Koronavirüs

Bilim Kurulu üyesi Prof. Özlü: Koronavirüsler genelde yaz gelince biter, ihtimali var ama olmayabilir de

"Evden çıkmazsanız hasta olmazsınız; gençliğinize güvenmeyin"

24 Mart 2020 17:23

Sağlık Bakanlığı Korona Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Tevfik Özlü, Koronavirüs'ten dolayı tedavi gören hastaların taburcu edildiğini görüleceğini belirterek, "Çaresiz değiliz, virüsü yenebilecek enstrümanlara, güce, silaha sahibiz. Koronavirüsler genelde kış mevsimlerinde salgın yapar ve yaz gelince, mevsim itibariyle Haziran- Temmuz gibi salgınlar biter" dedi.

Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) Tıp Fakültesi, Göğüs Hastalıkları Anabilim Dalı Öğretim Üyesi ve Sağlık Bakanlığı Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Tevfik Özlü, yeni tip Koronavirüs'e (Covid-19) ilişkin, DHA'ya açıklamalarda bulundu.

Hastalık karşısında çaresiz olunmadığını söyleyen Özlü, "Salgının yükselme trendindeyiz. Bu dönem hepimiz ve ülkemiz için kritik bir dönem. Hepimize büyük sorumluluklar düşüyor. Bu dönemde sosyal izolasyonu iyi yapabilirsek, alınan tedbirlere uyarsak, el hijyenine dikkat edersek, bu süreci sancısız, sorun yaşamadan atlatabiliriz. Önümüzdeki günlerde bu sayılar net olarak ortaya çıkacak. Sayın bakanımızın da açıkladığı üzere, bundan sonra taburcu edeceğimiz hastalar da olacak. Genel olarak hastalarımızın ağır olmadığı, birçoğunun iyileşme sürecinde olduklarını öğrendik. Bu tabii ki sevindirici. Dünyadaki rakamlara bakarsak, yüz binin üzerinde ağır hasta kategorisinde yer alan, hastanede yatarak tedavi gören hastanın iyileşerek taburcu edilip, evine gönderildiğini biliyoruz. Bu da bizim için umut verici bir durum. Bu hastalık karşısında çaresiz değiliz. Etkili ilaçlar, etkili tedaviler var. Hepsi yüz güldürücü. Bazen kritik hastaları kaybettiğimiz oluyor. Ülkemizde kaybettiğimiz hastalarımız var, onlar için üzgünüz. İnşallah bu süreci çok hasar görmeden, çok kayıp vermeden atlatırız" diye konuştu.

"Kontrol dışında bir şey gözükmüyor"

Türkiye'deki Koronavirüs rakamlarını da değerlendiren Özlü, "Şu anda büyüme trendindeyiz. Bundan sonra da muhtemelen vakalarımız olmaya devam edecek. Bu süreçte anormal bir patlama olmadığı sürece, bunun yönetilip, kontrol edilebilir düzeyde olduğunu görüyoruz. Şu anda sağlık sistemimizin yönetemeyeceği kadar bir yük yok. Tüm hastaneler tedbirleri almış, alarm durumda. Bu süreçte tüm algoritmalar bakanlığımızca güncelleniyor, sahaya aktarılıyor. Dolayısıyla, şu an itibarıyla kontrol dışında bir şey gözükmüyor. Umarım hep böyle gider, ülkemiz yüz akıyla bu sınavdan, küresel tehditten kurtulur" dedi.

"Evden çıkmazsanız hasta olmazsınız"

Hastalıkla mücadele en etkin korunma yolunun evde kalınması olduğunun altını çizen Özlü, şunları kaydetti.

"Şu dönemde yapılması gerek en önemli şey tedbir, en koruyucu önlem de evde kalmak. Zorunlu olmadıkça evden çıkmamalıyız. Evden çıkmamak çok etkili, eğer bir toplumun yarısı evden çıkmazsa, salgının bulaşma hızını, yüzde 90'dan fazla azaltıyorsunuz. Çok etkili bir yöntem. Evden çıkmamak gerekiyor. Evden çıkmamak, eve insan almak, komşu ve arkadaşlarınızı çağırıp, parti yapmak değil. Hem evden çıkmayacağız hem de eve misafir kabul etmeyeceğiz. Sizin ve bizim gibi, bazı kamu ve kuruluş ile market gibi yerlerde çalışanlar da dışarıda diğer insanlarla sosyal mesafeyi korumaları lazım. Yakın temas, tokalaşmak yok artık. Bunun kalkması gerekiyor. Ellerimizi su ve sabunla yıkamamız gerekir. Bu üç tedbir, evden çıkmamak, sosyal mesafeyi korumak ve elimizi yıkamak, bizi korur. Bu hastalıktan korunmak için bunlar yeterlidir. Sadece kendinizin değil arkadaşlarınızı, akrabalarınızı da korumuş olursunuz. Bunu yapmayıp da eczanelere başvurup, 'şu ilacı alsam korur mu?' gibi arayışlar var. Bunların hiçbiri kanıtlanmış bir etkiye sahip değil. Evden çıkmazsanız hasta olmazsınız." 

