Sağlık

Boğmacaya karşı koruyucu kalkan; aşı ve "koza stratejisi"

"Ergenlere de yapılacak hatırlatma dozları bu nedenle gündemdedir"

12 Aralık 2024 07:55

Güncelleme: 12 Aralık 2024 08:03

Çocuk Enfeksiyon Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Metehan Özen, yenidoğan bebekleri boğmacadan korumak için anne adaylarının doğum öncesi aşılanması, aile bireylerinin de hatırlatma dozlarıyla güçlendirilerek “koza stratejisi” oluşturulmasının hayati önem taşıdığını vurguladı.

Boğmaca hastalığı, şiddetli ve inatçı öksürük nöbetleriyle seyreden, bulaşıcı bir solunum yolu enfeksiyonu olarak hem çocuklar hem de yetişkinler için ciddiyetini koruyor. Çocuk Enfeksiyon Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Metehan Özen, boğmacanın başlıca korunma yönteminin aşı yoluyla kazanılan bağışıklık olduğuna vurgu yaparak, özellikle yenidoğan bebekler için “koza stratejisi”nin önemine dikkat çekti. Özen, “Gebelik döneminin son ayında yapılan aşılamayla anneden bebeğe plasenta yoluyla antikor geçişi sağlanıyor. Bu sayede, bebeğin kendi aşı takvimine başlayana kadar koruma etkili bir şekilde devam ediyor” dedi.

BirGün'ün aktardığına göre, hastalığa neden olan “Bordetella pertussis” isimli bakterinin yalnızca insanlarda hastalık oluşturduğunu belirten Prof. Dr. Özen, enfeksiyonun hasta kişinin öksürük, hapşırık damlacıklarıyla ya da bu damlacıklarla temas sonucu kolayca yayılabildiğini aktardı. Hastalığın ilk iki haftasında soğuk algınlığıyla karışabilecek belirtiler görüldüğünü söyleyen Özen, “Burun akıntısı, tıkanıklık, hapşırma, hafif ateş ve gözlerde sulanma başlangıç semptomlarıdır. Ardından gelen yoğun öksürük nöbetleri, gece sıklıkla artar, kesik kesik ve boğulma hissiyle seyreden inatçı bir tablo oluşturur. Öksürük atakları sırasında hastanın yüz ifadesinde kızarma, morarma gibi belirgin değişiklikler gözlenebilir” ifadelerini kullandı.

Boğmaca, özellikle yaşı küçük çocuklarda daha ağır seyredebilmekte ve en sık görülen komplikasyon zatürre gelişimi olmaktadır. Özen, aşı uygulamalarının yaygınlaşmasıyla boğmaca sıklığında belirgin bir azalma yaşandığını hatırlatarak, “1970’li yıllarda 100 binde 21 olan boğmaca insidansı, 2005 yılında 100 binde 0,38’e düşmüştür. Buna rağmen hastalığı geçirmek ya da aşılanmış olmak ömür boyu bağışıklık sağlamaz” dedi.

Ülkemizdeki rutin aşı takvimine göre boğmaca aşısının 2, 4, 6, 18 ve 48. aylarda uygulandığını belirten Prof. Dr. Özen, çocukluk çağı aşılamalarının üzerinden 5-10 yıl geçtikten sonra antikor seviyelerinin azalabildiğini ifade etti. Bu durumun ergenler ve yetişkinleri hastalığa açık hale getirdiğini söyleyen Özen, “Ergenlere yapılacak hatırlatma dozları bu nedenle gündemdedir. Ayrıca yenidoğanların korunması için ‘Koza Stratejisi’ önerilir. Anne, baba, büyükanne, büyükbaba ve ergenlerin aşılanarak bebek etrafında adeta bir koruma ağı oluşturulması, bulaş riskini en aza indirir” diye konuştu.