Gündem

'BTK başkanı Tayfun Acarer internet düzenlemesi konusunda halkı yanıltıyor'

Eski CHP Milletvekili Prof. Dr. Osman Coşkunoğlu, BTK Acarer’in İnternet düzenlemesinin fişlemeye olanak vemeyeceği yönündeki açıklamalarının gerçeği yansıtmadığını öne sürdü

24 Ocak 2014 19:16

22. ve 23. Dönem CHP Uşak Milletvekili Prof. Dr. Osman Coşkunoğlu, meclis onayından geçen internette yasa tasarısı hakkında açıklama yapan BTK başkanı Tayfun Acarer’in halka yanıltıcı bilgiler verdiğini iddia etti.

Acarer’in yeni yasa ile veri akışının değil, internet trafiğinin inceleneceği yönündeki açıklmalarının kamuoyunu yanıltmak olduğunu söyleyen Coşkunoğlu, bunun gerçeği yansıtmadığını ve yapılanın korkunç bir gözetleme sistemi olduğunu belirterek şu benzetmeyi yaptı: Her bireyin peşine birisi takılacak, ne zaman nereye gittiğini, kiminle konuştuğunu sürekli kayıt altına alacak.

UDH Bakanı Lütfü Elvan’ın sessizliği üzerine Acarer’in açıklama yapmak zorunda kaldığını savunan Coşkunoğlu, internet sağlayıcaların Türkiye’deki kanunlar, sınırlandırmalar ve pahalılık  nedeniyle yurtdışına yöneldiğini vurguladı.

Coşkunoğlu’nun basın açıklaması şöyle:

 

İnterneti sınırlayan yasa tasarısı üzerine yapılan BTK açıklaması yanıltıcı nitelikte

 

Yoğun ülke gündeminin gürültüleri arkasına saklanarak, kimseye haber vermeden ilgili STK’lara danışmadan aniden ortaya çıkan ve çok teknik maddeler içermesine karşın “Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri” ile ilgili bir torba kanun tasarısı içine sinsice gömülerek yıldırım hızıyla TBMM’den geçirilmekte olan internet ile ilgili yeni bir düzenleme var önümüzde. Bu şekilde çıkarılan bir yasanın iyi niyetli olması zaten beklenmezdi. Nitekim, gündemin yoğunluğuna karşın, tasarının aşikar sakıncaları üzerine toplumsal bir tepki oluştu. UDH bakanlığını yeni üstlenmiş olan Lütfü Elvan’ın sessiz kalması üzerine, yasayı savunmayı BTK başkanı Tayfun Acarer üstlenmiş görünüyor.

22 Ocak günü saat 15:10’da, NTV’de yapılan 15 dakikalık bir söyleşide Sayın Acarer tasarının gözetleme ve fişlemeye yol açacağı iddiasına yanıtını şu örnek üzerinden verdi: İçinde bir mektup olan kapalı bir zarf düşünün. Bu kanunla kayıt altına alınacak olan işte bu zarfın üstünde yazılı kime ve kimden adresleridir, içindeki mektup değil. Yani, internet trafiğidir, içerik değil. Zaten içerik saklamak suçtur. Bu açıklama bilgisi sınırlı bir dinleyiciyi rahatlatabilir. Nitekim söyleşiyi yapan NTV muhabiri üstüne gitmedi bu yanıltıcı açıklamanın.

İnternet dünyası mektup dünyasından tamamen farklı. Sadece tek bir farkı ve tek bir sakıncalı durumu belirteyim: Yasa tasarısına göre, her birey her gün internette çeşitli sitelerde gezerken birisi de onun nereleri ne zaman gezdiğini kaydedecek ve bu kayıtları en az 1 en fazla 2 yıl saklayacak. Bu gözetleme değil midir? Fişlemeye olanak sağlamaz mı? Tutulacak trafik kayıtlarından kişi hakkında derin bilgiler çıkarılabileceğini, internetten anlayanlar kadar Sayın Acarer de bilir. Eğer ille de internet dışı dünyadan bir benzetme yapılacaksa en uygunu: her bireyin peşine birisi takılacak, ne zaman nereye gittiğini, kiminle konuştuğunu sürekli kayıt altına alacak. Bu korkunç bir gözetleme sistemidir. Ayrıca, içerik saklamanın suç olduğu doğru mudur? Kişisel Verilerin Korunması Kanun tasarısı, AB zorlamasıyla hazırlandıktan sonra, yıllardır tüm baskılara ve eksikliğinin yarattığı olumsuz sonuçlara karşın, AKP hükümetinin direnmesi sonucu TBMM gündemine girememiştir. Nitekim, telefon görüşmelerinin tümü, BTK’nın 18 Temmuz 2013 kararıyla kayıt altına alınmaktadır.

Söyleşide yapılan diğer yanıltıcı açıklamalar yanında ilginç bir itiraf da vardı. Sayın Acarer, bireyin girdiği web sitelerini barındıran yer sağlayıcılarının %90’dan fazlasının yurtdışında olduğunu belirtmiştir. NTV muhabiri “neden?” diye sormadı. Ben açıklayayım bu başarısız durumumuzun nedenlerini: (1) şimdiki yasa tasarısının daha da kötüleştireceği 5651 sayılı kanun nedeniyle büyük yer sağlayıcılar ülkemize gelmiyor – bu tasarı kanunlaşırsa, daha çok yer sağlayıcısı yurtdışına kaçacaktır; (2) AKP hükümetinin kolladığı Türk Telekom’un uygulamaları nedeniyle ülkemizde yer sağlayıcılığı daha pahalı; (3) AKP hükümetinin başarısız politikaları nedeniyle ülkemizde internet hızı çok düşük (ortalama 3.7 Mbps ile dünyada 56. sıradayız); ve (4) Türkçe içerik bakımından çok zayıfız. Önceki bakan Binali Yıldırım’ın yıllarca, sık sık “internetin merkeziyiz, başkentiyiz, kalbi İstanbul’da atacak” tür manşet yaratan açıklamalarına karşın böylesine perişan bir durumdayız.

Sinsice ve telaşlı bir aceleyle geçirilmekte olan yasa tasarısı, hem yurttaşlarımızın internet kullanımı için zaten var olan sakıncaları daha da arttırıyor hem de ülkemizde zaten perişan durumda olan internetin durumunu daha da kötüleştirecektir. Tüm bu zararlar, iktidarın interneti kontrol altına alma hesabı uğruna… Ne yazık ki, bu durumu savunma imkansızlığı da BTK başkanına yüklenmiş.

 

İlgili Haberler