Politika

Başbakan: İnşallah Suriye'yle de normalleşeceğiz

"Suriyeli mültecilerle ilgili son günlerde utanç verici tartışmalara şahit oluyoruz"

13 Temmuz 2016 12:19

Başbakan Binali Yıldırım, "Rusya ve İsrail'le ilişkilerimizi normale döndürdük. İnşallah Suriye ile de ilişkilerimizi normale döndüreceğiz. Bölgedeki bütün hakim ülkeleri, koalisyon güçlerin, stratejik ortakların yaşanan durumun bir kez daha değerlendirmesi ve rekabeti bir kenara bırakarak insanığın yok olmamasına göz yummamalarını bekliyoruz" dedi.

AKP İl Başkanları Toplantısı'nda konuşan Yıldırım, "Genel Başkanınız olarak bir isteğim de, hiçbirimiz aynı düşüncelere sahip olmak zorunda değiliz. Tek tip düşünce diktatörlükte olur. Biz çoğulculuğa sahibiz. Dostluk kollarımız açıyoruz. En büyük güvencemiz 79 milyon vatandaşımızın birliği, beraberliği, kardeşliğidir ilk günkü aşkmızdan ayrılmamız önemli husustur" ifadelerini kullandı.

Yıldırım, Suriyeli sığınmacılara vatandaşlık tartışmalarıyla ilgili olarak "Suriyeli mültecilerle ilgili son günlerde utanç verici tartışmalara şahit oluyoruz. Mazimize yakışmayacak ifadeler oluyor. Türkiye'deki siyasi misafirlerimiz üzerinden ne sosyal demokrasiye, ne de milliyetperveliğe, ne Müslümanlığı, ne de Türklüğe yakışmayan ifadeler söyleniyor" dedi. Binali Yıldırım, "Birileri nefret tohumları ekmeye devam ediyor. Sığınacak bir güvenli liman arayan, ölümden kaçan onurlu insanlara dönük bu suçlamalar Türkiye'nin ne genlerinde ne de geleneğinde var" diye konuştu.

AKP Genel Başkanı ve Başbakan Binali Yıldırım, AKP il başkanları toplantısında konuştu.

Binali Yıldırım'ın açıklamaları şöyle:

"Bir ay sonra 15'inci şeref yılını AK Parti kutlayacak. Destan denilecek başarılara imza attık. Yüzümüz ak olarak milletimizin karşısındayız. Ramazan'da kurduğumuz gönül köprülerinin kıyamete kadar devam etmesini diliyorum. AK Parti ailesinin bütün mensupları Ramazan boyunca batıdan doğuya gönül köprüleri kurdular. Sofralarını, ekmeklerini paylaştılar. Yüz binlerce insanımızla kucaklaştık, derdin ortak olduk.

2002'den bu tarafa Türkiye'ye, Türkiye'nin idaresine damga vuran AK Parti, Türkiye için yeni ve daha büyük hedefler için kutlu yürüyüşüne devam ediyor. AK Parti Türkiye'nin asırlık sorunlarını çözmek için inisiyatifi almıştır. Milletin emanetini şanla şerefle taşıyoruz.

İktidara geldiğimiz ilk gündem beri milletimizin emanetine halel getirmedik. Türkiye büyüdü AK Parti Türkiye ile birlikte büyüdü. Bir iktidar bir öncekinden bayrağı yükseltti. Bugün de ülkesine, milletine hizmet için heyecan duyan tek parti yine AK Parti'dir. 15 yıldır Türkiye'nin aklı ve vicdanı olmayı başardık. Bu kadro siyasette kaybedilen itibarı yeniden kazandırdı. Türkiye'nin sorunlarıın çözümsüz olmadığını, istikrarın ve büyümenin mümkün olduğunu ispat etti. 

14 Ağustos 2001'de AK Parti kuruldu. 15 ay sonra 3 Kasım'da AK Parti tek başına iktidar oldu. O tarihten bu tarafa, Türkiye güven ve istikrar için kutlu yürüyüşüne devam ediyor. Bütün siyasi rakiplerimiz enerjilerini birbirlerini tüketmek için harcarken, AK Parti'nin toplumsal desteği artarak devam etti. Geçen süre içinde bizi taşıyan ruh ve kimlik hiç değişmedi. Biz kendimiz için değil, millet için siyaset yapıyoruz. AK Parti siyaseti milletin siyasetidir. Bizim hareketimize kavga değil, muhabbet hakimdir. Bu parti milletin partisidir, 79 milyon vatan evladının partisidir. 

