Bu albümden sonra müzik kariyerine on yıl ara veren Bülent Ortaçgil, Fikret Kızılok ile birlikte Çekirdek Sanatevi’nde tekrar çalmaya başladığında bir karar aşamasındaydı. Ara verdiği yıllarda da bütünüyle müzikten kopmayan Ortaçgil, kimya mühendisliğini bırakarak tercihini müzikten yana yaptı. Sonrasında Pencere Önü Çiçeği (1986) ve 2. Perde (1990) albümlerini dinleyicileriyle buluşturdu.
Müzikal kaliteyle tiraj arasında her zaman doğrudan bir ilişki olmadığının en iyi örneklerinden biri olan Bülent Ortaçgil, müziğin popülerlik rüzgarına yelken açtığı yıllarda bile müzik kalitesini hep belli bir seviyede sürdürmeyi tercih etti. Bu da müzikal beğeninin giderek tek şarkılık çıkışlara dönüştüğü yıllarda bile albümündeki bütün şarkıların dinlenmesini sağladı.
Usta müzisyen, yorumcu, besteci, aranjör ve söz yazarı Bülent Ortaçgil, kitaba adını veren Bu Su Hiç Durmaz şarkısını ise şöyle anlatıyor: “Bu Su Hiç Durmaz’da ben bir hüzün alırım. Her şey devam eder, su yine akar, yine gider ve hayat sürer. Sen de istediklerini yapamayabilirsin ama hayat aktığı için onunla beraber akarsın. Bir tür kabulleniş hüznü... Hayatta her zaman bir devinim vardır. Su zaten benim için bir hareket sembolü, o hareketin içinde sen de yürür gidersin. Bazen bir şey yapamazsın, bazen yaparsın. Bazen yaşar, bazen kaybolursun. Bazen başarırsın, bazen başaramazsın.”