Gündem

Ceza Profesörü Adem Sözüer: Yargıtay Cumhuriyet infazlarını durdurabilir

"5 yıl altında ceza alanlara temyiz yolu açılabilir"

26 Şubat 2019 11:12

2004 yılında hazırlanan yeni Türk Ceza Kanunu (TCK) ile Ceza Muhakemesi Kanunu’nun mimarlarından olan İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi Ceza ve Ceza Muhakemesi Hukuku Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Adem Sözüer, istinafın Cumhuriyet davasında 5 yıl altında hapis alanların cezasını onaması, 5 yıl üzeri hapis verilenlere ise Yargıtay yolunun açık olmasıyla ortaya çıkan “hukuk garabeti”yle ilinfazgili dikkat çeken öneride bulundu. Yargıtay’dan çıkacak yeni bir içtihatla 5 yıl altında ceza alanlara temyiz yolunun açılabileceğini belirten Sözüer, “Şu anda böyle durumlarda çözüm, kanun değişikliği olmasa bile, Yargıtay aynı olay kapsamında yargılanan kişilerden beş yıl altında ceza alanların da temyiz talebini kabul etmesi ve bu durumda infazın durdurulması kararı verilmesidir” dedi.

Ceza Hukuku Profesörü Adem Sözüer, Türk Ceza Yasası’nın 220. maddesinin 7. fıkrasında düzenlenen “örgüt hiyerarşisine dahil olmamakla birlikte, örgüte bilerek ve isteyerek yardım etmek” suçu ve buna bağlı olarak istinafın Cumhuriyet gazetesi eski yazar ve yöneticilerinin davasında verdiği onama kararını değerlendirdi. 

TIKLAYIN - İstinaf mahkemesi, 200 sayfalık savunmaya karşı tek paragraflık hükümle Cumhuriyet yönetici ve yazarlarını mahkûm etti

Cumhuriyet'ten Alican Uludağ'ın haberine göre, Sözüer'in açıklamaları şöyle: 

"İfade özgürlüğü örgüte yardım olamaz"

"TCK’nin 220’nci maddesinin 7’nci fıkrası örgüt hiyerarşisine dahil olmamakla birlikte, örgüte bilerek ve isteyerek yardım etmek fiilini cezalandırılmaktadır. Eğer yapılan bir açıklama, sarf edilen bir söz ifade özgürlüğü kapsamında ise şiddeti övmek meşru göstermek vasfına sahip değilse, örgüte bilerek ve isteyerek yardım etmek suçundan veya terör örgütü propagandasından bahsetmek imkânı da bulunmamaktadır."

"5 yıl altı’na temyizin kapalı olması sorundur"

"Temyiz kanun yolunu düzenleyen CMK’nin 286. maddesi 5 yılın altında ilk derece mahkemesi kararlarını artırmayan istinaf mahkemesi kararlarının kesin olduğunu ve bu kararlara karşı Yargıtay’a başvuru imkânını kapatmaktadır. Değerlendirmeye konu birden fazla sanığın bir arada ve benzer fiillerden yargılandığı olaylarda bu düzenlemenin bir sorun olduğu kabul edilmelidir. Ancak CMK’nin 306. maddesi temyiz kanun yolundan sanık lehine sonuç alınması durumunda, temyiz isteminde bulunmamış sanıkların da bu hükümden yararlanmalarına imkân vermektedir. Esasen CMK 306. maddesindeki bu hüküm, cezanın beş yıl altında olması nedeniyle temyize başvuramayan sanıklar bakımından uygulanabilir gözükmemektedir. Ancak temyiz mahkemesi ile istinaf mahkemesi kararlarında olası çelişkilerin giderilmesi amacıyla kıyasen temyize başvuramayan sanıklara uygulanmasının önünde bir engel bulunmamaktadır."

"Yargıtay temyizi kabul etmeli, infazı durdurmalı"

"CMK’nin 296/2 fıkrası aracılığıyla Yargıtay içtihatla bu yolu açabilir. Çünkü temyiz aşamasında Yargıtay’ın vereceği olası bozma kararı, sadece beş yıl üzeri ceza almışları değil, beş yıldan az ceza alanları da etkileyebilir. Bu zaman aralığında kararın infaz edilmesi sorununun ise bu gibi durumlar için infazın ertelenmesine ilişkin bir kanun değişikliği ile çözümlenmesi daha doğru olur. Aksi durumda, aynı veya benzer fiillerden cezası 5 yıldan az olan sanıklar cezaevine konacak ve infaza başlanacak, sonradan bozma kararı verilse bile geri dönülmez ve giderilmez zararlara uğrayacaklardır. Şu anda böyle durumlarda çözüm, kanun değişikliği olmasa bile, Yargıtay’ın aynı olay kapsamında yargılanan kişilerden beş yıl altında ceza alanların da temyiz talebini kabul etmesi ve bu durumda infazın durdurulması kararı verilmesidir."