Bakanlarımız, milletvekillerimiz, belediye başkanlarımız, il ve ilçe başkanlarımız. Hep aynı istikamete bakıyor. AK Parti siyasetinde hiçbirimizin asla ve asla kişisel hesabı olmaz. Bu yüksek siyasi şuur sayesinde, AK Parti 1 Kasım seçimlerinde aldığı millet desteğini daha da ileriye taşımış bulunuyor. Siyasete itibar kazandıran bu başarı önce Allah'ın lütfu, sonra AK Parti teşkilatının eseridir. 

15. kuruluş yıl dönümümüze çok az bir süre kaldığında geriye baktığımızda, geçen süreyi boşa geçirmemişiz. Destanlar yazdık, karnemizi 1 Kasım'da millet doldurdu. Notumuz üstün başarıdır, teşekkürdür, takdirdir. Kara propaganda makinelerini dinlemeyen milletimize minnet borçluyuz. Bu hareket tepeden tırnağa bir bütündür. Bu bütünlüğü gözümüzün ışığı gibi koruyacağız. Türkiye'nin hukukunu, istikbalini, istiklalini savunmak bu harekete bağlıdır. Bu hareketi durdurmak istediler ama muvaffak olamadılar. Muhtıra verdiler, kaçmamızı istediler ama başaramadılar. Demokrasinin, hukuk devletinin burçlarını aslanlar gibi koruduk. Çünkü başımızda demokrasi sevdalısı Recep Tayyip Erdoğan vardı. Türkiye'ye tuzak kuranlar AK Partisiz Türkiye hayal ettiler. Türkiye'yi dize getirmek istediler. AK Parti milletten aldığı güçle yoluna kararlılıkla devam edecek. 

AK Parti öncesini hatırlamak isteyenler, muhalefet partilerinin bugünkü haline baksın. İç çekişmelerle enkaz almış vaziyetteler. AK Parti siyete kalite getirmiştir. Toplumsal mühendisler, demokrasiye ayar yapmaya çalışanlar AK Parti'den sonra işsiz kalmıştır. Millete parmak sallayanlar, tepeden bakanlar artık siyaset sahnesinden yok olmuşlardır. Türkiye o günler hiç dönmeyecek. O günler geri gelsin diye çırpınanlar boşuna hayal kuruyorlar.

 

"Dünyanın en büyük
10 projesinden 3'ü Türkiye'de"

 

AK Parti emektir, umuttur, akıl, alın teridir. AK Parti ile korku ve karamsarlık yok olmuş, yerine umut ve güven gelmiştir. Bu kadrolar sayesinde o karanlık girdaptan ülkeyi çıkardık, dev projeleri hayata geçirdik, geçiriyoruz. Dünyanın 10 büyük projesinin 3 tanesi Türkiye'de gerçekleşiyorsa bu başarı haklı bir başarıdır, bu başarı AK kadroların başarısıdır. 

AK Parti Genel Başkanı olarak sizlerden şunu istiyorum; gerilim isteyenler, kavga isteyenler ne derse desinler sizin yüzünüz milletten, kulağınız vatandaştan ayrılmayacak. Hiçbir ayrım yapmadan herkese gideceğiz. Hizmette asla ve asla ayrımcılık yapmayacağız. Ayrımcılık AK Parti'nin en büyük kırmızı çizgisidir. Bu çizgiyi çiğneyen AK Parti kadroları içinde devam edemez. Gönül bağımızı, göz temasımız asla ve asla vatandaşımızdan koparmayacağız. Hepinizin huzurunda adeta el pençe divan duracağız, tek merci millettir, millete hizmettir. AK Parti milletle irtibatı koparmaması gerekir. AK Parti'nin tek dayanağı millettir. 

