Politika

BDP’li Aktaş Zilan katliamının araştırılmasını istedi

Tutuklu Van Milletvekili Kemal Aktaş, Ağrı İsyanı’nın bastırılması sürecinde Zilan Deresi’nde yaşanan katliamın açığa çıkarılması amacıyla Meclis Araştırması önerdi

27 Haziran 2013 18:52

Helin Alp / ANKARA

Cezaevinde tutuklu bulunan BDP Van milletvekili Kemal Aktaş,  BDP Grup Başkanvekili Pervin Buldan aracılığıyla istediği meclis araştırma önergesinde, 1926-1930 yılları arasındaki Ağrı İsyanı sırasında özellikle Van’ın Erciş ilçesi Zilan Deresi bölgesinde büyük katliamlar yapıldığını ifade etti. Aktaş, barış sürecinin sağlıklı ilerlemesi için Zilan Deresi’nde yaşanan katliamların açığa çıkarılmasını istedi.

‘Cumhuriyetin kuruluşundan sonra Kürt Halkının varlığı, dili ve kültürel değerlerinin yok sayılarak asimilasyona tabi tutulması; isyanların yaşanmasına sebep olmuştur. Bu isyanlardan biri de ‘Ağrı İsyanı’dır diyen Aktaş, verdiği önergede ‘Zilan Deresi’nde, 15 bin civarında kişinin isyancılara yardım ettiği gerekçesiyle öldürüldüğünü ve 220 civarında köyün yakıldığını’ ifade etti.

Zilan Deresi katliamında yaşamını yitirenlerin yakınlarının “Barış Sürecinden” umutlu olduklarını ve yaşamını yitirenlerin anısına bölgede bir anıtın yapılmasını istediklerini de belirten BDP Milletvekili Kemal Aktaş’ın Meclis’e sunduğu araştırma önergesi şöyle:

Cumhuriyetin kuruluşundan sonra Kürt Halkının varlığı, dili ve kültürel değerlerinin yok sayılarak asimilasyona tabi tutulması; isyanların yaşanmasına sebep olmuştur.Bu isyanlardan biri de “Ağrı İsyanıdır.” 1925 yılında Şeyh Sait İsyanından sonra Takrir-i Sükûn Kanunu ve Şark Islahat Planının devreye sokulmasına bir tepki olarak başlayan isyan 1926 yılından 1930 yılına kadar sürmüştür. Hoybun Cemiyetinin öncülük ettiği isyanda Kürtlerin yanı sıra Ermeni toplulukları ile Alevi Aşiretleri ve Yezidi topluluklarda yer almıştır. Türkiye Cumhuriyeti, İran ve Sovyetler Birliği ile işbirliği içinde isyanı bastırabilmiştir. Öyle ki isyanın bastırılabilmesi adına Türkiye İran sınırında karşılıklı toprak alışverişinin yapıldığı yazılmaktadır. İsyanın bastırılması sırasında hava kuvvetlerinin etkin bir şekilde kullanıldığı ve 80 civarında uçağın harekâtta yer aldığı belirtilmektedir.

İsyan 1930 yılında bastırılmış ve o dönemin gazetelerinin verdiği bilgiye göre özellikle Van ili Erciş İlçesi Zilan Deresi bölgesinde büyük bir katliam yaşanmıştır. 220 civarında köyün yakıldığı, 15.000 civarında kişinin isyancılara yardım ettiği gerekçesiyle öldürüldüğü, Zilan Deresinin günlerce kızıl aktığı ifade edilmektedir.Sağ kalanların bir kısmının İran ve Ermenistan tarafına kaçarak kurtuldukları, büyük bir kesiminin de batı illerine sürgün edildikleri tarihi belgelerde ifade edilmektedir.

İsyanın tanıklarının anlatımlarına göre isyana katıldıkları iddiası ile tutuklanan Zilanlı gençler Adana Cezaevinde tutulmuşlar ve burada zehirli iğnelerle yüzlercesi katledilmişlerdir. İsyana katıldığı tespit edilen aşiretlerin topraklarına el konularak hazineye devredildiği yönünde önemli bilgi ve belgeler kamuoyuna yansımıştır. 1947 yılında sürgündekilerin eski yerlerine dönmesine izin verilmesiyle batıdaki bir kısım yurttaş yerlerine dönmüşlerdir. El konulan arazilerini almak için yapmış oldukları başvurulara olumlu cevap verilmemiştir... Bu konu ile ilgili dava halen AİHM de sürmektedir.Katliamdan sonra ’askeri yasak bölge’ ilan edilen vadinin bir bölümüne bir süre sonra Devlet Üretme Çiftliği kurulmuş ardından Afganistan’dan gelen göçmenler yerleştirilmiştir. Vadinin bir kısmında sadece Türkmenlerin yaşadığı köyler bulunmaktadır.  Katliamın yapıldığı Zilan Deresine sivillerin girişine halen izin verilmemektedir.

 Zilan Deresi katliamında yaşamını yitirenlerin yakınları “Barış Sürecinden” umutlu olduklarını belirtmektedirler. Bu süreçte Zilan Deresinde yaşanan katliamın açığa çıkarılması ve yaşamını yitirenlerin anısına bölgede bir anıtın yapılmasını arzulamaktadırlar.

Barış sürecinin sağlıklı ilerleyebilmesi için geçmişle yüzleşmenin yaşanması gerekmektedir. Zilan Deresi Katliamının tüm boyutlarıyla açığa çıkarılması ve bu katliamla yaşanan mağduriyetlerin giderilerek; sağlıklı bir yüzleşmenin yaşanması amacıyla Meclis Araştırması açılması gerekmektedir.