Kültür-Sanat

Bülent Eczacıbaşı 16. İstanbul Bienali'ni değerlendirdi: Ben de dehşete düştüm...

Oya Ünlü Kızıl: Çağdaş sanatı, özgür düşünceyi geliştirmesi ve demokratik bir alan sunması nedeniyle çok önemsiyoruz; İstanbul bienale, bienal de İstanbul'a çok yakışıyor

13 Kasım 2019 12:03

T24 Haber Merkezi

Eczacıbaşı Topluluğu ve İstanbul Kültür Sanat Vakfı (İKSV) Yönetim Kurulu Başkanı Bülent Eczacıbaşı, 10 Kasım'da sona eren 'Yedinci Kıta' temalı 16. Uluslararası İstanbul Bienali'ni 450 binin üzerinde ziyaretçinin gezdiğini açıkladı. Eczacıbaşı, "Bienal bir mucizedir. Yedinci Kıta'yı bienalden önce biliyordum, ama Yedinci Kıta'nın Türkiye'nin beş misli büyüklüğünde bir plastik kütle olduğunu öğrendiğimde dehşete düştüm" dedi. Bienalin ana sponsoru Koç Holding'in Kurumsal İletişim ve Dış İlişkiler Direktörü Oya Ünlü Kızıl da, "Bienal İstanbul'a, İstanbul Bienal'e çok yakışıyor" görüşünü dile getirdi.

Bülent Eczacıbaşı, İKSV Genel Müdürü Görgün Taner ve Oya Ünlü Kızıl ile birlikte iki ay açık kaldıktan sonra 10 Kasım Pazar günü sona eren 16. Uluslararası İstanbul Bienali'ni değerlendirmek üzere basın mensuplarıyla buluştu. Eczacıbaşı, "bienalin kendileri açısından başarılı geçtiğini, 450 binden fazla izleyicinin sergileri gezdiğini, 25 ülkeden katılan 56 sanatçının 220'nin üzerinde eserinin sergilendiğini" anlattı.

"Politik bulunmadığı için eleştiri de aldı"

Eczacıbaşı, özetle şu değerlendirmeleri paylaştı:

"Bienali görmek için 4 bine yakın yabancı izleyici İstanbul'a geldi. Aralarında, her zaman olduğu gibi dünyanın önemli sanatçıları, küratörleri vardı. Bienal belki de çağımızın en önemli sorununa odaklandı. Dünyadan ve Türkiye'den olumlu eleştiriler aldı, ama yeterince politik bulunmadığı için eleştiri de aldı. Dış basında çıkan değerledirmeler arasında; bienal vesilesiyle İstanbul'un kültür-sanat hayatında gözle görülür bir canlanma gözlemlendiği, İstanbul'un dünyanın yine önemli sanat merkezlerinden biri haline geldiği vurguları da yer aldı. Bu yayınlar arasında yer alan Financial Times İstanbul'un nasıl güncel sanatın merkezlerinden biri haline geldiğini anlatan bir bienal değerlendirmesi yayınladı. Yine dünya medyasında İstanbul'un bienal nedeniyle sonbaharda seyahat edilecek en önemli beş destinasyonundan biri olduğu duyuruldu.

Fotoğraf: T24
Bülent Eczacıbaşı, Bige Örer, Oya Ünlü Kızıl, Görgün Taner (Sağdan sola)

Bienal'i gezmemiş olanlar arasında acaba kaç kişi Yedinci Kıta'yı biliyordu? Kendimden örnek vereyim; Yedinci Kıta'yı biliyordum, ama Yedinci Kıta'nın Türkiye'nin beş misli büyüklüğünde bir plastik kütle olduğunu öğrendiğimde dehşete düştüm. The Guardian'ın ifade ettiği gibi, paniğe kapılmamak zor."

Eczacıbaşı, bienalde İstanbul'a kalıcı bir eser de kazandırıldığını vurguladı, 2007-2026 yılları arasında bienalin ana sponsorluğunu üstlenen Koç Holding ile medyaya ve sergilere kapılarını açan Mimar Sinan Üniversitesi'nin yönetimine teşekkür etti. 

Eczacıbaşı, bienalin neden daha uzun süre açık kalmadığı ve erişimin yaygınlaştırılmasına ilişkin sorular üzerine, "Her bienal bir mucizedir. Kendine özgü büyük güçlükleri var. Bienal gerçekten çok büyük çabalarla yapılıyor. Çabaları için bienal ekibine ve İKSV çalışanlarına çok teşekkür ediyorum" dedi.

