Sağlık

CHP heyeti, Burdur’da diyalize girdikten sonra rahatsızlanan hastalarla ilgili incelemelerini tamamladı: “Bu olayın dünyada örneği yok"

29 Mayıs 2024 10:56

CHP Sağlık Politikalarından Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Zeliha Aksaz Şahbaz, Bursa Milletvekili Kayıhan Pala ve Samsun Milletvekili Murat Çan’dan oluşan CHP heyeti, Burdur Devlet Hastanesi Diyaliz Ünitesi’nde diyalize girdikten sonra rahatsızlanan ve çevre hastanelere sevk edilen hastalar hakkında bilgi almak ve süreç hakkında kamuoyunu bilgilendirmek amacıyla Burdur’da incelemelerde bulundu. Afyonkarahisar ve Antalya’daki hastaları da ziyaret eden heyet, CHP Burdur İl Başkanı Kadir Koç ile birlikte parti binasında açıklama yaptı.

CHP Genel Başkan Yardımcısı Zeliha Aksaz Şahbaz, şunları kaydetti:

"Çok üzgünüz"

"25 Mayıs Cumartesi günü Burdur Devlet Hastanesi’nde hemodiyaliz tedavisi alan 30’dan fazla hastamız diyaliz işlemi sonrasında aniden fenalaşarak hastaneye kaldırılıyorlar. Bu hastalardan 14 tanesi entübe ediliyor ve durumları ağır olduğu için de çevre illerdeki hastanelere sevk ediliyorlar. Biz Cumhuriyet Halk Partisi heyeti olarak olayı incelemek üzere Burdur’a geldik. Çevre illerde yatan hastalarımızı da ziyaret ederek durumları hakkında bilgi almak üzere bir inceleme çalışması gerçekleştirdik. Burada çok ciddi iddialar var. Bugün giderek hakkında bilgi aldığımız Akdeniz Üniversitesi’nde entübe vaziyette yoğun bakımda tedavisi devam eden bir hastamızın hayatını kaybettiğini hasta yakınları tarafından öğrendik. Bundan dolayı da çok üzgünüz. Bu tedavi sonrası yaşanan üzüntü verici hadise, hastalarımızın hayatını tehlikeye atan, durumlarını sıkıntılı bir tablo gelişmesine neden olan ve bir hastamızı da kaybettiğimiz bu olay konusunda çok üzgünüz. Kendisine Allah’tan rahmet, acılı ailesine ve hemşehrilerimizi de başsağlığı diliyoruz."

"Diğer hastaların durumları stabil"

Hastanede bir gün önce hemodiyaliz işlemleri tamamlandıktan sonra bir bakım yapıldığını aktaran Şahbaz, şöyle devam etti:

"Hemodiyaliz ünitesindeki sıvılara bir arıtma işlemi gerçekleştiriliyor ve sabahında yapılan işlem sonrasında 30’un üzerinde özellikle ilk sabah saatlerinde hemodiyaliz tedavisi alan hastalarımızda aniden bilinç bulanıklığı, solunum sıkıntısı gibi ağır bir tablo gelişiyor. Hastaların 14 tanesi geri çağırılarak entübe edilerek çevre illerdeki hastanelere sevk ediliyorlar. Afyonkarahisar Devlet Hastanesi’nde ve Sağlık Bilimleri Üniversitesi’nde biz hastalarımızı ziyarete gittiğimizde sağlık idarecileri, hastane yöneticileri bize hastaların durumları hakkında herhangi bir bilgi vermedi ve hasta yakınlarıyla görüşmemizde engellendi. Dün Burdur’daydık, Sayın Sağlık Müdürü ve sayın Vali’den durum hakkında bilgi almak ve geçmiş olsun dileklerimizi sunmak üzere randevu istedik fakat, kendileri bizimle görüşmekten imtina ettiler. Bugün tekrar Sayın Valimizden randevu istedik fakat sayın Vali bizimle görüşmeyi gene birtakım bahanelerle kabul etmedi. Biz bu tavrı çok sıkıntılı buluyoruz. Bugün Antalya’da hastalarımızın durumlarıyla ilgili bir inceleme gezisi gerçekleştirdik. Orada Akdeniz Üniversitesi’nde takipte bulunan, tedavi altında olan bir hastamız vardı. Onu kaybettik, diğer hastalarımızın durumları hakkında şehir hastanesi ve eğitim araştırma hastanesinden bilgi aldık. Onların da şu anda tedavileri devam ediyor ve durumları stabil." 

TIKLAYIN - Burdur’da diyaliz sonrası rahatsızlanan hastalardan ikisi hayatını kaybetti

"Çok ciddi iddialar var"

Şahbat, dile getirilen iddialarla ilgili şunları söyledi:

"Burada çok ciddi iddialar var. Tedavinin uygulandığı hastane son birkaç aydır kullanımda olan yeni yapılan bir hastanedir. Burdur Devlet Hastanesi. Diyaliz tedavisinde kullanılan su tanklarına antifiriz içinde bulunan etilen glikolün karıştığı yönünde birtakım iddialar var. Bunlar çok vahim iddialar, böyle bir şey nasıl olabilir, nasıl gerçekleşebilir? Biz bunların araştırılmasını bu konuda aydınlatıcı bir tahkikatın yapılmasını bekliyoruz. Bu arada devlet yetkililerinin, Sağlık Bakanlığı yetkililerinin bizimle görüşmeyi reddetmeleri ve şeffaf bir şekilde kamuoyunu aydınlatmaları gerekirken bu şekilde davranmalarının arkasında ne var, biz bunu da sorguluyoruz, neyi gizlemeye çalışıyorsunuz? Neyi saklamak istiyorsunuz? Bu olayın takibini yaparak, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde ve kamuoyunda sorumluların cezalandırılması ve olayın aydınlatılması için de üzerimize düşen görevi sonuna kadar yerine getireceğimizi ve takibini bırakmayacağımızı da ifade etmek istiyorum.”