Çözüm sürecinde gelinen son noktayı değerlendiren BDP’li Altan Tan, “Hükümetin çekim merkezinde kaldık” dedi.
17 Aralık yolsuzluk ve rüşvet operasyonunun düzenlenmesinin ardından gündemde arka sıralara düşen çözüm sürecinde BDP’nin rolünün parti içinde de sorgulanmaya başlandığı belirtiliyor.
Habertürk gazetesi Ankara temsilcisi Muharrem Sarıkaya, “Çözüm sürecinde Kürt siyasal hareketi, hükümetin uydusu haline mi geldi? İktidarın çekim gücünün etkisinde tavır geliştiremiyor mu?” gibi soruların entelektüel çevrelerin yanı sıra BDP içinde de tartışılmaya başlandığını belirterek, Diyarbakır Milletvekili Altan Tan’ın ‘Ben de aynı görüşteyim. Hükümetin çekim merkezinde kaldık’ dediğini yazdı.
Muharrem Sarıkaya tartışmalarla ilgili BDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’ın ise "Birileri bizim tekrar silaha sarılmamızı bekliyor. Ama biz yapmadık, yapmayacağız. Ahlaki duruşumuzu sürdüreceğiz” dediğini aktardı.
Muharrem Sarıkaya’nın Habertürk gazetesinin bugünkü (5 Şubat) nüshasında yayımlanan “Şoke olacaklar” başlıklı yazısının ilgili kısmı şöyle:
Çözüm sürecinde Kürt siyasal hareketi, hükümetin uydusu haline mi geldi?
İktidarın çekim gücünün etkisinde tavır geliştiremiyor mu?
Bu sorular bir süredir entelektüel tartışma olarak kalırken, son dönemde BDP içinde de konuşulmaya başlandı, hatta karşılıklı suçlamalara neden oldu. Nitekim dün BDP Meclis Grubu çıkışı karşılaştığım Milletvekili Altan Tan da tartışmaya dahil oldu. ‘Ben de aynı görüşteyim. Hükümetin çekim merkezinde kaldık’ dedi”
Çözüm sürecinde Kürt siyasal hareketi, hükümetin uydusu haline mi geldi?
İktidarın çekim gücünün etkisinde tavır geliştiremiyor mu?
Bu sorular bir süredir entelektüel tartışma olarak kalırken, son dönemde BDP içinde de konuşulmaya başlandı, hatta karşılıklı suçlamalara neden oldu.
Nitekim dün BDP Meclis Grubu çıkışı karşılaştığım Milletvekili Altan Tan da tartışmaya dahil oldu.
"Ben de aynı görüşteyim. Hükümetin çekim merkezinde kaldık" dedi.
'Dertleri çatışmamız'
Meclis'teki odasında buluştuğumuzda BDP Eşbaşkanı Selahattin Demirtaş'a tartışmaya nasıl baktığını sordum.
Tepkisi sert oldu:
"Birileri bizim tekrar silaha sarılmamızı bekliyor. Ama biz yapmadık, yapmayacağız. Ahlaki duruşumuzu sürdüreceğiz."
Tartışmaya katılan tarafların çözüm sürecine destek veren, silaha karşı duranlar olduğunu anımsattım.
"CHP ve MHP'nin AKP'ye muhalefetinde yapıp da bizim yapamadığımız ne var?" tepsiyle devam etti:
"Biz onlardan çok daha fazla yürüyüş yapıyoruz. Bu sözler 'Neden silaha sarılmıyorsunuz?' gibi algılanıyor; ama varsın öyle algılansın."
Tartışmanın, "17 Aralık sonrası hükümet ile Cemaat hareketi arasındaki kavgayla alevlendiğini" belirtti.
İkisinden birinin yanında olmak gibi bir görevlerinin bulunmadığını vurgulayıp ekledi:
"Seçimde AKP'ye haddini bildirip onun yerine Cemaat'i getirelim, diyorlarsa biz yokuz. Gizli yapıyla, örtülü hareketlerle iktidara hâkim olalım diyorlarsa o zaman ürkeriz. Ama sivil toplum olarak CHP'yi destekleyebilirler. AKP'den kurtulmanın yolu Cemaat değildir."
Habertürk'te yayımlanan yazının tamamını okumak için tıklayın