CHP İstanbul Milletvekili Eren Erdem, dokunulmazlık yasasının iptal talebi HDP’den gelen “Anayasa Mahkemesi’ne dokunulmazlık yasasının iptal talebinde bulunmak için 59 milletvekiline ihtiyacımız var” çağrısına cevap verdi. CHP’li Erdem, odağında HDP’li milletvekillerinin bulunduğu anayasa değişikliğini iptaline ilişkin olarak, “CHP milletvekilleri olarak parlamenter sistemin devamı için 110 imza ile AYM’ye gitmeliyiz” dedi. Erdem, “Anayasa Mahkemesi’ne 110 imzayla başvuru noktasına geldiğimizde, AYM’nin kararı şeklen bozması mümkün görünüyor, hukukçuların dillendirdikleri bu. Partimin böyle bir teşebbüste bulunması halinde, AYM’ye madde iptali istemli başvuruya tabi ki ben de imzamı atarım” diye konuştu.
CHP’li Erdem, partisinin Grup Başkanvekili Engin Altay’ın “AYM’ye bireysel başvuruları destekleyeceklerini ancak HDP’li vekillerin imzasının altına hiçbir CHP’li vekilin imza atamayacağını” belirtmesine de değindi. CHP’li Erdem, CagdasSes.com’a değerlendirmelerde bulunarak, Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvuruda bulunmayacağını söyledi. CHP’li Erdem’in yaptığı o açıklama:
“Dokunulmazlıkların kaldırılması bireysel mağduriyet değildir”
"CHP’nin sosyal demokrat bir milletvekili olarak, dokunulmazlıkların geçmişe dönük olarak kaldırılması meselesini bir bireysel mağduriyet olarak görmek doğru değildir. Bu parlamenter demokrasiyi bir darbeyle tasfiye etmeyi amaçlayan bir saray oyunudur. Bu yasa parlamentodan geçtikten sonra, çok rahat ifade edebilirim ki başvuru açısından Anayasa Mahkemesi’ne götürmek için 110 imza toplayıp gitmek ve bireysel olarak bu maddeden görülecek zararı engellemek adına başvurmak mümkündür. Fakat ben bir hukukçu olmadığım halde şunu söyleyebilirim ki, 83. Madde’de düzenlenen geçici bir fıkra aracılığı ile dokunulmazlıklar mevcut fezlekeler üzerinden kaldırılarak, 84. Madde’de yer alan koşulların hiçbirisi oluşmamış bir şekilde milletvekilliğinin düşürülmesi mevzubahistir.
“Kendi fezlekelerimden değil, parlamenter sistemin devamından endişeliyim”
“Velhasılkelam, AYM’nin bireysel başvuru yapılabilir noktada olmasında dahi buna bireysel başvuru yapmayı düşünmemekteyim. Nedeniyse, benim AKP’nin getirdiği bu Anayasa değişikliğine karşı çıkma nedenim, kendi fezlekelerimden veya siyasi geleceğimden kaygı duyarak, cezaevine girmek endişesiyle hayır dediğim bir düzenleme olması değildir. Karşı çıkmamın nedeni Türkiye’nin geleceğinden endişe duyarak, Parlamenter demokrasiye Erdoğan eliyle şantaj yapılacak bir noktaya geleceğini gördüğüm bu süreçte tavrımı Parlamenter sistemin devamından yana koymamdan kaynaklıdır.
“Meseleyi kendi fezlekelerim üzerinden basite indirgeyecek değilim”
“Bu durumu basite indirgeyerek, kendi fezlekelerim üzerinden bir tavır izlemem mümkün değildir. Benim tavrım politik bir tavırdır; yargılanmaktan kaçmak amacıyla değil, ülkemin geleceği ile ilgili olarak öngördüğüm kaygılarım nedeniyle bireysel başvuruyu tercih etmeyi düşünmemekteyim. Bireysel başvuru yapıldığında, Anayasa Mahkemesi ancak hak ihlali noktasında bir hüküm veriyor ve maddeyi iptal etmiyor. Yani sizin yargılanmanızın önüne geçiyor.
“Talebemiz maddenin iptal edilmesidir”
“Bizim talebimiz bu noktada maddenin iptal edilmesidir. Geçici maddenin tamamen kaldırılmasıdır. Burada maddenin varlığı halinde Erdoğan’ın TC Parlamentosu’na açık bir şantaj yapacağı, şu anda fezlekesi olan milletvekillerini tehdit ederek onların siyaset üretmelerini engelleyeceği aşikardır. Mesela, dokunulmazlık oylamasının hemen ardından Antalya kampından İstanbul’a dönerken araç içerisinde bir polis beni tanıyarak çevirmiş, tarafıma olağanüstü hakaretlerde bulunmuştur. Halbuki dokunulmazlığımın kalkmadığını bilmemektedir. Ben de kendisi hakkında bir şikayette bulundum ancak Saray’a yüksek muhabbet duyduğunu anladığım bu polise bu cesareti veren, dolayısıyla milletvekilini kamuoyu nezdinde küçük düşürmeyi ve Parlamento’yu küçük düşürmeyi amaçlayan bu maddenin amacı itibar suikastlığıdır. Yoksa herhangi bir milletvekilinin terör suçundan yargı önüne gönderilebilmesi için Karma Komisyon’dan çıkarak TBMM’ye getirilmesinin önünde hiçbir engel bulunmamaktadır.