Oya Ünlü Kızıl: Bienal İstanbul'a, İstanbul bienale yakışıyor

Koç Holding Kurumsal İletişim ve Dış İlişkiler Direktörü Oya Ünlü Kızıl da, Koç Topluluğu'nun ilk kez 2007 yılında bienale ana sponsor olduğunu söyledi. Topluluğun 2015'teki 100. yılında bienal sponsorluğunu 2026 yılına uzattığını kaydeden Kızıl, özetle şunları söyledi: 

"Neden bienal sponsorluğu?' sorusu önemli. Vehbi Koç Vakfı'nın Arter ve Meşher in de açılışıyla birlikte kültür-sanatın hayata yansımalarını, katkılarını ve artışını görüyoruz. Çağdaş sanatı insanlığın ortak meselelerinin üzerinde üretim yapması, özgür düşünceyi ve tartışmayı geliştirmesi, ön yargılardan uzak demokratik bir alan sunması nedeniyle çok önemsiyoruz. Bienal, Türkiye'nin yurt dışında algılanmasına da önemli katkılar sunuyor. İstanbul Bienal'i bugün dünyanın dört önemli bienali arasında yer alıyor ve dünya çapında sanatçıların katılmak istediği bir bienal haline gelmiş bulunuyor.  Koç Topluluğu'nun bienale sponsorluğunun süresi ve kapsamı hiçbir zaman 'finansal destekçilik' noktasında konumlanmadı. Biz, bienal iş birliğinde kendimize ortak olarak görüyoruz. Koç Topluluğu sponsor olmadan önce bienalin ziyaretçi sayısı 51 bin idi, bugün 450 binin üzerinde ziyaretçiye ulaşıldı. Bu noktaya gelinmesinde Koç Topluluğu'nun bienalin ücretsiz olarak gezilmesini sağlayan desteği önemli bir katkı sağladı. Yine topluluğun desteğiyle 3 bin çocuk ve genç için atölye çalışmaları yapıldı, 8 bin 726 kişiye rehberli tur düzenlendi, 30 bin katalog ve 8 bin sergi kitabı basıldı. Bunun yanı sıra her bienalde İstanbul'a kalıcı bir eser sağlıyoruz, bundan sonra da bu devam edecek. Bizim buradaki iş birliğimiz belki de Türkiye'de tek örnektir. Hem Koç Topluluğu'nun marka değerine hem İKSV'nin erişimine önemli katkılar da sağlanıyor. Bu sonuçta, topluluğun kendisine finansal destekçi olarak değil, iş birliği ortağı olarak konumlandırması rol oynadı."

Oya Ünlü Kızıl, Yedinci Kıta temalı bienal için hazırladıkları videonun, okullarda da tekrarlanan ölçüde gördüğü ilgiden örnekler verdi, Koç Topluluğu'nun, "bütün şirketlerinde 2020 yılının sonuna kadar tek kullanımlık plastik tüketimine son verme taahhüdünü" vurguladı. İKSV'nin İstanbul'un kültür sanat hayatına paha biçilmez katkılar sağladığını belirten Kızıl, "İstanbul bienale, bienal istanbul'a çok yakışıyor" dedi.

"Tersanede asbest çıkınca..."

İKSV İstanbul Bienal Direktörü Bige Örer de, yaklaşık iki yıl süren hazırlıkları anlattı ve 16. Uluslararası İstanbul Bienali için yeni eserler üretildiğinin altını çizdi. Örer, bienal temasına işaret ederken, "Yedinci Kıta bir anlamda hepimizin oluşmasına katkı verdiği ve diğer yandan hepimizi tehdit eden bir mesele" dedi. 

Bienale ilişkin çocuk yayınlarının Türkçe'nin yanı sıra İngilizce ve Arapça yayınlandığını belirten Örer, Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Antonio Guterres'in de kısa İstanbul ziyareti sırasında, "Mutlaka bienali görmeliyim" diyerek sergileri gezdiğini vurguladı. Bige Örer, bienalin ana mekânı İstanbul Tersanesi'nin asbest kalıntıları nedeniyle son anda programdan çıkarıldığını ve Mimar Sinan Üniversitesi'nin henüz açılmayan binasında sergilerin düzenlendiğini vurguladı.