"Çaresiz değiliz"

‘Karamsarlık ya da paniğe gerek yok’ diyen Tevfik Özlü, şöyle konuştu:

“Çaresiz değiliz. Biz bu virüsü yenebilecek enstrümanlara, güce, silaha sahibiz. Virüsün bulaşmaması için yapabileceklerimizi belirttik. Bunları 7’den 70’e hepimiz yapabiliriz. Evden çıkmayacağız, bir metrelik mesafeyi koruyacağız ve ellerimizi yıkayacağız. Bunu bu ülkede yapamayacak insan yok, herkes yapabilir. Çaresiz değiliz. Virüsten korunmak için tedbir var. Etkili ve çok güçlü. Çok sonuç verici bir tedbir. Bunları yapacağız. Hasta olursak yine çaresiz değiliz. Çünkü hastaların yüzde 80’i tedavi bile gerektirmeden bu hastalığı ayakta atlatıyor ama ağır hasta olup hastaneye yatanlardan da 100 binin üzerinde hasta iyileşmiş, şu anda taburcu olmuş evinde sağlıklı yaşıyor. Dolayısıyla hastalığın da etkili tedavisi var. O konuda da çaresiz değiliz. Onun için panik yapmaya ve moralimizi bozmaya gerek yok. Bir sınav veriyoruz. Bu dönemde bu kurallara uymamız gerekiyor. Tabi ki endişe duyuyoruz ama endişeyi paniğe çevirmemek lazım. Panik çaresizlikten kaynaklanır. Çaresiz değiliz.”

"Koronavirüs'ler genelde yaz gelince biter, ihtimali var ama olmayabilir de"

Prof. Dr. Tevfik Özlü, havalarının ısınmasının virüsün etkisini kaybedip kaybettirmeyeceğine yönelik ise, “Bu konuda kanıta dayalı bir şey diyemeyiz ama böyle bir beklenti ve umut var. Bunun sebebi, aslında Koronavirüs'ler genelde kış mevsimlerinde salgın yapar ve yaz gelince, mevsim itibariyle Haziran- Temmuz gibi salgınlar biter. Daha önceki salgınlar böyle olmuştu, SARS da böyle olmuştu. Bu virüs de genetik yapı itibariyle SARS’a çok benziyor. Bunda da böyle bir şey olma ihtimali var ama olmayabilir de. Bu salgınların kendine özgü dinamikleri var. Bu yeni bir virüs ve bu yeni virüsün bulaştırma hızı gibi toplumların buna gösterdiği tepkiler, birçok şey burada etkili. Hava sıcaklığa ya da iklimle doğrudan orantılı değil. Bu nedenle göreceğiz ancak umut ediyoruz. İnşallah öyle olur ama olmayabilir de” diye konuştu.

"Gençliğinize güvenmeyin"

Genç, yaşlı fark etmeksizin herkesin kurallara uyması gerektiğini kaydeden Özlü, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Hastalığın risk grubu olarak tanımlanan ileri yaş veya kronik hastalığı olan kişiler. Bu, ‘ben gencim, rahatça dışarı çıkabilirim’ algısı oluşturmasın. Bu doğru değil. Gençler de bu hastalığa yakalanıyorlar ve bulaştırıyorlar. Gençlerde de ağır seyreden vakalar var. Gençlerde de vefat eden, kaybedilen olgular var. Son Avrupa ve İtalya verilerine bakarsanız yaşın biraz daha erkene doğru kaydığını görebilirsiniz. Onun için yaşa çok odaklanmamak lazım. Kendiniz hafif atlatsanız bile çevrenize bulaştırma riski olduğu için herkese sorumluluk düşüyor. Gençliğinize güvenmeyin. Şu anda iyi olduğunuza da güvenmeyin. Sağlıklı olabilirsiniz ama yarın ne olacağınız belli değil. Gördüğümüz bazı hastalar bu yanlışa düşmüşler. Risk grubunda olduğu halde bunu önemsememişler ve topluma karışmışlar. Bu hem kendileri hem de çevreleri için büyük bir sıkıntı doğuruyor. Bu açıdan önerilere herkes uysun. Gördüğüm kadarıyla Trabzon’da sokaklar boşaldı. İnsanlar uyumlu. Büyük oranda vatandaşımızın bu süreçte uyumlu davranış gösterdiğini görüyorum. Hepsine çok teşekkür ediyorum. 2-3 hafta daha böyle sürecek gibi görünüyor. Belki daha uzun da olabilir ama hepimiz sabretmeliyiz.”

"Yeni ilaç da tedavi protokollerine girdi"

Çin'den gelen ilaçlarla ilgili de bilgi veren Prof. Dr. Özlü, "Çin’den Türkiye’ye yeni ilaç geldi. Bu seçeneklerimiz arasında bir alternatif. Bu da bizi hasta karşısında güçlendiriyor. Çünkü hastadan hastaya protokoller değişiyor. Hastalığın tedavisinde hastanın durumuna göre tedavi protokolleri tanımlandı. Yeni ilaç da tedavi protokollerine girdi. Hastalarımız için hekimlerimiz için bu mücadelede büyük bir avantaj olacak. Bu ilacın yapılan çalışmalarda etkili olduğu, hastaların iyileşmesine katkı sağladığı, daha erken sürede hastaların şifa bulduğuna dair yayınlar var. Güvenliği de iyi. Dolayısıyla bu ilacı kullanıyor olmak da ülkemiz için bir avantaj" dedi.

"Doktor reçete etmeden ilaç kullanılmaz"

Sosyal medyada paylaşılan mesajların bazı ilaçların, toplumda bir talep oluşmasına yol açmış olabileceğine dikkat çeken Özlü, “Kanıt olmayan, etkinliği konusunda yeterli bilgi olmayan ilaçların kullanılması doğru değil. Eczanede bir sürü ilaç var. Hangisini ne kadar kullanacaksınız? Sizin durumunuz, size uygunluğu, yan etkileri, taşıdığınız hastalıklar birçok faktör var. İlaç doktorun tavsiyesiyle kullanılır. Doktor reçete etmeden kullanılmaz” diye konuştu. (DHA)