“AKP’nin sayısı yetiyordu, istese dokunulmazlıkları kaldırabilirdi”
“AKP’nin istediği milletvekilini yargıya gönderecek çoğunluğa Meclis’te sahiptir. AKP’nin 317 milletvekili vardır, 276 oyuyla istediği milletvekilinin dokunulmazlığını kaldırabilmektedir. Yani AKP isterse şu anda benim dokunulmazlığımı kaldırabilecek çoğunluğa sahiptir. Yani dolayısıyla, benim kendi fezlekelerimden kurtulacakmış gibi okunması muhtemel bir bireysel başvuruda bulunmayacağım. Ayrıca Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvurunun yapılamayacağını söyleyen hukukçular var, yapılabilse dahi maddenin kendisinin iptali noktasında bir karar çıkmadığı için tercihim doğrultusunda değildir. Eğer ki AKP faşizmin yargısı ciddi bir hak ihlali oluşturursa, herhangi bir tutukluluk durumunda tabi ki değerlendirilebilir. Ama yargılanma öncesi herhangi bir şekilde iptal istemli olarak AYM’ye bireysel başvurum söz konusu olmayacaktır.
“Suç işlemedim, fezlekelerimden korkum yok”
“Suç işlemedim, fezlekelerimden korkmadım. Gerçek suçlular, bu ülkenin çocuklarını birbirine düşünmekten çekinmeyen faşist diktatör ve şürekâsıdır. Asıl suçlular faşist diktatörün ağzından çıkan sözlere biat edenler ve kutlu yürüyüş diye kodladıkları ama esasen putlu yürüyüş olan zihniyettir. Esas suçlular çocukları öldürenler, tecavüz edenler, bu milletin parasını çalanlar ve kaynaklarını yağmalayanlardır. Ben bu bağlamda sanki kendim suçluymuşum gibi AYM’ye kendimle ilgili bir müracaat yapmamı politik yaklaşımım açısından uygun görmedim. Bu maddenin yol açacağı kalıcı tahribatları birlikte göğüsleyeceğiz. Bugünleri de aşağacağımıza inanıyoruz. Türkiye Cumhuriyeti’nin yeniden laik, sosyal bir hukuk devleti olarak varlığını sürdüreceği günleri dayanışma ile inşa edeceğiz. Türkiye Cumhuriyet’ini 2019’dan 2100’lere ve insanlık tarihinin devamlılığı bağlamında eşitliğin, barışın ve kardeşliğin karargâhına dönüştürecek bir ülke haline getirme mücadelemiz elbette ki sürecek. Mücadelemizden en ufak bir geri adım atmayacağız, AKP faşizminden korkmayacağız.
Partim 110 imza toplarsa imza atarım
“Anayasa Mahkemesi’ne 110 imzayla başvuru noktasına geldiğimizde, AYM’nin kararı şeklen bozması mümkün görünüyor, hukukçuların dillendirdikleri bu. Partimin böyle bir teşebbüste bulunması halinde, AYM’ye madde iptali istemli başvuruya tabi ki ben de imzamı atarım. Ancak, partim dışında bir siyasi oluşumun teşebbüsü içerisinde yer almayacağımı açıkça bildiririm. Bu kararım, CHP’nin sosyal demokrat temelde siyaset yapan bir milletvekili olarak, kendi doğrularımın ve ilkelerimin gereğidir. Kendi partimin, Parlamenter sistemi yerle bir ederek Başkanlık sisteminin zeminini hazırlayan Saray’ın kara bir oyunu olan Anayasa Değişikliği’ni, 110 imza ile AYM’ye taşıyarak, üzerine düşen tarihi sorumluluğu hakkıyla yerine getirmesi yönünde, partimdeki yönetici arkadaşlarıma sizlerden aldığım görüşleri dillendirdim, bu doğrultuda politik zeminde mücadele vermeye devam etmekteyim.
“Başka partiye imza vermeyeceğim”
Bana oy veren binlerce yol arkadaşım bilmektedir ki, partim dışında bir siyasi partinin başvuru metnine imza atmayacak olmamın nedeni “disiplin tehdidi” değil; köklerime kadar bağlı olduğum siyasi ahlak, etik ve partimin ilkeleriyle birlikte örgütüme duyduğum gönülden bağlılık nedeniyledir.
“Beni seçen iradeye verdiğim sözü sonuna kadar tutacağım”
“Dolayısıyla kendi partim dışında bir siyasi partinin açacağı talebe destek vermem söz konusu olmadığı gibi, kendi partimin başvuruda bulunması halinde imzamı atacağımdan; bana ön seçimde ve genel seçimlerde oy vererek, kendilerini Parlamento’da temsil etmem doğrultusunda irade ortaya koyan değerli yol arkadaşlarıma verdiğim sözü, her türlü bedeli ödemeyi göze alarak tutacağımdan kimsenin şüphesi olmamalıdır."