Sağlık

Cep telefonunun zararları

Cep telefonlarının insan sağlığına zararlarını "Cep Tehlikesi" adlı kitabında toplayan Prof. Selim Şeker Buket Aşçı'nın sorularını yanıtladı.

22 Kasım 2009 02:00

T24 - Cep telefonlarının insan sağlığına zararlarını "Cep Tehlikesi" adlı kitabında toplayan Boğaziçi Üniversitesi Elektrik-Eektronik Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Selim Şeker Vatan gazetesi yazarı Buket Aşçı'nın (22.11.2009) sorularını yanıtladı:


Cep telefonlarının beyin tümörü başta olmak üzere vücuda uykusuzluk, kısırlık, meme kanseri gibi sonuçlarla zarar verdiği bir şehir efsanesi gibi konuşuluyordu. Bu hafta bu şüphe gazetemizin manşetine yansıdı. Uzmanlar “kesin kanıt yok” dese de şüpheleri de küçümsemedi. Peki risk ne kadar? Zarar söz konusuysa bundan kaçınabilmek mümkün mü? İşte biz de bu sorulara yanıt bulmak için bu konudaki araştırmalarını “Cep Tehlikesi” isimli kitabında toplayan Boğaziçi Üniversitesi Elektrik-Elektronik Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Selim Şeker’in bilgilerine başvurduk.


Cep telefonlarını “yeni bir organımız” olarak tanımlıyorsunuz, tıpkı elimiz, ayağımız gibi... Hayatımızdaki yeri nedir?

Uluslararası Telekomünikasyon Birliği’nin açıklamasına göre; (2008 sonu verileriyle) dünyadaki cep telefonu kullanıcı sayısı 4 milyar. Türkiye’deki abone sayısı ise 67 milyon (2009 Nisan).


* Neredeyse Türkiye nüfusu...

Evet. Cep telefonu sayısı ise 114 milyon, nüfusun bir buçuk katı. Baz istasyonu sayısı da 36 bin, yani her iki bin kişiye bir baz istasyonu düşüyor.


* İnsanları nasıl etkiliyor?

Bir radyasyon kaynağı... Bu da uzun vadede insan vücuduna beyin tümörü gibi ciddi zararlar verebilecek riskler demek. Bir ışıma yapar yani radyasyon yayıyor. Bu ışıma, hem dışarıya doğru olur, hem de beynin içine doğru... 2003’te Time dergisinde yer alan bir araştırmada cep telefonu kullanımının uzun vadede alzheimer, beyin tümörü gibi ciddi sonuçları olduğu vardı... Ya da uykusuzluk, unutkanlık gibi...


* Peki bunun için bir güvenlik standardı yok mu?

Var. Ancak bu güvenlik standartlarında cep telefonlarının sadece ısınmaya yol açarak zararlı olduğu söyleniyor. Ancak cep telefonlarının ısınma dışında da etkileri var.

Uçağı etkilediği gibi etkiliyor alyuvarlara zarar veriyor.


* Cep telefonlarının ısınma dışında nasıl etkileri var?

Uçaklarda cep telefonu kullanımı yasaktır. Niye? Çünkü, en basit ifadeyle, yaydığı sinyallerle uçağın aklını karıştırır... Nitekim cep telefonları çalacağı sırada yakınınızda bilgisayar vs. varsa titreşim olur ve bir uyarı sesi verir. Yani etkilenir. Şimdi yolcu koltuğundaki bir cep telefonu kokpiti etkileyebiliyorsa, kulağınıza dayadığınız cep telefonu insan vücudunu etkilemez mi? İnsan beyin ve kalbiyle yürütülen bir biyoelektriksel sistemdir. Mideden beyne sinyal gitmezse acıktığınızı hissetmezsiniz. Yani vücutta da bir telekomünikasyon sistemi var. Vücudu dışarıdan, cep telefonu gibi yapay bir komünikasyon sisteminin etkilemesi ile bu biyolojik yapı zarar görür. Kalsiyum akışı azalır, alyuvarlar etkilenir vs... Sizce de bir uyarı gerekmez mi? Mesela kalp sorunu olanların cep telefonu kullanmaması gerektiği söyleniyor mu?


