CHP Kadın ve Çocuk Hakları İnceleme ve İzleme Komisyonu, Türkiye’nin çeşitli illerindeki kadın sığınma evlerinde yapılan incelemeler sonucunda bir rapor hazırladı. Raporu, Tekirdağ Milletvekili Candan Yüceer, İstanbul Milletvekili Melda Onur hazırladı.
Şiddetin önüne geçmek için kadının eğitim düzeyinin artırılması ve istihdamda daha fazla yer bulmasının devlet tarafından sağlanması gerektiği kaydedilen raporda özetle şunlar kaydedildi:
'Facia halini aldı'
Kadına yönelik şiddet dünyanın her coğrafyasında görülen yakıcı, yıkıcı bir sorundur ancak bizim ülkemizde, facia hâlini almıştır. Türkiye’de kadına yönelik politikalar ve izlenen rota, şiddetle mücadelede yetersiz kalmaktadır. Ülkemizde her yıl yüzlerce kadın, eşleri, babaları, erkek kardeşleri tarafından şiddet görmekte ya da katledilmektedir. Ülkemizde her beş kadından biri şiddete maruz kalmakta, her gün 1 kadın cinayete kurban gitmektedir. Ekonomik şartlar, eğitimsizlik, ataerkil gelenek, şehre adaptasyon sorunu kadına yönelik şiddeti körüklemektedir. Şiddetle, eğitimsizlik ve istihdam arasında güçlü bir bağ vardır.
'Sığınma evleri yetersiz'
Bahar Atakan'ın Milliyet'te yayımlanan haberine göre, sığınmaevleri ülkemizde kadına yönelik şiddetle mücadelede önemli bir yer tutmaktadır. Ancak, şiddet gören kadınların adresi olarak bilinen sığınmaevlerinin sayıları yetersizdir. Birçok uluslararası sözleşmeyi imzalayarak, yasal mevzuatta değişiklikler yaparak, yeni kanunlar çıkararak, bu konuya ilişkin düzenlemelerin yapılacağını vaad eden devlet, bu konuda samimi siyasi irade ortaya koymalı, eksikleri bir an önce gidermelidir. Kadının kimliği, eşitliği toplumun bilincine işlenmediği takdirde, hangi yasal düzenleme yapılırsa yapılsın, hangi önlem alınırsa alınsın bu konuda yol kat edilemeyeceği açıktır. Özellikle istihdam ve eğitime katılım açısından kadın sorununu çözmeyi hedefleyen politikalar hayata geçirilmelidir. Ancak güçlü bir kadın, özgür bir kadındır.
'Her yaştan mağdur var'
Ekonomik bağımsızlığını elde edemeyen kadınlar, bağımlılık ilişkisi nedeniyle aile içi şiddetten uzaklaşamamaktadır. Kadınların eğitim olanaklarından yararlanamaması, şiddeti doğurmaktadır. Sığınma evinde kadınların genel durumuna bakıldığında şiddetin yaşının olmadığı görülmektedir. 15 yaşında ya da 60 yaşındaki kadınlar şiddet görmektedir. Aile zoruyla evlendirilen, çocuk veya genç yaşta evlendirilen, ya da ailenin izni olmadan kaçarak evlenen kadınlar şiddet görmektedir. Ailenin, “girdiğin yerden kefeninle çıkarsın” anlayışı, kadının gidecek bir yeri olmayışı, ailenin şiddet gören kadına kol kanat germemesi şiddeti doğurmaktadır. Ülkemizin kanayan en büyük toplumsal yarası olan çocuk gelinlerin olması şiddet ortamına zemin hazırlamaktadır.
Hikâyeleri bir birinden acı
Raporda, şiddet gören kadınlarla yapılan görüşmelere de yer verildi. Kadınların anlatımlarına göre yaşadıkları şiddet dolu olaylar şöyle:
37 Yaşında. Boşandı. Dört kızı var. 15 yıllık evli. Psikolojik sorunları bulunan eşi kumar oynuyordu. Şiddet evlendiği gün başladı. Psikolojik baskı, cinsel şiddet çok fazlaydı. Çocuklar da şiddetten nasibini alıyordu. Eşi sigortalı işte çalışmasına, üniversite okumasına izin vermedi. Eşi tarafından silahlı saldırıya uğrayınca, koruma kararı alındı.
21 yaşında. 4 aylık bebeği var. 2 yıllık evli. Resmi nikâhı yok. Lise eğitimini tamamlayamadı. Aynı mahallede yaşayan eşiyle, kaçarak evlendiler. Mezhep farklılığı problem olunca her iki aile de istemedi. Ailesi tarafından reddedildi. 4.5 aylık hamileyken eşinin yurtdışında başka bir kadınla evli olduğunu öğrendi. Evi terk ederek ablasının yanına gitti. Eniştesi istemeyince sığınmaevine yerleşti.
20 yaşında. 1 yıllık evli. 27 günlük bebeği var. Lise mezunu; çalışmıyor. Küçük yaşta ailesi tarafından evlatlık verildi. Üvey annesi intihar edince üvey babasının evlendiği yeni eşi onu istemedi; sokağa atıldı. Kendi ailesini buldu fakat onlar da istemedi. Evlendi kocasından şiddet gördü. 5 aylık hamileyken, ablasının yanına gitti. Doğumunu orada yaptı. Eniştesi sorun çıkarınca tekrar sığınmaevine gitti. Bebeğini çocuk yurduna verdi.
32 yaşında. İki çocuğu var. İlkokul mezunu. Çocukken evlatlık verildi. 14 yaşında görücü usulü evlenirken eşi de 19 yaşındaydı. Evlendikten 7 sene sonra boşandı. Eşi sürekli şiddet uyguluyordu. Öz ailesinin yanına gitti ancak orda da şiddet görünce sığınmaevine gitti.
22 yaşında evli. Annesi 5 yaşında öldü. Babası tekrar evlendi. Bir üvey kardeşi var. Babası tekrar evlendi. Evlendirildiği kişi daha önce kendisine tecavüz etti. 1,5 yıl sonra evlendiler. “Eşim bana insan gibi davranmadı. Bana tecavüz ettiğini ailesine anlattı” ifadesini kullandı. Sürekli şiddete maruz kaldı.
60 yaşında. Ölen ilk eşinden beş çocuğu bulunuyor. İkinci eşi ile 5 yıldır evli. Eşinin çocuklarından şiddet gördüğü için sığınmaevine başvurdu.