur. Vajina klitoris kadar orgazmı tetikleyen bir yer değil. Bu bilgi son 30 - 40 yılın kadın cinsel fizyolojisi laboratuvar çalışması sonuçları. Orgazmı başlıca klitoris tetikliyor, vajina kasılmalarla devreye giriyor.

Kadının orgazm olamaması erkeği nasıl etkiliyor?

Erkek “Olsun” diye nafile çabalar. Bu durum gerginlik ve yetersizlik yaratıyor erkekte. Bunu sorun olarak kabul eden çiftlere önerim, birleşmeyle orgazmı hedeflemeyi unutsunlar, eski bildiklerinden denesinler. Kadının aktif ve üst pozisyonda olması keşiflerini kolaylaştırır.

Sevişirken cinsel doyum açısından aktif olmak ile pasif olmak arasında fark var mı?

O farkı ve çeşitliliği keşfetmeleri için çiftlere, duyarlı noktalara odaklanarak en az 20’şer dakikalık (10 dakika ön sevişme 10 dakika birleşme sonrası sevişme) birbirilerini okşayıp öpmelerini ve arzularını, erotik duygularını dile getirmelerini öneririz. Başta karşı tarafa bilgi vermeden gözler kapalı, kendi duygulanımını anlar, sonra anlatır. Cinsel birleşme ve orgazm hedeflenmez. Daha sonra cinsel organ ve göğüs keşifleri ve birleşme. Alıp vermeye odaklanan çift kısa zamanda aktif ve pasif olmanın kazançlarını fark eder. Alma kadar verme de bireye haz verir.

Takıntılı kadın seksten zevk almaz

Cinsel Eğitim Araştırma ve Tedavi Derneği (CETAD) Genel Sekreteri ve İstanbul Tıp Fakültesi Psikiyatri Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Doğan Şahin, cinsel isteksizliğin yaygın görüldüğü kadınları anlattı.

Geleneksel kadın cinsel rolünü benimseyen kadınlarda: Bu kadınlar çocuklukları ve ergenlikleri boyunca cinsel deneyimlerden kaçınmış ve cinsel duygularını bastırmışlardır. Genellikle mastürbasyon yapmamış ve ileride birlikte olacağı kişi veya eşine cinsel yanıt vermeyi beklemişlerdir.

Cinsellik hakkında konuşmaktan hoşlanmaz, cinselliğe ilişkin düşünmekten kaçınır ve cinsel deneyimleri ancak katı kurallara göre yaşayabilirler. Sevişme sırasında da eşlerine ya çok az katılırlar ya da hiç katılmaz, genellikle hareketsiz kalırlar.

Katı ahlakî veya dini inançları olan kadınlarda: Cinselliğin ya da cinsellikten haz almanın veya cinsel hazza düşkünlüğün kınandığı katı ahlakî ya da dini inançları olan ailelerde yetişen kadınlarda cinsel hazdan kaçınma yolu olarak istek azalabilir.

Bazı kişilik tipleri: Hayattan zevk almayan, kederli ya da takıntılı kişilik özellikleri belirgin kadınlar hayattan da cinsellikten de fazla zevk almazlar. Bazı kişiler genel olarak mutsuz olmaya meyillidirler. Sadece cinsellikten değil hayatın birçok yönünden zevk almaktan kaçınırlar. Sürekli bir takım dertleri ve sorunları görür bunlar için üzülmeyi seçerler. Gene bazı takıntılı kadınlar, kurallar, temizlik veya titizlik konularıyla o kadar meşguldürler ki cinsel ilişkide de kirlilik, hijyen gibi konulara takılmaktan zevk alamaz ve istek duyamaz hale gelebilirler.

Cinsel kimlik veya yönelim sorunları olan kadınlar: Bazı kimseler eşcinsel arzuları olduğu halde toplumsal baskılardan ya da kendi değer yargılarından dolayı eşcinsel arzularını ya bastırır ve kendileri de fark etmezler ya da kendileri farkında olduğu halde heteroseksüel bir yaşam sürmeye çalışırlar. Ancak eşcinsel arzuları baskın olan birinin heteroseksüel bir eşle cinsel yaşamda istek sorunu yaşaması er veya geç kaçınılmaz gibi.

Eşe yönelik öfke, kızgınlık, korku: Eşe yönelik kırgınlık ve kızgınlıklar, yakınlaşmayı ve bir hazzı paylaşmayı engelleyebilir.

Zarar görme korkusu olan kadınlar: Bazı kadınlar cinselliği kirletilme, aşağılanma ya da fiziksel zarar görme olarak algılarlarken bazı kadınlar da cinsel birleşmeyi bir saldırı olarak yorumlarlar. Cinselliği bu şekilde algılayan kadınlarda isteksizlik ve tiksinme yaygındır.
Cinsel fobi veya kaçınması olan kadınlar: Meniden, çıplaklıktan, erkeğin cinsel organından ya da eşin sevişme sırasında yaptığı şeylerden rahatsız olan kadınlarda isteksizlik gelişebilir.

Bastırılmış cinsel arzuları olan kadınlar: Karşılanmayan ve bastırılan arzular cinsel isteğin azalmasına yol açar.

Gebelik korkusu: Gebe kalmak istemeyen ve korunma yöntemlerine güvenmeyen kadınlarda da cinsel istek azalır.