* Peki ne yapacağız? Bu cihazlar hayatımıza girdi. İnsan kolunu nasıl kesip atabilir?

Atamaz. Ben zaten “Aman cep telefonu kullanmayın, elektrikli cihazlardan uzak durun” demiyorum. Sadece bu konuda bilinçli hareket etmekten yanayım. Dünya sanayi devrimi gibi çok kötü bir süreçten geçti. Bu süreçten geçilirken hiçbir önlem alınmadı. Sonucunda bugün küresel ısınmaya kadar uzanan bir süreç yaşandı. Ancak nereye kadar... Bazı şeyler ne yazık ki geri döndürülemez. Aynı şey cep telefonları başta olmak üzere elektro manyetik alan yaratan cihazlar için de geçerli.

*Kulaklıkla konuşun, mesajlaşın, eve gelince kapatın, kılıfla taşıyın...

* Mümkün olduğunca az konuşun.

* Eve girdiğinizde kapatın. Ya da daha basiti ev telefonunuza yönlendirin.

* Gece uyurken kesinlikle odanızda olmasın. Hatta hiçbir elektrikli cihaz olmasın. Çünkü uyku vücudun bakıma alınmasıdır.

* Cep telefonunuza hassas organlara yakın taşımayın.

* Kulaklıkla konuşun, risk çok azalıyor.

* Mesajlaşmak çok daha güvenli. Vücudunuzdan ne kadar uzak tutarsanız o kadar iyi.

* Cebinizde taşıyorsanız bir şeye sarın ya da kılıf takın. Tuş takımı dışarı baksın böylece dalgaları vücudunuza doğru değil dışarı doğru yayılır.

* Karşı taraf açmadan kulağınıza götürmeyin çünkü ararken daha çok dalga yayıyor.

* Sinyal seviyesi düşükken kullanmayın çünkü baz istasyonu aramak için daha çok dalga yayacaktır. Bu konuda üreticiler de pek çok ürün geliştirebilir, buna uygun iç çamaşırları, perdeler gibi.

* Nasıl kapalı mekanda sigara içmek başkasına zarar veriyorsa aynı şey cep telefonları için de geçerli. Mesela otobüstesiniz, sinyal camdan çıkacak ama önünde biri oturuyorsa önce onu geçecektir. Bu yüz den bence başkalarını düşünerek kapalı alanlarda konuşmayın. Tabii ki hastanelerde ve okullarda da.

Saç kurutma makinesi çok radyasyon yayıyor

Bol bol doğaya çıkıp açık alanlarda yürüyün


* Kitabınızdan tehlikenin sadece ceple sınırlı olmadığını da görüyoruz. Neden cep telefonunda odaklanıyorsunuz?

Milyonlarca cihaz var bu şekilde riskli... Mesela saç kurutma makinesi bile standardın üstünde radyasyon yayar. Ancak onu hayatımızda çok az kullandığımız için bir cep telefonunun taşıdığı riskleri taşıdığını söyleyemeyiz. Çünkü kullanmanın verdiği olumsuz etkileri beyin günün geri kalan kısmında telafi edebiliyor. Ama siz cep telefonunu 24 saat kullanır, onunla yatağa da girerseniz vücudun onun yaydığı radyasyon etkisini telafi etme imkanı kalmaz. O şansı vücuda vermeyiz. Bu nedenle ne kadar az kullanırsak o kadar iyi. Bakın vücudumuz 1 milyonda birin milyonda biri kadar küçük bir enerjiyle çalışır. Peki ya burada söz konusu enerjinin ölçüsü ne? Elektrikli ısıtıcıları düşünün en basiti... Elektro manyetik kirliliği göremez, koklayamaz, dokunamazsınız ama oradadır. Bu yüzden de sık sık doğaya çıkın, açık alanlarda yürüyün, ayaklarınız toprağa değsin.


Yeni ısıtma cihazları telefondan daha zararlı

Laptoplar genellikle düşük seviyede alan üretirler. Ancak kullanırken şarjda tutmayın. Çünkü adaptör bağlantısı varken metre başına birkaç yüz voltu bulan yüksek şiddetli elektrik üretirler. Bu yüzden uzakta şarj edin.

