Gündem

'Canım yanarak, içim yanarak ağaçların kesilme kararını aldım'

Köprülü kavşak için ağaçların kesildiği Yalova'da CHP'li Belediye Başkanı aldığı kararı savundu: Ağaç mı, insan hayatı mı dediğiniz zaman, insan hayatı derim

01 Aralık 2014 17:02

Yalova Belediye Başkanı CHP’li Vefa Salman, köprülü kavşak yapımı için ağaçların kesilmesi nedeniyle yapılan eleştirilere yanıt verdi. Ağaçların kesilmesinden dolayı çok üzgün olduğunu belirten Salman, "Canım yanarak da olsa, içim acıyarak da olsa bu kararı almak zorunda kaldım. O ağaçlar alışveriş merkezi yapılmak için kesilmedi, termik santral yapmak için kesilmedi. Orada insan hayatı söz konusu. Ağaç mı, insan hayatı mı dediğiniz zaman, ben bin kere, milyon kere, trilyon kere insan hayatı derim" dedi.

Dağıstan’a yaptığı 5 günlük geziden dönen Vefa Salman, makamında düzenlediği basın toplantısında, Tonami Meydanı’nda Karayolları tarafından yapılacak Köprülü Kavşak Projesi için ağaçların kesilmesiyle ilgili tepkileri değerlendirdi. Gezide olduğu için çıkan haberleri çok yakından takip edemediğini belirten Salman, "Elbetteki ağaçların kesilmesinden dolayı mutlu değilim. Son derece üzgünüm. Bu çok zor bir karardı ve bu kararı almak çok kolay olmadı. Asla kolay olmadığını biliyordum. Canım yanarak da olsa, içim acıyarak da olsa bu kararı almak zorunda kaldım. O ağaçlar alışveriş merkezi yapılmak için kesilmedi, termik santral yapmak için kesilmedi. Belediyeye ya da özel bir şahsa rant sağlamak için o ağaçlar kesilmedi. Orada insan hayatı söz konusu. Birinci öncelik buydu. İkinci öncelikse kamu menfaatiydi. Ağaç mı insan hayatı mı dediğiniz zaman ben bin kere milyon kere trilyon kere insan hayatı derim" dedi.

 

‘İnsan canını tercih etmek durumundayım’

 

DHA’da yer alan habere göre, Salman, ateşin düştüğü yeri yaktığını bir can gittiğinde insanın içinin her gün nasıl yandığını en iyi bilenlerden biri olduğunu da ifade ederek, şöyle devam etti:

"Ağaç kesilir dikilir ama bir insan bir can gidince, yerine yenisini koyma şansınız yok. O kavşak yıllardan beri kaza potansiyellinin en yüksek olduğu noktalardan bir tanesidir. Sadece 3,5 yıllık süreçte bin 68 kişi yaralanıyor, 17 kişi de hayatını kaybediyor. Bir kişi için hiç kimse kusura bakmasın karar aşamasına, yol ayrımına gelindiğinde, insanın lehine milyon tane de trilyon tane de ağacı bir tane insan canını tercih etmek durumundayım, insan olarak, sonra bu kenti yöneten bir yönetici olarak."

Türkiye’de ve Yalova’da ilk defa ağaç kesildi havası yaratılmaya çalışıldığını savunan Salman, "Gerçekten buna da içerledim ve üzüldüm. Kent hafızası kuvvetli insanlardan biri olduğumu düşünüyorum. Geriye dönüp baktığımda 1999 depremi sonrası bu kalıcı konutlar yapılırken binlerce meyve ağacının kesildiğini yakından biliyorum. Tersane bölgesinde tarım alanını sanayi bölgesine çevirdiler. Benim partim bas bas bağırdı sanayi alanına döndürmeyin. Orada kesilen kivi ağaçlarını da unutmadım. İstanbul-Bursa-İzmir otoyolu için 30 kilometre ilerde Gemlik Umurbey altında yüzlerce zeytin ağacı kesildi. Orada kaç tane ağaç kesildiğinden Türkiye ne kadar haberdar" dedi.

