Diyarbakır'ın Kulp ilçesinde bir ilköğretim okulunda temizlik görevlisi olarak çalışan Ş.G. hakkında, 2009 yılında Ö.H.'ye (10) cinsel istismarda bulunmaya çalıştığı iddiasıyla 23 yıla kadar hapis istemiyle dava açıldı. Yargılamayı yapan Kulp Asliye Ceza Mahkemesi, 2012 yılında tutuksuz sanık Ş.G. hakkında beraat kararı verdi. İtiraz üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 14'üncü Ceza Dairesi, 2015 yılında verdiği kararda, Ağır Ceza Mahkemesi görev sınırlarında yapılması gereken yargılamanın, Asliye Ceza Mahkemesi'nde görülmesinin usule aykırı olduğunu belirterek, kararı bozdu. Diyarbakır 3'üncü Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki yargılamada, sanık Ş.G., 'Çocuğun cinsel istismarı' ve 'Kişiyi hürriyetinden yoksun kılma' suçlarından 5 yıl hapis cezasına çarptırıldı.
Kulp ilçesindeki bir yatılı okulda eğitim gören Ö.H., 16 Kasım 2009 tarihinde sınıf öğretmenine, okulun temizlik görevlisi Ş.G.'nin (18) kendisini zorla bir sınıfta tutarak, cinsel istismarda bulunduğunu söyledi. Durumun savcılığa bildirilmesi üzerine olayla ilgili soruşturma başlatılırken, gözaltına alınan şüpheli Ş.G., ifadesi alındıktan sonra serbest bırakıldı. 9 Aralık 2009 tarihinde soruşturmayı tamamlayan savcılık şüpheli Ş.G. hakkında 'Çocuğun cinsel istismarı' ve 'Kişiyi hürriyetinden yoksun kılma' suçlarından 23 yıla kadar hapis istemiyle iddianame hazırladı.
Yargıtay, beraat kararını bozdu
İddianamenin kabul edilmesinin ardından tutuksuz sanık Ş.G.'nin yargılaması 2009 yılında Kulp Asliye Ceza Mahkemesi'nde yapıldı. 14 Mayıs 2012 tarihinde davayı karara bağlayan Mahkeme, sanık Ş.G.'nin beraatine karar verdi. Mağdur avukatının itirazı üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 14'üncü Ceza Dairesi, 10 Aralık 2015 tarihli kararında, Ağır Ceza Mahkemesi görev sınırlarında yapılması gereken yargılamanın, Asliye Ceza Mahkemesi'nde yapılmasının usule aykırı olduğu gerekçesiyle, kararı bozdu. 2016 yılında dava dosyasının geri gönderilmesi üzerine sanık Ş.G.'nin yeniden yargılanmasına başlandı. Yargıtay kararına uyan Kulp Asliye Ceza Mahkemesi, 7 Mart 2017 tarihinde görevsizlik kararı vererek dosyayı Diyarbakır 3'üncü Ağır Ceza Mahkemesi'ne gönderdi. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı da Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki yargılamaya müdahil oldu.
Olayın üzerinden 8 yıl geçtikten sonra yeniden yapılan yargılamada ifadesi alınan sanık Ş.G., iddiaların doğru olmadığını belirterek, "Temizlik yapacağım için çocukları sınıftan çıkardım ve kapıyı kapattım. Sonra mağdur yeniden sınıfa geldi. Dışarıya çıkmasını istedim, çıkmadı. Bunun üzerine kolundan tutup çıkarmak istedim. Ancak, mağdur sınıfın penceresinden atlayarak çıktı. Temizlik yaparken onu sınıftan kovduğum için hakkımda iftira atmaktadır" dedi.
Aile şikayetçi olmadı
Savcılık ve Kulp Asliye Ceza Mahkemesi'ndeki ifadesinde başından geçenleri anlatan ve şikayetçi olan çocuk Ö.H., Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki ifadesinde sanıktan şikayetçi olmadığını söyledi. Talimatla ifadesi alınan Ö.H., "Daha önce verdiğim ifade doğrudur. Olayın üzerinden 8 yıl geçtiği için olayı net hatırlayamıyorum. Sınıfın kapısı kapatılmıştı. Kapı çalınca sanık panikledi. Panikten faydalanarak camdan dışarıya atladım. Sanıktan şikayetçi değilim" dedi.
Mağdurun babası M.E.H. ve annesi H.H. de, olayla ilgili görgüye dayalı bir bilgilerinin olmadığını ve kimseden şikayetçi olmadıklarını söyledi.
Yargılama sonunda kararı açıklayan mahkeme, sanık Ş.G.'yi 'Çocuğun cinsel istismarı' ve 'Kişiyi hürriyetinden yoksun kılma' suçlarından 5 yıl hapis cezasına çarptırdı. Gerekçeli kararda, mağdurun sanıkla arasında önceye dayalı bir husumet bulunmadığını belirten mahkeme, Türk örf ve adetlerine göre mağdur yaşlarında bir kız çocuğunun kendi iffetine yönelik bir iftira atmasının hayatın olağan akışına uymayacağını kaydetti. Bu yaşta bir çocuğun, bu şekilde bir olay kurgulamasının kendisinden beklenemeyeceğini belirten mahkeme, sanığın suçtan kurtulmaya yönelik savunmalarına itibar edilmediğini ifade etti.