Çamaşır makinelerinden de... Daha doğrusu yıkarken çok sorun yoktur ama kurutma aşamasında uzak durun. Çünkü o zaman ısıtıcılar devreye giriyor ve yüksek enerji üretilir. Kablosuz bebek alarmlarını ise mutlaka beşikten bir metre uzakta tutun. Ama en önemlisi bu yeni ısıtma cihazları... Mümkünse kullanmayın. Bunlar üç bin watt’lık cihazlar. Bir apartmanın kurulu gücüne göre bir dairenin gücü 6 bin watt’tır. İki tane ısıtıcı çalıştırdığınızda o bölgenin elektriği gidebilir. O yüzden önce elektrik idaresine başvurun. Bir de unutmayın cep telefonlarının zararlarını anlatırken, 1 watt’ın altındaki bir gücün sonuçlarından söz ediyorduk, bu cihazlarda ise 3 bin watt’tan bahsediyoruz. Nitekim bu güçler, yaydığı ışımalar nedeniyle Dünya Sağlık Örgütü tarafından kanser yapma riskleri listesinde yer alır.


İlaç prospektüsünde olduğu gibi yan etkileri yazılmalı

* Mesela fabrika kurarken artık nasıl arıtma tesisi de zorunluysa bu cihazlar için de “arıtıcı” yöntemler mi olmalı?

Evet. Mesela ABD Başkanı uçağında tele konferans veriyor, değil mi? Peki nasıl? Uçağın sinyali iyi yalıtılırsa cep telefonu kullanılır ve zarar vermez. Ama bunlardan da önce bilgilendirilmemiz gerek. Bir ilaç aldığınızda prospektüsünde o ilaçla ilgili her bilgi yazar. Buna yan etkileri de dahildir. İşte elektrikli cihazlarda, radyasyon yayan cihazları alırken bu bilgi bize sunulmalı. Ne yazık ki Türkiye’de bu konuda çok ciddi eksikler var.

* Bazı doktorlar kanıt yok diyor... Dünya Sağlık Örgütü’nün bu konuda bir sonuç raporu var mı?

Hayır. DSO’nun tıpkı sigara gibi bir şeyin evrensel olarak zararlı olduğunu söyleyebilmesi için bu sonucun hemen her ülkede bulunması gerek. Şu an bu araştırmaların başındayız. Çünkü cep telefonunun tarihi çok yeni. Bu konuda Kuzey ülkelerinin araştırmalarına bakmakta fayda var çünkü bize bu teknolojiyi onlar sundu, buradaki araştırmalar da ciddi beyin tümörü riskinden bahsediyor. Bir de mesela sigaranın zararlarıyla mücadele 1960’larda başlamıştı, sonuçlar daha yeni ortaya çıktı. Türkiye’de bu tür araştırmalar henüz yapılamadı çünkü çok pahalı. Kanser on-on beş senede ortaya çıkıyor. Bu yüzden “kesin kanıt yok” demek yanlış olur. Bakın bu şuna benziyor; adamın biri cüzdanını kaybetmiş. Işığın altında arayıp duruyormuş, sormuşlar ona; “Orada mı kaybettin” diye. “Hayır, burada kaybetmedim ama burada ışık olduğu için ancak burada arayabiliyorum” demiş. Bu da ona benziyor. Bilim adamı imkanlarına bakarak “kanıt yok” dememeli.

* Sağlığa zararlı olmayan sigara bulanamadı. Peki sağlığa zarar vermeyen cep telefonu mümkün mü?

Tabii ki. Ben ve benim gibi düşünen meslektaşlarım “cep telefonu kullanılmasın” demiyoruz. Benim de cep telefonum var, ben de kullanıyorum. “Bu konuda bilgilendirilmemiz gerek” diyoruz. Bu bizim hakkımız. Bir de daha bilinçli kullanalım diye de uyarıda bulunuyoruz, o kadar.


Tüplü televizyon yerine LCD kullanın

* Başka hangi cihazların ne tür etkileri söz konusu ve nasıl tedbirler alabiliriz?

Arkası tüplü bilgisayarlar ve televizyonlar... Bunların tüplerine en az bir metre mesafede olmak gerek. Nitekim 1990’da sivil toplum örgütleri, basın bunları protesto edince LCD ekranlara geçildi. Bence bu biz tüketicilerin başarısıydı.