 

‘Üzerimde sözlü ve yazılı baskıda bulundular’

 

Salman, bu sürecin "ben yaptım oldu" mantığıyla gelişmediğini, iki yıllık bir geçmişi bulunduğunu belirtti. Bu zaman içersinde bütün yazışmaların yapılıp araştırmaların gerçekleştirilmesinden sonra sökülebilecek ağaçların söküldüğünü belirten Salman, "30 santim üzerinde bir ağaca sökecek teknoloji Türkiye’de yok. Karayolları ısrarla valilik kanalıyla, iktidar milletvekili kanalıyla bir an önce yapılması için üzerimde yazılı ve sözlü baskıda bulundular. Ben de buna daha fazla ’dur’ diyemezdim. Çünkü burada insan hayatı söz konusu. Devlet Hastanesi orada biliyorsunuz. Kışın günde 50 civarı, yazın 90 civarı ambulans geçiyor. 11 aylık süreçte 18 bin vaka var. Kentin o yanından bu yanına gidecek. O bağıran çağıran arkadaşlara soruyorum. Bir ambulans içinde yakınlarını hastaneye yetiştirmek için o aracı aşağıya inip itmeleri kaç sefer yaşandı. O trafiği açmak için ambulanstan inip de bağırıp çağırmamak için kendilerini ne kadar tutabildiler. Buradan İstanbul’a ambulansla hasta götürürken neredeyse denizin içine girip gemiyi ellerimle itesim geldi."

 

Doğan her bebek için bir çam ağacı

 

"Kimin ne kadar canı yanıyorsa, Yalovalılar da benim canım, benim de canım yanıyor" diyen Salman, ağaç kesilmesinin ilk defa olmadığını, son defa da olmayacağını, burada önemli olan konunun insan hayatı ve kamu menfaati olduğunu söyledi. Salman, şöyle devam etti:

"Ağaç dikmeye geldi mi o bağırıp çağıranlardan bazı kanallarda konuşanlardan kaç tanesi kaç tane ağaç dikti. Çok merak ediyorum. Bana sorabilirsiniz ’Ey başkan sen kaç tane diktin’ diye. 50 yaşındayım. Yaşımın en az iki katı kadar ağaç diktim. Bu sürecin takipçisi olacağız. Ama amaç adına da geri durmayacağız. Her doğan bebeğin evine Yalova Belediyesi’nden benim adıma bir tane çam ağacı gidecek. Şu anda bin tane çam ağacı hazır vaziyette bekliyor. Her yıl 2 bin tane çam ağacı yeni doğan bebeklere ulaştırılacak. Eğer o aile o çamı dikmiyorsa bizim mahalle evlerimiz kanalıyla İsmetpaşa Mahallesi’ndeki Yalova Belediyesi’nin ağaçlandırma alanına dikilecek. O alanının Yalova Dörtyol Ormanı koyarız."

Salman, CHP Yalova Milletvekili Muharrem İnce’nin ağaç dikme kampanyası başlatmasını takdirle karşıladığını da belirten Salman, "Bunun için de şu anda Yalova belediyesinde 5 yaşında 4 metre boyunda bin tane çınar ağacı mevcut . Onları da vatandaşlarımız talep ederlerse kendilerine de verebiliriz uygun olan yerlere dikerler" dedi.

 

‘Bıçak kemiğe dayandı’

 

Dörtyol bölgesinde yaşanan sıkıntıyı en çok o bölgede yaşayanların bildiğine de dikkati çeken Salman, "Yalova 13 mahalle, 3’ü orada. 2 lise var. Yoğun bir trafik akışının olduğu bir lokasyon. Ve o kavşakla Yalova’ya bağlantısı tek. Nüfusun yüzde 40’ı orada. Hastaneyi oraya Vefa Salman yapmadı. Adliyeyi de yapmadı. Dolayısıyla kent ile oranın bağlantısı bir tane o bölge. Oraya kavşak yapmaktan başka çare kalmadı. Batçık diye bağırdığı birileri, batçık da olmuyor neden olmuyor. Kimyasal tankerlerin batçıktan geçmesi yasak. Sonuç olarak konu masaya yatırıldı. Bıçak kemiğe dayandı. Karar aşamasına gelindi. Üzülerek canım yana yana, istemeye istemeye mutlu olmasam da ‘kesilecek’ dedim. Bu gizli bir şey değildi ki. Burada iki yerel gazete manşet yaptı ’kesilecek’ dedi. Yani ben dün karar verdim yarın kesilecek demedim. Kronolojik bir yazışma sırası var. Hafta hafta ay ay buraya böyle gelindi. Karar aşamasına geldim. İnsan hayatı, can dedim, kamu yararı dedim. Üzülerek belki de içimde yüreğimde kalsın kahrolarak o kararı vermek zorunda kaldım."