 

"Tek tip düşünce diktatörlükte olur"

 

Ne Demokrat Parti, ne Adalet Partisi, ne Anavatan Partisi millete mazhar olamamıştır. Milletin desteğiyle yoluna devam eden parti AK Parti'dir. Yolumuz doğrudu, ilkelerimiz doğrudur, millet arkamızda olduğu sürece biz de yorulmadan, yılmadan hizmete devam edeceğiz. Bu başarı AK Parti'nin kendini tazeleyen bir parti olmasından kaynaklanıyor. AK Parti'nin iki temeli vardır. Adalet ve kalkınma. Adalette ve kalkınmada Türkiye'nin kaderini değiştirdik. Kalkınmada çağ atladık. Adalette yılmadık, gerekli adımları attık. Ancak Türk siyasetinin vesayet hastalığı sadece darbelerle sınırlı değil. Vesayet ruhu son yıllarda sivil mecralara da sıçramış gözüküyor. AK Parti, Türkiye'nin yolunu kesmek isteyen hiç kimseye geçit vermemiştir, vermeyecektir. Türkiye'nin teminatı AK Partidir. 

Genel Başkanınız olarak bir isteğim de, hiçbirimiz aynı düşüncelere sahip olmak zorunda değiliz. Tek tip düşünce diktatörlükte olur. Biz çoğulculuğa sahibiz. Dostluk kollarımız açıyoruz. En büyük güvencemiz 79 milyon vatandaşımızın birliği, beraberliği, kardeşliğidir İlk günkü aşkmızdan ayrılmamız önemli husustur.

 

"AK PARTİ'DE OLAYLI KURULTAY OLMAZ"

AK Parti'ye yönelik birçok operasyonlar yapılmaya çalışıldı. Bu süreçte de diğer partiler iç hesaplaşmalarla vakit öldürürken, biz tek bir fitne üretme girişimine bile prim vermeden hiçbir içimize yönelik çabalara kıymet vermeden yolumuza devam ettik. 2. Olağanüstü Kongremiz bunun en güzel örneğidir. Türkiye'de kongre denildiğinde sandalyelerin havalarda uçuştuğu toplantılar hatırlanır. AK Parti bu yönüyle de siyasete kaliteyi getiren partinin adıdır. 

Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ın öncülüğünde bütün vesayet odaklarıyla mücadele ettik. AK Parti kadrolarının birbirine karşı muhabbeti, siyasetimizin adeta alameti farikası olmuştur. AK Parti muhabbet hareketidir. Olaylı kurultaylar AK Parti'de olmaz. Kendi içinizde birlik olun, AK Parti'yi örnek alın. İllaha Cumhurbaşkanımızı, AK Parti'yi hedef almanız gerekmez. Attıkları çamur yüzlerine bulaşıyor, battıkça batmaya devam ediyor. 

"BENLİK DAVASI DEĞİL NÖBET DEĞİŞİMİ"

Biz siyaset istiyoruz. Muhalefet istiyoruz. Muhalefetin güç yükseltmesi iktidarı da yükseltir. Siyasette alternatif muhalefet değil, AK Parti'nin muhalefeti yine AK Parti'dir. Bizde 'benlik' davası olmaz, nöbet değişimi, hizmet yarışı olur. AK Parti siyasetinin omurgası da bu teşkilattır. Biz kadro hareketiyiz. Bizi diğer anlayışlardan ayıran, beraber yürüttüğümüz mücadeleyi dava arkadaşlığı olarak da görmektir. Bütün kardeşlerimizden, bizim dava ve yol arkadaşlarımız diye söz ediyoruz. AK Parti 14 yıldır diri bir teşkilat olarak 81 ilde vardır. 

Terörle amansız bir mücadele ediyoruz. Devlet şefkat ve gücüyle inisiyatifi ele almıştır. Terör örgütünün şehirlerdeki varlığı sona ermiştir. Kırsal alanda da tek bir terör hadisesi olmayıncaya kadar güvenlik güçlerimiz her köşeyi arayacak ve bu şer odaklarının bütün yuvalarını yıkacak. Siyasi rakiplerimize çağrım var. Bölünmez bütünlüğü, sınırların değişmezliğini anlatıyorsunuz, doğuda ve güneydoğuda Türkiye'yi bir arada tutmak sadece AK Parti'nin işi mi? Huzur var, kardeşlik var, teşkilatlarınızı kurun, Türkiye'nin birliğini sağlayan. Bayraklarınızı çıkarın, saklamayın Cudi Dağları'nda ay yıldızlı bayrağı dalgalandırın. Bu mesele sadece AK Parti'nin değildir, bu mesele CHP'nin de, MHP'nin de meselesidir. 

