Birleşmiş Milletler'in (BM) Türkiye'de yaptığı bir araştırmaya göre, Türkiye'de her 4 gençten 1'i üreme organının ismini, 10 gençten 4'ü bebeğin geliştiği organın adını, 10 gençten 1'i gebeliğin oluştuğu zamanı, yine 10 gençten 1'i HIVE/AIDS'in ne olduğunu bilmiyor.
Toplum Gönüllüleri Vakfı da bu tespit üzerine BM desteği ile 18-25 yaş arasındaki gençlere yönelik "cinsel sağlık" ve "cinsel üreme" sağlığı" eğitim projesi başlattı. Peki, Türkiye'de gençler cinsellik konusunda neden bu kadar bilgisiz? Bilgisizlik eğitimden mi, aileden mi kaynaklanıyor? Konunu uzmanları bu sorunun yanıtını aradı. Habertürk'ten Ümran Avcı'nın haberine göre görüşler şöyle:
'Birçok genç, kadının cinsel organını görmeden evleniyor'
Nöropsikiyatri Uzmanı Dr. Haydar Dümen: Ben rakamı daha da yükselteceğim, yüzde doksanı bilgisiz. Bilgi deyince bilgi alınacak hiçbir kaynak yok. Aileden deseniz aile ortada. En bilgili aileler bile kendini tanımıyor. Birçok ailede kadının örneğin özelliklerini, cinsel açıdan erotik noktalarını bilmiyor. Gene Türkiye'de yüzde 50 erkek klitoristen habersiz. Nereden öğrenecek genç bilgisini? Genç gence, erkek erkeğe birbirlerinden öğrenecek. Birbirlerine aktardıkları şeyler gençlik enerjisinin cinsellikteki megalomanik kanıtı gibi bunu sayısal değerlerle ölçüyorlar. Akıl almaz sayısal değerler; ister penis boyu olsun ister mastürbasyon sayısı olsun. Bunların hepsi yanlış ve ters. Bunların hepsini kitaplardan öğrenecekler. Hani kitap? Ben 1967'den sonra üç kuşak eğittim. Bir Amerikalı kız ‘Benim kızlık zarım duruyor mu?' diye ne doktora gider ne de bundan intihar eder. Samanyolunda bir yıldız arıyoruz. Birçok insan, birçok genç hayatında kadın cinsel organı görmeden evleniyor.
'Gençlerin bilgisi az ve yanlış'
Acıbadem Maslak Hastanesi Çocuk ve Ergen Psikiyatristi Arzu Önal: Bütün ergenlerle bilgi paylaşımı yapmaya çalışıyorum. Gerçekten bilgileri az ve birçoğu yanlış. Bu konuda bilgilendirme yapılmasına rağmen tek seferde öğrendiklerini hatırlama oranları da çok düşük. Birçoğu cinsel organlarının isimlerini bile daha argo tabirlerle biliyorlar. Yabancı diziler çok izleniyor. Oradaki cinsellikle ilgili normalize edilmiş birtakım normları sanki Türkiye'de tamamen eşit bir sosyo - kültürel düzey varmış gibi kopyalamaya çalışıyorlar. 15 yaşında hamilelikler, hapse giren 17 yaşındaki erkek çocuklar gibi sıkıntılar oluyor. Bununla ilgili artık ilkokullarda bilgilendirme yapılıyor, dersler var ama yine de ya yeterli olmuyor ya da çocuklar tarafından çok sindirilmiyor. Ergenlikte tamamen birbirlerinden duydukları bilgiler ışığında hareket ediyorlar.
'Okullarda ders gibi anlatılması lazım'
Maltepe Üniversitesi Eğitim Bilimleri İlköğretim Bölümü Başkanı Prof. Dr. Ayla Oktay: Bu konunun öğretilmesi ailede de, eğitim sürecinde de önemli. Tabii bunun okullarda da ders gibi de anlatılması lazım. Cinsel sağlık eğitimi diye bir konu var. O konunun okullarda da iyi anlatılması lazım. Ama tabii aile de pek yardımcı olmuyor galiba. Öğrencileri sürekli kaç göçe zorlarsak olan da bu. İki taraf da birbirine tanıyacak. Bunu insan gelişiminin bir parçası olarak görerek eğitimi verdiğimiz zaman çok da büyük bir problem olmayacak. Ama biz bu konuları sınıf programlarına koymakta zorlanıyoruz anladığım kadarıyla. Fen bilgisi öğretmenleri, biyoloji dersi veren bir öğretmen pekala bu konuyu da verebilir çocuklara. Kendi bedenlerini tanır ve bu beden fonksiyonları hakkında bilgi verirken pekala bu iş yapılabilir. Bunun sansasyonel boyutu değil sağlık boyutu çok önemli. Çocuk kendini nasıl koruyacak, nasıl temiz tutacak? Bedenini nasıl kullanacak? Bunlar çok önemli...
'Bilmiyorlar" demek gençlere haksızlık'
Üsküdar Üniversitesi Rektörü Psikolog Prof. Dr. Nevzat Tarhan: Bu araştırma gerçekçi değil. Bizim milletin en bildiği şeyi "bilmiyor" diyor. Biliyor elbette. Soruyu soran nasıl sordu? Bizim halk arasındaki deyiş yerine, İngilizce penis diye sorarsanız bilmez. Gençler birbirini eğitiyor deniyor burada haklı. Genelde anne baba eğitiminden çok gençler burada akran eğitimi tarzında oluşuyor. İlke olarak sakıncalı değil ama doğru yapılması önemli. Gençler şu anda internet üzerinden daha çok öğreniyorlar. Bu konuda BM uzmanları, doktorları eğitim gören gençlerin kendi yaşıtları arasında bilgi verdiğine yönelik bir tespiti var. 291 eğitici akran yetiştiriyorlar ve 10 bin gence cinsellik eğitimi verdiklerine dair bilgi var. Üreme organlarının adlarını bile bilmiyorlar derseniz burada gençlere haksızlık olur. Burada abartı var. Soru sorma biçiminden kaynaklanmış olabilir. Utanma duygusunun etkisiyle söylememeleri bilmiyor anlamına gelmez. Bir erkeğe gidip bir kız anketör soruyorsa bildiğini söylemez.
'Devletin yok farzettiğini vatandaş da yok farzediyor'
Cinsel Sağlık Enstitüsü Derneği Genel Başkanı Psikiyatr, Psikoterapist Dr. Cem Keçe: Devlet cinselliği yok farzediyor. Kendisine ait olan yerlerde yani kamu kurum ve kuruluşlarında, eğitim alanında, sağlık alanında yok farzediyor. Devletin yok farzettiğini vatandaş da yok farzediyor. Birincisi bu. Cinsel eğitim devlet tarafından anaokulundan itibaren verilmeli ama böyle bir şey yok. Aileler cinsel eğitim vermeli ama böyle bir şey yok. Bu konuda medya da biraz kabuğuna çekildi son yıllarda. Eskiden medya daha cesurdu. Son yıllarda medya da cinselliğe kapılarını kapattı. Aileler utanıyor konuşamıyor. Çocuklarına nasıl cinsel eğitim vereceklerini bilmiyorlar. Ve gençlerimiz internette daha fazla kışkırtıcı ve yanlış haberlere itibar ediyorlar. Gerçek cinselliğin sevginin bir paylaşımı olduğunu öğrenmek yerine pornografinin tuzağına düşüyorlar. Böyle olunca da cahil bir toplum, cahil bir gençlik, sorunlu bir cinsel hayatı olan mutsuz bir ülke olduk.