 

‘Karayolları yaza kadar yetiştirsin’

 

Ortada bir rant olmadığı veya başka amaca hizmet edecek bir proje olmadığı için rahat olduğunu da kaydeden Salman, "Yoksa böyle bir karar asla ve asla almazdım. Umarım Karayolları en hızlı bir şekilde o projeyi orada gerçekleştirir. Her gecikeceği vakada ambulanslar kaybedilecek hastanda, orada ölecek bir hemşehrimde, hesabını Karayollarından ben soracağım. O zaman çıkıp basına Vefa Salman belediye başkanı nasıl bağırıyor görürler. Karayollarının bundan sonraki görevi şimdiye kadar benden nasıl istiyorlarsa şimdi ben istiyorum, önümüzdeki yaz mevsimine bu projeyi yetiştirmek zorundadır. Bana sakın ola ki mevzuat hazretlerini göstermesinler" dedi.

Basın toplantısında soruları da yanıtlayan Salman, "Bu kadar büyük tepki bekliyor muydunuz, sizin partinizden tepki gösterenler oldu. Ak Parti’nin bu süreçte size daha fazla sahip çıktığını görüyoruz" sorusu üzerine de Salman, "Bu konuda tepki elbette olacaktır. Demokratik ölçülerdeki tepkiyi elbette saygıyla karşılarım. Bu kadar büyütülmesinin sebebi siyasidir, olayın o tarafına girmek istemiyorum. Partideki arkadaşlarımın ise bilfiil sahibi olmadan fikir sahibi hatasına düştüklerini düşünüyorum. Keşke gelip bana sorsalardı. Detayı öğrenselerdi. Daha sağlıklı karar verirlerdi. Ben yaptım oldu mantığı ile alınmış bir karar değildir. Benim içimi acıtmıştır. Canımı yakmışımdır. Beni onlardan fazla üzmüştür ama bu iş masa başında bağırmak çağırmakla oturduğun yerde ahkam kesmekle olmuyor. Makamlar karar alma aşamasında son noktadır. Makamda oturan kişi de meşgul ettiği makamın gereğini kendisini oraya getirenlerin canlarını güvenliklerini huzurlarını korumakla mükelleftir. İnsan hayatı ve kamu yararı esastır" dedi.

 

‘Tek başıma yetkim olsa bu kararı almazdım’

 

"Bu ağaçların kesilmesi kararını siz mi verdiniz yoksa daha önceden verilmiş bir kararı mı uyguladınız" soruna da Salman şu yanıtı verdi:

"Sayın valimiz, bu konuda gazeteye demeç verdi. Yazılar yazıldı en son 17 Ekim’de il koordinasyon kurulu toplantısında da Yalova Belediye Başkanlığı’nca bu sorunun giderilmesi kararı çıkıyor. Tek başına Yalova Belediyesi’nin aldığı bir karar değildir. Böyle bir karar yetkisi bende olsaydı ben bu kararı almazdım. Açık ve net söyleyeyim."

Ağaç kesiminin Gezi olaylarıyla ilişkilendirilmesi sorusu üzerine de Salman, "Gezi olaylarıyla ilişkilendirilmesinin sebebi siyasi başka bir şey değil. Yoksa gezi olaylarıyla Yalova’daki köprülü kavşağın uzaktan yakından bir alakası yok. Gezi olaylarında tepkilerden sonra can kaybı oldu. Ama burada ben size 3,5 yıllık bilançoyu söyledim toplam kaza sayısı bin 446, bin 68 yaralı 17 tane can gitmiş" dedi.

Bölgede 158 ağacın bulunduğunu, bunlardan 18’inin söküldüğünü, diğerlerinin ise kesildiğini ifade eden Salman, CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu ile görüştünüz mü sorusu üzerine de, "Aramış beni ama Dağıstan’da biraz bağlantı sorunu yaşıyor o ülke görüşemedim. Belli bir saatten sonra aramadım. Bu hafta içinde kendisini bilgilendireceğim. Ama tabii arkadaşlar genel başkanımıza burayla ilgili dosyayı gönderdiler. Kendisi buradaki yazışmalardan geçilen aşamalardan bilgi sahibi" dedi.

İlgili Haberler