 

Terörün her türlüsüne karşı açıkça karşı olması lazım, bunu milletle de paylaşması lazım. Siz teröristin cenazesine gitmeye devam ederseniz, Türk milleti de hak ettiğiniz cezayı verecektir. Parlamento milletin sesinin yeridir. Oradaki ses terörün sesi olamaz. Yol yakınken bundan vazgeçin. Milletin sessizliğini yanlış okumasın. Milletin sessizliği önünde durulamayacak tufana dönüşür. Bizim isteğimiz, ülkemizde bir olalım, beraber olalım, asla ve asla ortak yönlerimizi daha fazla önplana çıkararak; hepimizin saçı, gözü aynı renkte değil, tenlerimizin tonu farklı. Bunlar fıtratımızdan gelen şeyler. Ama hepimizin gözlerinden düşen damlalalar aynı. Onların rengi aynı. Üzüntümüz bir, sevincimiz bir. Türkiye için şehit olan bütün kardeşlerime Allah'tan rahmet diliyorum. Gazilerimize hayırlı uzun ömürler diliyorum. Şehitlerimiz bu ülkenin bayrağındaki yıldız gibi parlamaya devam edecektir. Onlar bizim gönlümüzde müstesna yerini almıştır. Yakınları bizim emanetimizdir. Buna zarar getirmeyeceğiz.

Türkiye'nin neresine gidersek gidelim AK Parti bayrağını görürsünüz. Bunun yanına diğer muhalefet parti bayrakları da asılsın. Bu Türkiye'nin birliğinin en büyük göstergesi olacaktır. Siyasi partilere bu konuda her türlü desteği vermeye hazırız. Gelin güneydoğuda da siyaset yapın. Böylece terörle mücadelemiz daha da kolaylaşacak. Belki geçmişte gitmeme sebebiniz vardı ama bugün kalmadı. Bir siyasi parti olarak, rakiplerimizi açık ara siyaset yaptığımız yere davet etmek doğru olmayabilir ama Türkiye'nin geleceği için önemli. Türkiye'nin kültürümüzün, medeniyetimizin, birikimimizin ortak adı olduğunu unutmuyoruz.

Biz birbirimizi makam ve mevkilerde, otel salonlarında tanımadık. Bizi ideallerimiz, rüyalarımız, hayallerimiz bir araya getirdi. Biz bir dava üzerinde bir araya gelmiş kadrolarız. Bağlarımız ebediyete kadar devam edecek bağlardır. Biz milletimizle aynı hedeflere yürüyen bir hareketiz. AK Parti siyaseti çözüm siyasetidir, insanlar arası ilişkilerde asıl olan adalettir, hukuktur.

Suriyeli mültecilerle ilgili son günlerde utanç verici tartışmalara şahit oluyoruz. Mazimize yakışmayacak ifadeler oluyor. Türkiye'deki siyasi misafirlerimiz üzerinden ne sosyal demokrasiye, ne de milliyetperveliğe, ne Müslümanlığı, ne de Türklüğe yakışmayan ifadeler söyleniyor. Birileri nefret tohumları ekmeye devam ediyor. Sığınacak bir güvenli liman arayan, ölümden kaçan onurlu insanlara dönük bu suçlamalar Türkiye'nin ne genlerinde ne de geleneğinde var. Bütün zorda kalmışların imdanına koşuyorsak, bunu insanlığımızın bir gereği olarak yapıyoruz. Zulme uğramış evsiz kalmış insanlara bakmamayı birileri kendisine yakıştırabilir ama bizler bunu asla kabul etmeyiz. Aziz milletin hiçbir ferdi de bunu hoş karşılamaz. Hiçbir vatandaşımız bu vicdanlığı onaylamaz. HDP ile MHP temsilcileri bile bu konuda aynı şeyleri söylüyor. Sayın Bahçeli ile Sayın Demirtaş aynı cümleleleri kuruyorlar. MHP Genel Başkanı için bu durum hiç de kabul edilebilir değil. CHP zaten HDP çizgisine girmiş durumunda. Her türlü Meclis faaliyetlerinde HDP ayağını kaldırıyor, CHP yerine basıyor. 

