Gündem

Başbakan: Yaşananlardan sonra AYM konusu yeniden değerlendirilebilir

"Anayasa Mahkemesi'nin yetkisinin doğru anlaşılmasını temin etmeliyiz"

06 Mart 2016 15:21

MİT TIR'ları haberleri nedeniyle tutuklanan Cumhuriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar ve Ankara Temsilcisi Erdem Gül'ün tahliyelerinin önünü açan Anayasa Mahkemesi (AYM) kararını değerlendiren Başbakan Ahmet Davutoğlu, "AYM'nin birincil mahkemede süren davayı önalarak, birincil mahkemenin yerine geçerek, Yargıtay'ın yerine kendisini koyması hukuk sistemini keşmekeşe sokar. Hepimizin bunu yeniden düşünmesi ve AYM'nin yetkisinin doğru anlaşılmasını temin etmemiz gerek" dedi.

A Haber'de konuşan Davutoğlu, AYM kararıyla ilgili şunları söyledi:

AYM, Yargıtay, Danıştay kendi görevlerini ifa ederler. Birbirlerine üstünlükleri yoktur, Anayasa içinde faaliyet gösterirler. AYM temyiz kurumu görevinde değildir. AYM çerçevesi Anayasa ile belirlenmiştir. Bu iki gazeteci ile ilgili olayın bir esası var.

Türkiye'nin Bayırbucak Türkmenlerine yönelik bir destek faaliyetinin, devlete sızmış çetelerin faaliyeti. Ondan bir gün önce Harran Kampı'nda Ürdün, Irak, Lübnan Dışişleri Bakanlarını misafir etmişiz, Türkiye'nin yaptıklarını anlatıyoruz, bir gün sonra da Brüksel'e Sayın Erdoğan ile gideceğiz ve Cenevre konferansına katılacağız. 

Türkiye'nin itibarına hançer saplarcasına bir operasyon gerçekleştirildir. Bunun Türkiye'nin itibarını karalamak için casusluk faaliyeti olduğundan şüphemiz yok. Hukuki süreç işlerken gizli belgeleri yayınlayarak ve Türkiye'nin DAEŞ'e yardım ettiğin alçakça iddiasıyla seçimler öncesinde bu yapılan yayın basın özgürlüğü değil, devlet sırlarını ifşa etmektir. Burada bir itham da var. İşin esası bu.

Gazeteciler tutuklandıklarında, ben açık tutumumu da sergiledim. Bugün de aynı kanaatteyim. Suçu tespit edilene kadar tutuksuzlukluk esastır. Bu konuda AYM'ye yapılan başvuru tutuklu yargılanma ile olabilir. Ama bunun ötesine geçerek asli mahkemenin yerine kendisini koyarak bunun bir basın özgürlüğü olarak görerek diğer mahkemenin alanına giremez. Yürüyen bir hukuki davayı belirleyecek şekilde birincil mahkemenin kararını öncelemiş oluyorsunuz. Asli mahkemenin yerine kendisini koyamaz. AYM'nin birincil mahkemede süren davayı önalarak, birincil mahkemenin yerine geçerek, Yargıtay'ın yerine kendisini koyması hukuk sistemini keşmekeşe sokar. Hepimizin bunu yeniden düşünmesi ve AYM'nin yetkisinin doğru anlaşılmasını temin etmemiz gerek.

 

'AYM konusu yeniden değerlendirilebilir'

 

Bu yaşananlardan sonra AYM konusu yeniden değerlendirilebilir. Şu anda bir çalışma yok. Bireysel başvuruyu AK Parti hükümeti getirdi. Ancak bunun sınırının doğru tespit edilmesi gerekir. Şu anki uygulama dahilinde bir yargı reformu çalışmasını yürütüyoruz. Bilirkişilik kanunu Bakanlar Kurulu'ndan geçti. Yargı reformu paketi uygulanacak. Bireysel başvurunun da doğru yere oturtulması için gerekli çalışmalar yapılmalı. Gerekirse AYM Başkanı ile de konuşuruz. Ancak yargıyı bir hiyerarşik yapıya oturtup, AYM'yi en üste oturtmak, AYM'ye baskı söz konusu olur. Her taşın kendi yerinde doğru işlevi yürütmesi gerekir.

AYM Başkanı ile planlanmış bir görüşmemiz yok. Birbirimizi eleştirebiliriz. Ancak kişilikleri bunun parçası olarak kullanmamız lazım. Kişiler ve kişilerin temsil ettikleri makamların ayrı olması gerek. Kurumlar arası mesafe oluşması anlamına gelmez. Devletin üst makamları arasında küslüğün, kırgınlığın olmaması lazım. Görüş ayrılıklarımız olduğunda yüzyüze konuşmamız önem taşır. 

İlgili Haberler