TBMM Başkanvekili Gülizar Biçer Karaca, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’nca 2 yıldır uygulanan Aile Destek Programı’nın süresinin seçim olmadığı için uzatılmadığını belirterek, "Neden programı seçim olan yıllarda uzattınız ya da seçim olan yıllarda uyguladınız? Beşli çetelere ödedikleri geçiş garantilerine para bulabilen, bütçeyi o beşli çete ailelerine layık gören Saray iktidarı derin yoksulluğun pençesinde açlıkla mücadele eden ailelere, yurttaşlara neden Aile Destek Programı'nın süresini uzatmadı? Bunun cevabını da hem Saray'dan hem Aile Bakanı'ndan da bekliyoruz. Hem Aile Yılı ilan edip hem yarattığınız derin yoksulluğun yükünü sosyal devlet olarak üstlenmek yerine ailelerin sırtına yüklüyorsunuz" dedi.
Gülizar Biçer Karaca, ANKA Haber Ajansı’na, Aile Destek Programı’nın süresinin sona ermesiyle ilgili açıklama yaptı.
Aile Destek Programının 2 yıldır uygulanmakta olduğunu hatırlatan Karaca, şu cümleleri kullandı:
“Cumhuriyet Halk Partisi'nin 2023 öncesi Aile Destekleri Sigortası’na ilişkin toplumu ciddi anlamda etkileyen bir projesi vardı ve çok ciddi destek görüyordu.
Baktılar ki kendilerinin yaratmış olduğu yoksulluk bu derece derinleştiğinde Aile Destekleri Sigortası ciddi anlamda onlara oy kaybettirecek, hemen Aile Destek Programı diye apar topar bir program açıkladılar ve on binlerce aileye bu konuda 2023 ve 2024 yılında destekte bulundular.
2023 yılında 1 yıllıktı süresi ve yanlış hatırlamıyorsam Haziran gibi bitecekti. Tam seçimden sonra ve bunu 2024’ün 31 Aralık ayına kadar, Cumhurbaşkanı 'sosyal devletiz, biz vatandaşımızı yalnız bırakmayız' diyerek devam etmesine, bir yıl daha uzatılmasına karar verdiler"
"Kendilerinin yarattığı yoksulluğu ailelerin omuzlarına bıraktılar"
Gülizar Biçer Karaca, şöyle devam etti:
"Neden uzatılmasına karar verdi? 2023’te genel seçim vardı, 2024’te de yerel seçim vardı. Yani iktidarın, Saray'ın 'destek' dediği, kendilerinin yarattığı yoksulluğa ve yoksulluk döngüsüne destek olarak açıkladığı tamamen bir seçim yatırımıydı. O nedenle 31 Aralık 2024’te biten Aile Destek Programı'nı 2025’i Aile Yılı ilan etmelerine rağmen, 2024’e Emekli Yılı dedikleri gibi yine kendilerinin yarattığı yoksulluğun yükünü ailelerin omuzlarına bıraktılar ve aileleri bu konuda, o kutsal aile kavramı içerisinde bıraktıkları aileleri o yoksulluk yükünü onların omuzlarına yüklediler.
Ne demişti Cumhurbaşkanı? ‘Biz talep odaklı değil, arz odaklı bir sisteme geçtik.’ Ben de soruyorum, ‘Sosyal devletin gereği bu mu, sosyal devlet "Aile Yılı'nda" ailelere bunu mu reva görüyor? Neden programı seçim olan yıllarda uzattınız ya da seçim olan yıllarda uyguladınız. Seçim olmayan yılda hem Aile Yılı ilan edip hem yarattığınız derin yoksulluğun yükünü sosyal devlet olarak üstlenmek yerine ailelerin sırtına yüklüyorsunuz.
Beşli çetelere ödedikleri geçiş garantilerine para bulabilen, bütçeyi o beşli çete ailelerine layık gören Saray iktidarı derin yoksulluğun pençesinde açlıkla mücadele eden ailelere, yurttaşlara neden aile destek programının süresini uzatmadı? Bunun cevabını da hem Saray'dan hem Aile Bakanı'ndan da bekliyoruz."
"Roketsan'daki bir mühendisin ölüm vakasının gerçek sebeplerinin araştırılmasının takipçisi olacağım"
Gülizar Biçer Karaca, Roketsan'da çalışan bir mühendisin ölümüyle ilgili de şunları kaydetti:
"Şüpheli bir ölümün varlığı aile tarafından da ifade ediliyor. Ailenin onayı olmadığı için, ailenin hassasiyetlerini gözettiğimiz için çok da açıklama yapmıyoruz ama ben buradan şunu ifade etmek isterim. Aileyle görüşüp onların da hassasiyetini gözeterek hem aileye bir başsağlığı dilemek hem de ailenin 'şüpheli ölüm' nitelendirmesi ve sebepleri konusunun, bu ölüm vakasının gerçek sebeplerini araştırılması için takipçisi olacağımı ifade etmek isterim.
Roketsan’daki intihar olduğunu iddia ettikleri mesele, bundan önce Aselsan'da da benzer intihar vakaları yaşanmıştı, onu hatırlattı. Eğer karanlıkta kalan noktayı aydınlatmazsanız yenilerine yol açmış oluyorsunuz. O nedenle bu Roketsan'daki intihar olduğu ifade edilen olayın, babanın iddiası şüpheli ölüm, babanın iddiası bambaşka bir süreç, bunun takipçisi olmak ve aydınlatılmasına katkı sunmak bir milletvekili olarak, Meclis başkanvekili olarak ama her şeyden önce bu ülkenin duyarlı bir yurttaşı olarak görevimizdir diye düşünüyorum." (ANKA)