Dün dedim ki Kılıçdaroğlu 11 tane soru sordu. DAEŞ'e müsamaha ile yaklaşmışız, tebir almamışız. Bunlar doğru değil. Türkiye bunlarla ilgili tehditlere dikkat çekmiş, şüpheli listesini 144 ile paylaşmıştır. Sayın Kılıçdaroğlu aynı Krikor'un gaydasını çalıyor. Yıl 2014 Meclis'ten Suriye tezkere geçmiş. Tutanaklara baktık Suriye'de DAEŞ'e PKK'ya karşı mücadele için yetki isteniyor. Orada DAEŞ'in, PKK'nın adı geçiyor, her şey net. Sonra geliyor hayır oyu veriyorlar, DAEŞ'e göz kırpıyorsunuz diyor. Allah ıslah etsin. Ne diyim. Tornistan alışkanlığını sürdürüyor. Yanlışlarını tekrarlamaktan başka yaptıkları siyaset yok. Millet görevi yine AK Parti'ye tevdi ediyor. 

Bunlar Türk siyasetine yakışmıyor. Türk siyasi sorunların çözümlerini tartışan bir siyaset istiyor. Terör var. Terörist sizin, bu terörist bizim karşı olduğumuz terörist gibi bir anlayış içinde bu mücadeleyi sürdüremeyiz. Çözümleri tartışmaya varız. Türkiye'nin ileri bir noktaya gelmesi için, bir fikriniz varsa buyrun söyleyin, biz de gereğini yapalım. 

Milletimizin düşene el uzatma gibi fazilet hislerini en üst perdenden dillendirmeye devam edeceğim. VAtandaşlık bizim keşfettiğimiz bir şey değil. Ülkeler vatandaşlığa kabul eder, vatandaşlıktan çıkarırlar. Bunların şartları vardır. Bu şartları sağlayan vatandaşlığa alınır. Belirli suçlara karışmış, kanuni dışı işlemleri olanların vatandaşlığa alınması söz konusu olmaz. Türkiye'nin değerine değer katacaksa, Türkiye'nin ekmeğini büyütecekse sadece Suriyelileri değil, katkı sağlayacak herkesi vatandaş yaparız. Beyin göçünü geri çevirmek için kanun çıkarıyoruz. Suriyeliler dün gelmiş gibi bir kaşık suda fırtına koparmaya çalışıyorlar. Türkiye'ye geleli 4. yılındalar. Yılda 900 bin muayene olan sağlık hizmeti alan Suriyeli var. 150 bin eğitim gören Suriyeli genç var. Yüzbinin üzerinde doğum oluyor. Biz seni tanımayız deme şansımız var mı? Bu tartışmalar anlamsızdır, o alışık olduğumuz 'Bir açık yakaladık buradan saldıralım' tartışmasının ötesinde değildir. Bu memleketin aşını, ekmeğini nasıl bölüştüysek, ekmeğini büyütmek için nüfusumuzu da artıracağız, dostluk halkasını genişleteceğiz. 

 

"İnşallah Suriye ile de normale dönecek"

 

Dışarıda bunu yapmaya başladık. Rusya ve İsrail'le ilişkilerimizi normale döndürdük. İnşallah Suriye ile de ilişkilerimizi normale döndüreceğiz. Bölgedeki bütün hakim ülkeleri, koalisyon güçlerin, stratejik ortakların yaşanan durumun bir kez daha değerlendirmesi ve rekabeti bir kenara bırakarak insanığın yok olmamasına göz yummamalarını bekliyoruz. Terör herkesin korkulu rüyası olduysa bu ülkelerdeki istikrarsızlık var. 

