Politika

CHP'li Köktürk: Çocuk işçilerin sayısı 8 milyon 397 bin

2013- 2014 Eğitim-Öğrenim yılı öncesinde çocuk işçilerle ilgili rakamları gündeme getiren CHP Zonguldak Milletvekili Ali İhsan Köktürk, Eğitim Sendikalarının araştırmalarına göre 5-17 yaş çocuk işçi sayısının 8 milyon 397 bin olduğunu açıkladı

15 Eylül 2013 18:49

Hülya Karabağlı/ ANKARA

CHP Zonguldak Milletvekili Ali İhsan Köktürk, 2013- 2014 Eğitim-Öğrenim yılı öncesinde çocuk işçilerle ilgili son rakamları gündeme getirdi. Türkiye'de çocuk işçi sayısı bir milyon civarında. Ancak, Eğitim Sendikalarının araştırmaları, "ev işlerinde çalışan çocuklar" bu kapsamda değerlendirildiğinde, 5-17 yaş arası çocuk işçilerin sayısı 8 milyon 397 bin. Eğitim yılı açılışı, bakanlığın yönetmelik değişiklikleri ve yol açacağı sorunlara yazılı açıklamayla dikkat çeken Köktürk, 'çocuk gelinler' vakasını hatırlattı.

Ali İhsan Köktürk'ün açıklaması şöyle:

 

Açık eğitime yönlendirme 'çocuk gelin'i artırır

 

Milli Eğitim Bakanlığı’nın 7 Eylül’de yayınladığı Ortaöğretim Kurumları Yönetmeliği ile birçok uygulama değişikliğine gidildi. 12 yıllık eğitimle zorunlu hale getirilen lise eğitiminin kuralları yeni yönetmelikle sil baştan değiştirildi. En ilginç değişikliklerden birisi de; kayıt şartlarıyla ilgili madde 21, daha da ilginç bir konuyu düzenlemektedir.

Çocuk gelinlerin çok sayıda olduğu ülkemizde bu madde çok anlamlıdır. Evli olanların kayıtlarının yapılamayacağını vurgulayan bu madde, öğrenci iken evlenenlerin okulla ilişiklerinin kesilerek kayıtlarının e-okul üzerinden Açık Öğretim Lisesine veya Mesleki Açık Öğretim Lisesine gönderilebileceğini belirtiyor.

4+4+4 yasasının çocuk yaşta evlenmeyle ilgili “destekleyen” tavrı, yeni yönetmelikteki daha da somutlaşıyor ve öğrencilerin çocuk yaşta, okula giderken evlenmesini ve örgün eğitim kurumlarından uzaklaştırılarak açık eğitime yönlendirilmesini teşvik ediyor…

 

Kameralar özel hayata müdahale

 

Son yıllarda okullarımız güvenlik ve denetleme gerekçesiyle kameralarla donatılmış, öğrenciler ve öğretmenler gözetim altına alınmışlardır. Bu durum ilk başta iyi gibi görülse de, ancak sistemin yaygın ve ölçüsüz olarak kullanılması hem öğretmenlerimizin hem de çocuklarımızın özel yaşamlarına müdahale teşkil etmektedir…

Öte yandan, Gezi olayları sırasında öğrenciler sıkıştırılarak eyleme katılan arkadaşları ve öğretmenlerini söylemeye (İhbar etmeye) zorlanmışlardır. Bu eğitim açısından anlaşılabilir bir durum değildir.