22 Şubat 2025 19:58
Güncelleme: 22 Şubat 2025 20:07
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, deprem bölgesine ilişkin "200 binden fazla konut teslim edildi. Bu yıl sonu itibarıyla 450 bin civarında bağımsız birimin tamamlanması öngörülüyor. Çok yoğun bir çalışma var. Bu çalışmalarla aslında o bölgelerimizi depremlere çok daha dirençli hale getirmiş oluyoruz" dedi.
Toplantının ardından konuşan Yılmaz, Bingöl'ün Kuzey Anadolu ve Doğu Anadolu fay hatlarının kesişim noktasında yer aldığını ifade ederek, şu ifadeleri kullandı:
"Türkiye, bulunduğu coğrafyanın kaçınılmaz bir gerçeği olarak depremler başta olmak üzere birçok doğal afete maruz kalmıştır. Gelecekte de maalesef bunlara hazırlıklı olmamız gerekiyor. Özellikle Bingöl ilimiz, Kuzey Anadolu ve Doğu Anadolu fay hatlarının kesişim noktasında yer alması nedeniyle riskli illerimiz, bölgelerimiz arasındadır. Ancak önemli olan, bu riskleri bir kader gibi görmemek, güçlü bir irade, sağlam bir altyapı ve bilimsel temele dayalı bir planlama ile afetlere karşı en üst düzeyde hazırlıklı olmaktır. Afetler yandığında müdahale etmek, afet sonrası gerekli iyileştirmeleri yapmak elbette çok kıymetli ama bundan daha kıymetli olan afet yaşanmadan gerekli tedbirleri alıp, riskleri iyi yöneterek afetlerin yol açabileceği zararları en alt düzeye indirmektir"
Afet bölgesine anında destek sağlamak için her şeyin önceden planlandığını belirten Yılmaz, şunları söyledi:
"Tam da bu bilinçte Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ın liderliğinde, ülkemizin afet yönetiminde dünyaya örnek olacak bir kapasiteye ulaşması için tüm imkanlarımızı seferber etmiş durumdayız. Bu çalışmaların en somut yansımalarından biri de bugünkü toplantı gerçekleştirdiğimiz UMKE Lojistik Merkezi'dir.
Bingöl'deki bu merkez; 105 bin metrekare alan üzerine kurulu, 3 adet sahra hastanesi, bünyesindeki 13 araç, 2 helikopter pisti ve son teknoloji sağlık ekipmanlarıyla sadece Bingöl'ün değil, tüm Doğu Anadolu'nun afet müdahale üstlerinden enkaz alanları, mobil haberleşme aracı, sahra mutfakları ve acil müdahale çadırları ile UMKE ekiplerinin afet sahasında kesintisiz sağlık hizmeti sunabilmesi için tam donanımlı bir lojistik destek merkezi konumundadır. Afetlerde ilk saatler malum çok büyük önem taşıyor.
UMKE Lojistik merkezleri, hızlı ve etkili müdahale kapasitesiyle olay yerine anında ulaşarak vatandaşlarımızın yaralarını sarmaktadır. Ben de geçmişte görevlerim gereği çeşitli afet durumlarında sahayı görme imkanına sahip oldum. Oralarda UMKE'nin ne kadar büyük bir çaba ve fedakarca bir çalışma sergilediğine şahit oldum. Bu vesileyle Türkiye'ye katkıda bulunan, çalışan tüm kardeşlerimize gönülden teşekkür ediyorum. Zamanla yarıştığımız bu ilk anlarda sağlık ekiplerimizin güçlü olması için her türlü hazırlığın önceden yapılmış olması büyük bir önem taşıyor.
Bu merkezler, hayati malzeme ve ekipman stoklarını bünyesinde barındırmaktadır. Tıbbi malzemeler, ilk yardım kitleri, ilaçlar, sahra hastaneleri, jeneratörler, bütün bunlar bu kapsamda önemli ekipmanlar olarak sıralanabilir. Afet bölgesine anında destek sağlamak, kaosun, kargaşanın önüne geçmek için her şey önceden titizlikle planlanmaktadır.