Depresyon, psikiyatrik rahatsızlık: Depresyonda genel isteksizlik ve zevk kaybı yanında cinsel isteksizlik de sık olarak gelişir. Depresyona bağlı isteksizlik genelde depresyon iyileşince geçer. Anksiyete bozukluğu, psikozu olan kadınlarda da rahatsızlığa ya da bunların tedavisi için kullanılan ilaçlara bağlı olarak isteksizlik gelişebilir.

Yasta olan kadınlar: Yas, cinsel isteği ortadan kaldırabilir. Ancak bazen yasın geçmesinden sonra da cinsel isteksizlik devam edebilir.

Yaş veya çekicilikle ilgili endişeler: Orta yaşlardan sonra bazı kadınlar artık eskisi kadar çekici olmadıkları konusunda endişe duyar ve eşlerinin kendilerini beğenip beğenmediklerini merak ederler. Eşlerinin de yaşla cinsel istekleri azaldığında bunu kendilerini artık beğenmedikleri biçiminde yorumlayabilirler.

Yakınlık sorunları olan kadınlar: Cinsel ilişki sadece seks yapmak değildir. İnsanlarla belli bir mesafeden öte yakınlaşamayan kimselerde ilişki geliştikçe yakınlaşmaya karşı bir direnç de oluşabilir ve başlangıçtaki yakınlaşma eğilimi yerini mesafeye ve bağımsız olmaya yönelebilir. Bu duruma genellikle cinsel isteksizlik de eşlik eder.
Eşe ilgisini kaybetmiş ya da evlilik çatışmaları olan kadınlar: Eşler arasındaki kişilik çatışmaları, güç mücadeleleri, kızgınlıklar, hayal kırıkları, iletişim sorunları isteksizlik nedeni.

Kuşku, cinsel mutluluğu engeller

Kadında görülen uyarılma bozukluğunda erkekten kaynaklı faktörler:

Erkekteki cinsel sorunlar: Erken boşalması, ereksiyon zorluğu olan erkeklerin eşlerinde de sıklıkla cinsel sorunlar ortaya çıkar.

Kısıtlı ön sevişme: Cinsel isteksizliği ve uyarılma zorluğu olan kadınlar eşleri istediği için cinsel ilişkiyi kabul ederler ama haz almadıkları için bir an önce bitmesini isterler bu da cinsel haz alma olanaklarını ortadan kaldırarak durumun kronikleşmesine neden olur.

Eşin cinsel beceri eksikliği, güç dengesizliği, pasif agresif eş, eşini ketleyen koca: Fazla cinsel tecrübesi ve bilgisi olmaksızın evlenen ve daha sonra da sınırlı ve kısıtlı bir cinsel yaşamı olan çiftlerde kocanın cinsel ilişki sırasında uygun olmayan tutumları, kadının uyarılmasını ve haz almasını engelleyebilir. Önce uyarılma ve orgazm bozukluğu olarak başlayan cinsel sorun uzadığında ise cinsel isteksizliğe neden olabilir. Böyle çiftlerde cinsel danışmanlık ve cinsel yaşamlarını renklendirecek alıştırmalar yararlı olabilir.

Evlilik çatışmaları: İnsanlar evlenirlerken nasıl bir evlilikleri olacağına ilişkin belli tasarıları ve hayalleri vardır. Bu hayal ve tasarılar iş bölümü, roller, yaşama tarzı, nelerin yapılıp yapılmayacağına ilişkin çeşitli ayrıntıları içerir. Mesela bir kadın evlenirken, kocasının kendisine karşı anlayışlı, ilgili ve özenli olacağını, ev işlerinde kendisine yardım edeceğini, her ikisinin de çalışacağını varsaymış olurken, belki eşi de karısının evde oturup ev işlerinin sorumluluğunu üstleneceğini, elini sıcak sudan soğuk suya sokmayacağını varsaymış olabilir. Evlendikleri zaman ikisi de birbirinde aradığını bulamamın hayal kırıklığı içinde kızgınlıklar ve kırgınlıklar gösterebilirler. Böyle bir çift çevre ve aile baskısı ya da yetişme döneminde aldıkları kültüre göre ayrılmak istemeyebilirler. Ancak yaşadıkları çatışma cinsel yaşamlarına yansıyarak cinsel isteklerini ya da haz almalarını bozabilir. Ciddi evlilik uyuşmazlıkları olan çiftlerde seks terapisi yerine evlilik sorunlarını çözülmesini sağlayacak evlilik terapileri daha önceliklidir.

Aldatılma veya eşin sadakatinden kuşkulanma: Aldatılmaya ya da aldatılma kuşkusuna bağlı gelişen kızgınlık, cinsel hazzı ve uyarılmayı ciddi şekilde bozar. Ayrıca, kadınların kendilerini cinsel hazza, uyarılmaya ve orgazma bırakabilmeleri için erkeklere göre daha fazla güvenlik duygusuna gereksinimleri olmaktadır. Gerçek ya da muhtemel bir aldatma kuşkusu kadının güvenini zedelediğinden cinsel hazzını, uyarılmasını ve orgazm olmasını engelleyebilir. Cinsel hazzın azalmasına bağlı tekrarlayan cinsel deneyimlerin yarattığı hayal kırıklığı da zamanla cinsel isteği azaltabilir ya da ortadan kaldırabilir.

(Radikal)