T24 Haber Merkezi
CHP Grup Başkanvekili Murat Emir, "Henüz heybede duran büyük turplar ortaya dökülmedi!" diyen Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan'a, "CHP'nin içinden gelen bilgiler diyor. Ne demek bu? Demek ki sen tanıklara, bilgilere, dosyadaki delillere hakimsin. Takip ediyorsun. Sana geliyor bunlar. Demek ki sen aslında Cumhuriyet Başsavcısısın. Sen bu işin içindesin. Boğazına kadar bu işin içindesin. Ve bu operasyonun tetikçisi sensin" dedi. "Cumhurbaşkanı CHP'ye operasyon hazırlığı yapıyor. Bugünkü konuşması açıkça ele vermiştir" diyen Emir, "CHP'ye, Mustafa Kemal Atatürk'ün partisine, Kuvayi Milliye'den köklerini alan, savaş meydanlarında kurulmuş Cumhuriyet Halk Partisi'ne operasyon çekme cesareti göstereceğini söylüyor. Hazırlıklarını yaptığını söylüyor. Senin ona gücün yetmez. Senin kalibren yetmez" diye konuştu.
Emir, Erdoğan'ın meclis grup toplantısında yaptığı konuşmasının hemen ardından TBMM'nde basın toplantısı yaptı. Emir, şunları söyledi:
"Sen nereden biliyorsun turpları?"
"Zehir ve sataşma dolu, iftira dolu sözlerini duyunca bir kaçına cevap verme ihtiyacı doğdu. Bir taraftan işin pis, kirli olduğunu, yenemediği bileği bükmek için savcı talimatlandırdığını biliyor, işin pis olduğunu bildiği için biz yokuz bu işte diyor, CHP'liler getiriyor, bırakın yargı görevini yapsın diyor ama diğer taraftan turplardan haber veriyor. Sayın Cumhurbaşkanı. Sen nereden biliyorsun turpları? İki ay önce turpun büyüğü heybede dedin. Şimdi daha büyüğü geliyor turpun dedin. Nereden biliyorsun?
"Biliyorsun, içindesin ve itiraf ediyorsun"
Sen Cumhurbaşkanısın. Sen yürütmenin başındasın. Sen Adalet Bakanı'nı atayan kişisin. Sen HSK'yı atayan kişisin. Hakimlerin, savcıların atama yazıları altında imzası olan kişisin. Ve sen demek ki bütün deliller sana geliyor, sen takdir ediyorsun, bakıyorsun, inceliyorsun, ona göre de savcılara talimat veriyorsun, bunu da itiraf ediyorsun. Normalde senin dosyayla, tanıklarla, delillerle, şikayetlerle, ifadelerle hiçbir ilgin olmaması gerekir. Birazcık hukuka saygın olsa, birazcık ettiğin yemine saygın olsa sana böyle bir konu geldiğinde 'Arkadaşlar ben Cumhurbaşkanıyım. Beni bunlara bulaştırmayın, bırakın yargı görevini yapsın' demen gerekir. Ama sen haber verecek kadar dosyanın içindesin. Turpun büyüğü orada. Sayın Cumhurbaşkanı, tanıkları da say, tanık ifadelerini de anlat istersen. Çünkü biliyorsun, içindesin ve itiraf ediyorsun.
"Pislik örtme uzmanı sizsiniz"
Delilleri çok iyi biliyor, takdir etmiş, pisliğinizi örtemeyeceksiniz diyor. Bir defa pislik örtme uzmanı sizsiniz. Biz değiliz. İstanbul belediye başkanını, Melih Gökçek'i, başka belediye başkanlarını niye görevden aldınız? Niye yargılanmadılar. Zehra Taşkesenlioğlu niye yargılanmadı? Kendi bakanlığına dezenfektan satan bakan niye yargılanmadı?
"Cumhuriyet Başsavcısısın, operasyonun tetikçisi sensin"
CHP'nin içinden gelen bilgiler diyor. Ne demek bu? Demek ki sen tanıklara, bilgilere, dosyadaki delillere hakimsin. Takip ediyorsun. Sana geliyor bunlar. Demek ki sen aslında Cumhuriyet Başsavcısısın. Bir an evvel karar vermelisin. Cumhurbaşkanı mı olacaksın, ettiğin yemine sadık mı kalacaksın yoksa başsavcılık mı yapacaksın? Delilleri biliyor, turpları biliyor, zamanlamayı biliyor, ne zaman geleceğini biliyor, bizim o pislikleri örtemeyeceğimizden de emin olmuş beyefendi, sonra diyor ki biz bu işin içinde yokuz, CHP'lilerin CHP'lilerle meselesi. Sen bu işin içindesin. Boğazına kadar bu işin içindesin. Ve bu operasyonun tetikçisi sensin.
"Cumhurbaşkanı CHP'ye operasyon hazırlığı yapıyor"
Ve anlıyoruz ki Cumhurbaşkanı Cumhuriyet Halk Partisi'ne operasyon hazırlığı yapıyor. Bugünkü konuşması açıkça ele vermiştir. CHP'ye, Mustafa Kemal Atatürk'ün partisine, Kuvayi Milliye'den köklerini alan, savaş meydanlarında kurulmuş Cumhuriyet Halk Partisi'ne operasyon çekme cesareti göstereceğini söylüyor. Hazırlıklarını yaptığını söylüyor. Senin ona gücün yetmez. Senin kalibren yetmez. Atatürk'ün partisine dokunmak sizin haddiniz de hakkınız da değildir. CHP kongre kararını almıştır. Kongre yapacaktır. Sizin iftira attığınız, sizin binbir vaatle, binbir baskıyla ifade aldığınız meczuplara rağmen 1300 delegemiz gelecek ve iradesini Türkiye'ye ve size gösterecek. Hiç bundan çekinmeyin. Ama bizim partimizle oynamaktan vazgeçin.
"Yiğitçe, mertçe gelecek o sandık"
İki düşmanınız var. Bacaklarınız tir tir titriyor. İktidarınızı kaybedeceğinizi fark ettiniz. Biri Ekrem İmamoğlu cezaevine koydunuz. Ama CHP çok büyük bir parti, çok büyüdü. Yüzde 50'lileri buldu. İlk seçimde seni yenecek. Kaçamıyorsun. CHP'yi de bölelim, tartıştıralım, kayyum atayalım, zayıflatalım. Bu sizin yapabileceğiniz bir şey değil. Bunu yapamayacaksınız ve bunun üzerinden bükemediğiniz CHP'yi de tartışma konusu yapacaksınız. Yiğitçe, mertçe o sandık gelecek o sandıkta halkın vicdanında tartılacaksınız. O sandıktan kaçma şansınız yoktur. Ve bir an evvel o sandığı getirmenizde hem sizin hem de bu memleketin hayrınadır."
Erdoğan'dan CHP'ye: Henüz heybede duran büyük turplar ortaya dökülmedi; yolsuzluk çarkınız deşifre oldu, pislikleri örtemezsiniz!
