03 Temmuz 2020 10:03
Suudi Arabistan Krallığı İstanbul Başkonsolosluğu'na 2 Ekim 2018'de girdikten sonra bir daha kendisinden haber alınamayan ve daha sonra öldürüldüğü ortaya çıkan muhalif gazeteci Cemal Kaşıkçı'yı katlettikleri iddiasıyla 20 Suudi sanık hakkında açılan davanın bugün ilk duruşması görüldü. Konsoloslukta teknik sorumlu olarak çalışan tanık Zeki Demir ifadesinde, "Tandırı yakmamı istediler, bir an önce gitmemi istiyor gibilerdi, bir panik havası vardı" dedi.
İstanbul 11. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki ilk duruşmaya, aralarında Ahmet bin Muhammed el-Asiri ve Suud el- Kahtani'nin de bulunduğu firari 20 sanık katılmadı. Sanıkları CMK'dan atanan avukatları temsil etti. Müşteki Hatice Cengiz avukatıyla birlikte duruşmaya katıldı. Duruşma salonunda yabancı temsilciler ile BM Yargısız ve Keyfi İnfazlar Özel Raportörü Agnes Callamard da hazır bulundu. Saat 10.15’de başlayan duruşmaya pandemi nedeniyle sınırlı sayıda izleyici ve gazeteci alındı.
Kaşıkçı'nın nişanlısı müşteki Hatice Cengiz, özgeçmişini ve Cemal Kaşıkçı ile tanışmalarını anlattı. Kaşıkçı'nın evlilik işlemleri için konsolosluğa gittiğini aktaran Cengiz, şunları söyledi:
"Konsolosluktan Sultan diye biri aradı. Cemal’i çağırdı. İkimizde heyecanlı ve mutluyduk. Kamera görüntülerinde de ne kadar mutlu olduğu endişesiz oldugu görülüyor. Ondan sonra görmedim. Meğer bir daha görmeyecekmişiz. Konsolosluk önünde beklemeye başladım. 3 -3.5 saat durdum. Araplar Cemal'i sevdi, sohbet ediyorlar diye düşündüm. Girer girmez hemen arkasından girmeye çalışsaydım da giremeyecektim. Çıkmayınca endişelendim ve kardeşimi arayıp saatlerini sordum. Netice itibariyle konsolosluğun kapandığını öğrendim. Konsolosluk kapanınca endişe yaşamaya başladım. Kapıda bekleyen Türk polisine gittim. 'Cemal içeri girdi. Çıkmadı' dedim. Telefonla konsolosluğu aradım. Konuştuğum kişi Cemal’in çıktığını söyledi. Daha sonra o kişi bulunduğum yere geldi. Endişe edici bir yüz ifadesi vardı. Odaları kontrol ettim yok dedi. Daha sonra Yasin Aktay'ı (AKP Genel Başkan Danışmanı) ve arkadaşlarımı aradım" dedi.
Cemal Kaşıkçı’nın öldürüldüğünü haberlerden öğrendiğini belirten Cengiz, "Çok büyük bir ihanet ve kandırmaca ile çağrıldı. O konsolosluktaki tüm insanlardan şikayetçiyim. Orada uçan kuştan bile şikayetçiyim. Şoföründen, çaycısından, herkesten. Tek kişi kaldım ben" dedi.
Cengiz, Mahkeme başkanının "Suudi yetkililer görüştü mü sizle?" sorusuna ise "Hayır" yanıtını verdi.
Duruşmada, konsolosluk ve konut çalışanı 6 kişi de tanık olarak dinlendi.
Konsoloslukta teknik sorumlu olarak çalışan Zeki Demir, "Mühendislerin geldiği söylendi. Tandır yakmamı istediler. Bir an önce gitmemi ister gibi halleri vardır. Tandırı yaktım. Tandıra düşerseniz, kebap olursunuz şeklinde espiri yaptım. Yallah dediler bana çıktım." dedi.
Konsolosluğun halkla ilişkiler biriminde çalışan Salih Bdour, Cemal Kaşıkçı'nın konsolosluğa geldiğini belirterek, "Güvenlik geldi, Cemal Bey hoşgeldiniz dedi. Aldı götürdü. Başka bir hareketlilik görmedim" dedi.