DAEŞ, Irak işgalinden sonra çıktı. Bugün günah çıkaranlar, bunun bedelini bölge insanlarına ödetiyorlar. Suriye ile, Irak ile, bütün komşularımızla iyi ilişkiler geliştirmek bizim vazgeçilmez hedefimizdir. Zor günlerimiz oldu atlattık, güzel günlerimiz oldu her şeyimizi paylaştık. Gelecek birlik, beraberlik, iyi komşulukla mümkündür. Gelecek ayrılıkta değil, birliktedir. 

Türkiye'de demokratik istikrar ile ekonomik istikrar birlikte sürüyor. Türkiye emin adımlarla 2023 hedeflerine doğru ilerliyor. Güven ve istikrar, 14 yıl burada gizli. Dünyanın en büyük köprüsü Osman Gazi Köprüsü'nü açtık. 1 milyon vatandaşımız o köprüyü kullandı. Bundan daha büyük mutluluk olur mu? Vatandaş 4 dakikada İzmit Körfezi'ni geçiyor. Vatandaşın hayatını kolaylaştıracaksınız, yaşam kalitesini artıracaksınız. O köprüleri yurt dışında gördüklerinde imrenilirdi. AK Parti 50 yıldır konuşulan işi 3,5 senede halletti. 

 

"Üretimde, yatırımda rekor üstüne rekor kırdık"

 

Bu sene açılışlarla geçecek, mega projelerin milletimizin hizmetine verileceği bir yıl yaşıyoruz. 26 Ağustos'ta Yuvuz Sultan Selim'i açacağız. Avrasya Tüneli'ni açacağız. Bunlar hayal bile edilemeyen şeylerdi. Hayaller gerçek oldu diyoruz ya lafla değil, taş üstüne taş koyarak geliyor. Fatih Sultan Mehmet gemileri karadan yürüttü, onun torunları Recep Tayyip Erdoğan ve ekibi de arabaları denizin altından yürütüyor. 

Arkamıza baktığımızda onca eser yapmışız ki milletimizin karşısına alnı ak şekilde çıkıyoruz. Bundan sonra da aynı kararlılıkla yolumuza devam edeceğiz. Türkiye'yi krizlerden, büyüyen gelişen ülke haline getirdik. Üretimde, yatırımda, ihracatta rekor üstüne rekor kırdık. Bu bayramda Atatürk Havalimanı'nda rekor üstüne rekor kırıldı. İşte Türkiye'nin nereden nereye geldiğini gösteriyor. Bu yüzden biz dünyanın en büyük havalimanını İstanbul'a yapıyoruz. 2002'de sadece 1 milyon transit yolcu vardı, bugün 30 milyon.

Tarihi İpek Yolu'nun buluştuğu yer İstanbul'dur. Türkiye'dir, Anadolu'dur. Tarih tekerrürden ibaret. Artık zenginlik yolları Türkiye'ye hicret ediyor. Petrolümüz yok belki ama üstünlüğümüz coğrafyamızdır, nüfusumuzdur. Ülkemize güveniyoruz, geleceğimiz, yarınımız bugünümüzden daha güzel olacak. Ekonomiyi 4 kat büyüttük, ihracatımızı 4 katına çıkardık. Herkes rahat olsun ekonomideki bu şahlanış devam edecek. Tıkır tıkır çalışıyor. Maliye gayet yerinde. Ekonomimiz büyüyor. Daha da iyi olacak. Bayramdaki tedbirlerle beraber.

Meclis'te görüşmeye başlamak istedik ama 10 saat boşa geçti. Hava civa hiçbir şey yok. Milletin zamanını israf etmeye hakkımız var mı? O yüzden Meclis'te de adalet lazım. Bu içtüzük mutlaka değişmeli. Verimsiz şekilde Meclis çalışmaları devam ediyor, milletvekillerinin de yorulmaları yanına kalıyor. Son bir fırsat, bir araya gelip konuşacaklar. Bizden günah gitti. İsteriz ki buluşup anlaşsınlar. Bunun normal şartlara gelmesi lazım. Demokrasi gerekli olan şeyi gereken zamanda söylemek. Millet bunu bekliyor, yoksa 10 saat Meclis'i meşgul et. Milletin beklentisini geciktirebilirsiniz ama bir dahaki seçimde bunun hesabını verirsiniz. Katkı sağlayın, sürekli eleştirmeyi bırakın.