Yaşam

Çift cinsiyetli Çoşkun anlattı: Doktor 6 ameliyat yaptı, 8 kez daha yapacağını söyledi!

Sokağa çıkamıyor, parmakla gösteriliyor, alay ediliyor, tacize uğruyor, evi taşlanıp yakılmak isteniyor!

23 Mayıs 2014 13:01

Hermafrodit (çift cinsiyetli) olarak doğan Bülent Coşkun yaşadıklarını anlattı. Devletin kendisini yüzde 61 engelli olarak tanımladığını belirten Coşkun, “Öldüğümde beni kadınlar mı, yoksa erkekler mi yıkayacak? Umreye gitmek istiyorum ama kadın sayılıp başımı mı örteceğim, yoksa erkek gibi başım açık mı olacak?” diye sordu.

Hürriyet gazetesinde Gülden Aydın’ın konuştuğu Bülent Coşkun uğradığı tacizi, hakaret edilmesini, evinin taşlanmasını hatta yakılmasını anlattı. Gülden Aydın’ın haberi şöyle:

Hermafrodit (çift cinsiyetli) Bülent Coşkun, Düzce Cumayeri’nde yaşıyor. Sokağa çıkamıyor. Parmakla gösteriliyor, alay ediliyor, tacize uğruyor. Yetmezmiş gibi evi taşlanıp yakılmak isteniyor. Bülent, nefret suçu mağduru.

Bülent Coşkun (34), telefonda çığlık çığlığaydı. Çift cinsiyetli doğduğu için toplumun kendisini cezalandırdığını anlatıyor, yardım istiyordu. Düzce merkezinde buluşup iki adım attığımızda tüm gözler, vücudu ve giyiminde kadın ve erkeğin bir arada olduğu Bülent’e çevrildi. Trafikteki araçlar duruyor, insanlar birbirine işaret ediyor, gülüyor, bu “ucubeye” bakıyorlardı. Bülent ağlamaklı, biz boğulacak gibi olduk. Bir kafeteryada oturup röportaj yapmak imkânsızdı, kır evine gittik.

 

Altı ameliyatla erkek

 

Çiftçi bir ailenin çocuğu. Anne ve babası amca çocukları. İki ablasından sonra çift cinsiyetli olarak doğdu. Babası onu erkek yapmaya kararlıydı. 14 yıl önce büyük acılar veren 6 ameliyatla vajinası kapatıldı, idrar yolu erkeklik organına bağlandı. Ancak geçirdiği operasyonlar başarısız oldu. 2000 yılında aynı doktor, 8 kez daha ameliyat edeceğini söyleyince kaçtı. 2012’ye kadar ameliyat hataları nedeniyle hayatı işkence içinde geçti. 15 saat boyunca idrarını yapamayan güya erkekti artık:

 

‘Allah Verimli’den razı olsun’

 

“Eve gelip aileme ‘Beni ne hale soktunuz’ dedim. Depresyona girdim. Evden kaçıp İstanbul’a geldim. Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi Başhekimi Psikiyatrist Prof. Dr. Arif Verimli’yi buldum. Her şeyi anlattım. Tedavi etti beni. Bir yıl sonra da babamı götürdüm. Özel olarak konuştular. Babam beni anladı, o günden sonra baskı yapmadı. Beni Arif Verimli kurtardı. Allah ondan razı olsun.

 

‘İki organımla da barışığım’

 

Geçtiğimiz aralıkta Kocaeli Araştırma Hastanesi’nde Prof. Melih Çoban’a gittim. Allah’ın verdiği kadınlık organımı geri istiyorum, dedim. ‘Zor ama deneyeceğiz’ dedi. İki ameliyat oldum. Üçüncüyü 25 Nisan’da yaptı ve kadınlığımı yeniden kazandım. Doktor, ‘Kadınlığa çok yakınsın. Çok güzel kadın olursun’ dedi. Kadınlığımdan şüphem yok. Erkeklik organımla da barışığım. Reddettim.”

 

Öldüğümde beni kim yıkayacak

 

Çift cinsiyetin ne olduğunu devlet okullarda öğretsin, Diyanet camilerde vaaz verdirsin. Devlet benim gibiler için Özgürlük Yasası çıkarsın. Aşağılayanlara ağır cezalar versin. Devlet bana yüzde 61 engelli rapor verdi. Engelli kontenjanından çalışamam ki. Taciz ederler, çok üzerler beni. Öldüğümde beni kadınlar mı yoksa erkekler mi yıkayacak? Umreye gitmek istiyorum ama kadın sayılıp başımı mı örteceğim, yoksa erkek gibi başım açık mı olacak?"