Duruşmada, AKP Genel Başkan Danışmanı Yasin Aktay da tanık olarak dinlendi. Cemal Kaşıkçı ile yıllara dayanan bir dostluğu olduğunu söyleyen Aktay, şöyle konuştu:
"Cemal Kaşıkçı ABD’ye gittikten sonra Washington Post’ta Suudi Arabistan yönetimini eleştiren yazılar yazdı. Bunlar rahatsızlık yarattı. Türk vatandaşı olmanın yollarını arıyordu. Olay günü ben AK Parti Genel Merkezi'ndeki ofisimde yazı yazıyordum. Telefonum çaldı. Hatice hanım telaşlı bir şekilde ‘5 saattir konsolosluktan çıkmadı’ dedi. O sırada ‘ne yapabilirim ki’ diye düşündüm. Cemal Kaşıkçı muhalif olduğu için konsoloslukta sorun çıkabilir diye düşündüm. 'Başıma bir şey gelirse Yasin Aktay’ı ara’ dediğini söyleyince bir emanet gibi hissettim.
Ben ne yapabilirim diye düşündüm. Sonra bir ortak arkadaşımı aradım. Olayı anlattım ve o da telaşlanınca ben de telaşlandım. Başka arkadaşları da onu uyarmış ‘gitme’ diye. Arkadaşları ‘ikinci görüşmeye gitme’ diye de uyarmış ama o olumlu havaya güvenmiş. Peki ne olmuş dedim her şey olabilir deyince ne yapmak lazımdı dedim en üst makamı aramak lazım dedi. MİT müsteşarını aradım 'keşke gitmeseydi' dedi. Büyükelçiyi aradım Cemal Kaşıkçı'nın konsolosluğa girdiğini ve oradan çıkmadığını sordum. Adam hakikaten ilk kez duyar gibi cevap verdi. Bana 'Cemal benim arkadaşım sorup döneyim' dedi. Bana dönmedi mesaj attım, dönmedi. Cumhurbaşkanı özel kalemine de not ilettim."
Sanıklar hakkında mahkeme tarafından ve kırmızı bülten ile çıkarılan yakalama kararlarının devamına karar veren mahkeme, müşteki Hatice Cengiz'in katılma talebini kabul etti.
Tebligat aldıkları halde bugünkü duruşmaya katılmayan Turan Kışlakçı'nın da aralarında bulunduğu 3 tanığın zorla getirilmesine karar veren mahkeme, Hatice Cengiz'in avukatının olay yerinde keşif yapılarak tanıkların dinlenmesi yönündeki talebini bu aşamada reddine karar verdi. Mahkeme, yargılama aşamasında gerek görürse keşif talebini yeniden değerlendireceğini tutanağa yazdı. Duruşma 24 Kasım'a ertelendi.
TIKLAYIN - Hesaplaşma yeri İstanbul!
Nişanlısı Hatice Cengiz'le birlikte 2 Ekim 2018'de evlilik işlemleri için İstanbul'daki Suudi Arabistan Başkonsolosluğu'na giden ve konsolosluğa yalnız giren gazeteci Cemal Kaşıkçı'nın öldürüldüğü ortaya çıkmıştı. Olayla ilgili İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nca 24 Mart 2020'de tamamlanan soruşturmaya ilişkin iddianame, gönderildiği mahkemece kabul edilmişti.
Washing Post Gazetesi'nde Ortadoğu ve İslam coğrafyası ağırlıklı yazılar yazan gazeteci Cemal Kaşıkçı'nın katledilmesine ilişkin 20 sanık hakkındaki dava, bugün Çağlayan'daki İstanbul 11. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülecek. Davanın iddianamesinde, Cemal Kaşıkçı'nın nişanlısı Hatice Cengiz'in "müşteki" sıfatıyla bulunurken, 2'si azmettirici toplam 20 Suudi sanık yer alıyor.