Aynı zamanda UMKE Lojistik Merkezleri, afet yönetiminde koordinasyonu sağlayan stratejik üslerdir. AFAD ile sağlık ekiplerimizle, emniyet güçlerimizle uyum içinde çalışarak kriz yönetimini en etkin şekilde gerçekleştiriyoruz. Bu merkezler sadece ekipman ve malzeme için değil, aynı zamanda sağlık çalışanlarımız ve kurtarma ekiplerimiz için de bir üs, bir merkez görevi görmektedir. Onlar gece gündüz demeden canlarını ortaya koyarak mücadele eden kahramanlarımızdır.
Burada çalışanlara özellikle emniyetli bir ortamda sağlamakla tüm topluma çok daha güçlü bir şekilde hizmet etmelerine de imkan sağlamış oluyoruz. Afetlere karşı hazırlıklı olmak, en büyük önceliğimizdir. Bugün yapılan her yatırım, gelecekte kurtarılan hayatlar demektir.
Afetlerle ilgili son olarak şunu söylemek isterim. Tüm Türkiye için geçerli. En önemli mesele, koruyucu müdahaleler, riskleri azaltan müdahalelerdir. Bu da risk analizlerinin iyi yapılmasıyla ve riskli alanlara müdahale ile mümkündür. Özellikle kentsel dönüşüm bu anlamda çok çok kıymetli, hayat kurtaran bir hadisedir. Dolayısıyla tüm Türkiye'de başlattığımız kentsel dönüşümü hızlandırarak devam ettirme kararlılığındayız.
Geçen yıl yeni bir başkanlık kurduk, Kentsel Dönüşüm Başkanlığı. Yeni bir kanun çıkardık, kentsel dönüşümü daha kolaylaştıran daha pratik hale getiren. Önümüzdeki süreçlerde bu önemli. Bir taraftan da sosyal konutlarla, diğer yapı çalışmalarıyla inşallah ülkemizi çok daha dirençli hale getireceğiz. 2023'te yaşadığımız deprem afetinden sonra da biliyorsunuz; şu anda dünyanın en büyük şantiyesi, Türkiye'nin deprem bölgelerindedir. 200 binden fazla konut teslim edildi. Bu yıl sonu itibarıyla 450 bin civarında bağımsız birimin tamamlanması öngörülüyor. Çok yoğun bir çalışma var. Bu çalışmalarla aslında o bölgelerimizi depremlere çok daha dirençli hale getirmiş oluyoruz.
Bingöl ilimiz de bu anlamda en hazırlıklı illerden biri diyebilirim. Tabii ki eksikleri her zaman düşünmek gerekir. Yapılması gereken, mutlaka atılması gereken adımlar vardır ama şunu ifade edeyim; Bingöl'deki yapı stoku son 20 yıl içerisinde yenilenmiştir. Gerek kamu binaları gerek konutlar, bir taraftan vatandaşımızın yaptıkları, bir taraftan sosyal konutlar ve kentsel dönüşüm ile bütün bunlarla birlikte yeni güncel yönetmeliklere göre deprem ve hazırlık anlamında çok önemli bir dönüşümü Bingöl'ün yaşadığını rahatlıkla ifade edebilirim.
Rehavete kapılmamak gerekir. Elbette ki varsa riskli alanların tespit edilip, yüzde 100'e ulaşıncaya kadar bu çabamızı sürdürmemiz son derece kıymetli. Bingöl'de afetlere dirençli bir şehir oluşturma yönünde çaba sarf eden tüm kardeşlerimize yürekten teşekkür ediyorum ama ne yaparsak yapalım bir deprem ülkesiyiz."(DHA)
© Tüm hakları saklıdır.