TIKLAYIN - Cemal Kaşıkçı’nın nişanlısı Hatice Cengiz: ‘Batı’nın iddia ettiği yüzünü görmek istiyoruz
Cemal Kaşıkçı'nın öldürülmesi eylemini gerçekleştirmek üzere görevlendirme yaparak talimat veren sanıklar Ahmet Bin Muhammed El Asırı ve Saud Al Kahtani hakkında "Tasarlayarak ve canavarca hisle eziyet çektirerek öldürmeye azmettirme" suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis talep ediliyor. En başından itibaren maktülü Suudi Arabistan'a götürmek, kabul etmediği takdirde öldürmek üzere fikir birliği ve ortak suç işleme kararıyla hareket eden, eylemin tüm ayrıntılarıyla ilgili planlama ve iş bölümü yapan ve Cemal Kaşıkçı'yı boğarak öldüren 18 sanık hakkında da ağırlaştırılmış müebbet hapis talep ediliyor. 20 sanık hakkında soruşturma sürerken tutuklanmalarına yönelik yakalama kararı ve İnterpol Daire Başkanlığı üzerinden de kırmızı bülten kararları çıkartılarak Suudi Arabistan Krallığı adli makamlarına iletilmek üzere iade talepnameleri düzenlenmişti.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nca hazırlanan 117 sayfalık iddianamede, Cemal Kaşıkçı'dan haber alamaması üzerine Hatice Cengiz'in polise ihbarla bulunduğu belirtildi. İddianamede Hatice Cengiz'in Levent Polis Merkezi'ne verdiği ifadeye yer verilerek saat 13.10 sıralarında konsolosluğa gittiklerini, Cemal Kaşıkçı'nın konsolosluktan içeri girerken "Geç kalırsam ilgili yerlere benim buradan çıkamadığımı ilet" dediğini, saat 16.40'a kadar beklediğini, nişanlısından haber çıkmayınca eski milletvekili Yasin Aktay'ı aradığını, sonra da polise haber verdiğini söylediği kaydedildi. İhbar üzerine, savcılıkça derhal soruşturma başlatıldığı, bir numaralı sanık Suudi Arabistan Krallığı İstihbarat Başkan Yardımcısı Ahmet Bin Muhammed El Asırı'nın, Kaşıkçı'nın sanık Mansour Othman M. Abu Hussain'e talimat verdiği, ekip kurup görevlendirme yaptığı kaydedildi. İkinci sanık olarak yer alan Suudi Arabistan Kraliyet Dairesi Müsteşarı Saud Al Kahtani'nin de Kaşıkçı'yı tehdit ettiği ve ekip kurulmasında etkin rol oynadığı anlatıldı. Her iki sanığın olaydan sonra görevlerinden alındıkları, 15 kişilik cinayet ekibini ise üç numaralı sanık Mansour Othman M. abu Hussain'in oluşturduğu, Hussain'in tuğgeneral ve istihbaratçı olarak görev yaptığı ve veliaht Prens Muhammed Bin Selman'ın ofisinde görevlendirildiği kaydedildi. Hussain'in Kaşıkçı'nın boğarak öldürülmesine, parçalanıp ortadan kaldırılmasına doğrudan katıldığı kaydedildi.
İddianamede, Cemal Kaşıkçı'nın evlilik işlemleri için gerekli belgeyi almak için nişanlısı Hatice Cengiz ile ilk 28 Eylül 2018'de konsolosluğa gittiği ve daha sonra olay tarihi olan 2 Ekim 2018'de gidişine ilişkin kamera görüntüleri iddianamede yer aldı. Ayrıca 1-2 Ekim 2018 tarihlerinde ülkemize özel jet veya tarifeli uçaklarla giriş-çıkış yapan Kağıthane ve Şişli'de bulunan iki otelde konaklayan 15 şüphelinin Atatürk Havalimanı'ndan girişleri, konsolosluğa yakın otellerde konaklamaları, otelden çıkış yaparak konsolosluk binasına, konutuna giriş çıkış yapmaları, daha sonra havalimanından ayrılmalarına ilişkin kamera görüntülerine de iddianamede yer verildi. Ayrıca maktül Cemal Kaşıkçı'nın saat 13.08'de konsolosluğa girdiği, Kaşıkçı'nın kıyafetlerini giyerek ona benzetilmeye çalışılan sanık Mustafa Mohammed M. Almadanı'nin saat 14.52'de diğer sanık Saif Saad Q Alqahtanı ile arka girişten çıktıkları anlatıldı. Sultanahmet'e gidişleri ve havalimanından ayrılışlarına ait görüntülere iddianamede yer verildi.
İddianamede, "Suudi Arabistan Krallığı yetkilileri ile Başsavcılığı tarafından maktulün öldürülmesi olayı ile ilgili olarak çelişkili ve gerçeğe aykırı açıklamalarda bulunulduğu anlaşılmıştır" ifadeleri kullanıldı. Maktül Cemal Kaşıkçı'nın öldürülmesine ilişkin Suudi Arabistan'da sanıkların yargılandığı da hatırlatılarak, bu davaya ilişkin duruşmalar ile ilgili Türkiye'nin Riyad Büyükelçiliği görevlilerince düzenlenen ve Dışişleri Bakanlığı aracılığıyla savcılığa gönderilen rapora ve Birleşmiş Milletler Yargısız ve Keyfi İnfazlar Özel Raportörü Dr. Agnes Callamard tarafından sunulan rapora da iddianamede yer verildi.
© Tüm hakları saklıdır.