Hürriyet gazetesi yazarı Sedat Ergin, “Silahlı terör örgütüne yardım etmek“ suçlamasından tutuklu bulunan Doğan Holding Ankara Temsilcisi Barbaros Muratoğlu’nun iddianemesinde tutuklanmasına neden olarak gösterilen deliller arasında 'tuhaflık' olduğunu söyledi.
Ergin, Muratoğlu hakkında "FETÖ' üyeliği suçlaması nedeniyle Konya’da tutuklu bulunan Hasan Kıratlı'yla 41 iletişim kaydının olduğu" iddiasıyla ilgili, avukatlarının Vodafone yaptığı başvuruda numaranın Kıratlı'ya ait olmadığının GSM şirketinden avukatlara "FETÖ' numarası olduğu ileri sürülen telefon hattı Vodafone’un telesekreter servisi numarası çıkmıştır ve çevirdiğinizde “Vodafone’a hoş geldiniz” sizi selamlamaktadır." mesajı geldiğini yazdı.
Ergin, hakkındaki temel iddia, Muratoğlu'nun Gülen ile 2012 yılında çekilmiş fotoğraftıyla ilgili olarak da "Tabii bu noktada sorulacak çok soru var. Aynı yıllarda Pensilvanya’da Gülen’i ziyarete giden başbakan yardımcıları, dışişleri bakanları başta olmak üzere bütün AK Partili siyasi şahsiyetlerin “örgüt elebaşısı”nın huzuruna çıktıklarında ceketlerinin önünü ilikleyip iliklemedikleri, Türk siyasetinin açıklık kazandırılması beklenen sorularından biridir, ancak bu konu yazının kapsamı dışında kalmaktadır." yorumunda bulundu.
Ergin'in Hürriyet gazetesindeki yazısı şöyle:
"Doğan Holding Ankara Temsilcisi Barbaros Muratoğlu hakkında hazırlanan iddianameye ekli soruşturma dosyasına bakarsanız, kendisine yöneltilen muhtelif suçlamalar arasında FETÖ/PDY’ye bağlı “Kimse Yok mu Derneği”nin Konya Şubesi Başkanı Hasan Kıratlı ile ilişki içinde olmak gibi bir isnadın da yer aldığını okuyabilirsiniz.
14 Aralık 2016 tarihli ifade tutanağının 12’nci sayfasına göre, iki hafta gözaltında tutulduktan sonra yapılan polis sorgusunda Muratoğlu’na şöyle sorulmuştur:
“5427542000 sayılı GSM hattı kullanıcısı Hasan Kıratlı isimli şahıs ile 2013 ve 2016 yılları arasında toplam 41 iletişim kaydının olduğu tespit edilmiştir. Kıratlı isimli şahsın FETÖ/PDY soruşturması kapsamında halihazırda tutuklu bulunduğu tespit edilmiştir.
Hasan Kıratlı isimli şahıs kimdir? Ne şekilde ve nereden tanıdığınızı, görüşmelerinizin içeriğini ve ayrıca aranızdaki ilişkiyi açıklayınız?”
Tutanağa göre, Muratoğlu şu yanıtı verir:
“Hasan Kıratlı isimli şahsı tanımam. Muhtemelen numarayı başka birisi kullanıyordur. ‘Kimse Yok mu Derneği’ ile de benim hiçbir alakam yoktur.”
FETÖ üyeliği suçlaması nedeniyle Konya’da tutuklu bulunan Hasan Kıratlı’nın da Muratoğlu ile olduğu ileri sürülen ilişkisi hakkında ifadesi alınır. Kıratlı, söz konusu telefon numarasını kullandığını hatırlamadığını söyleyerek, kullandığı 533’le başlayan telefon numarasını verir, Barbaros Muratoğlu’nu tanımadığını belirtir, “İsmini ilk defa şu an sizden duyuyorum” der.
FETÖ'cü değil, Vodafone telesekreter servisi
Kuşkusuz, sorgusunda Muratoğlu’na sorulan tek telefon bağlantısı bu değildir. FETÖ/PDY bağlantılı toplam 15 kişiyle olan telefon iletişimi sorulur. Ancak tutuklanmasına giden süreçteki dikkat çekici deliller arasında bu suçlama da yer alıyor.
Muratoğlu, ertesi gün (15 Aralık 2016) tarihinde tutuklandıktan sonra tutukluluğuna yapılan itiraz 27 Aralık’ta 10’uncu Sulh Ceza Hâkimi tarafından reddedilir. Hâkimin verdiği ‘ret’ kararının altıncı sayfasında “şüphelinin HTS kayıtlarına göre iletişim halinde olduğu anlaşılan kişilerden Hasan Kıratlı... şüpheliyi tanımadığını alınan beyanında belirtmiş olmasına karşın şüpheli ve müdafilerince de HTS kayıtlarına göre tespit edilen iletişim kayıtlarının hukuken geçerli bir şekilde izah edilememiş olması...” denilerek, bu temasın gerçekleştiği konusunda ısrar edilir.
Bunun üzerine mahkeme süreci içinde Muratoğlu’nun avukatları Vodafone’a başvurarak 5427542000 sayılı GSM hattı kullanıcısının kime ait olduğunu sorarlar. Ve 13 Mart 2017 tarihinde Vodafone Telekomünikasyon A.Ş.’den gelen resmi bir yazıda şu yanıtı alırlar:
“05427542000 numarası üzerinden Vodafone telesekreter servisi verilmektedir. Hizmete ilişkin detaylı bilgiye Vodafone.com.tr adresinden Servisler sekmesinden ulaşabilirsiniz. Saygılarımızla.”
FETÖ numarası olduğu ileri sürülen telefon hattı Vodafone’un telesekreter servisi numarası çıkmıştır ve çevirdiğinizde “Vodafone’a hoş geldiniz” sizi selamlamaktadır.
Hasan Kıratlı meselesi Barbaros Muratoğlu’nun dosyasında karşımıza çıkan muammalardan yalnızca biridir. Dosyada asıl dikkatimizi çeken gariplik, Muratoğlu’na yöneltilen en ciddi suçlamalardan biri olan, 2012 yılı mart ayında kendisi dışında 8 İzmirli gazeteci ile birlikte gittiği ABD gezisinde Pensilvanya’ya uğrayarak topluca Fetullah Gülen’i ziyaretleriyle ilgili durumdur.
Muratoğlu’nun tutuklanmasına giden süreçte hükümete yakın bazı medya kuruluşlarında bu fotoğraf üzerinden şiddetli bir kampanya yürütülmüştür. Pensilvanya ziyaretinin, Dokuzuncu Sulh Ceza Hâkimi’nin 15 Aralık 2016 tarihli tutuklama kararında Muratoğlu hakkında önemli bir delil olarak kullanıldığını görüyoruz.
Tutuklama kararının altıncı sayfasında diğer deliller de değerlendirildikten sonra şöyle deniliyor:
“... Şüphelinin 2012 yılında ABD’ye İzmir gazeteci temsilcileri ile birlikte giderek Pensilvanya eyaletinde FETÖ terör örgütü elebaşısı fethullah güle ile görüştükleri, bu görüşmeye ilişkin dosya kapsamında hatıra fotoğraflarının bulunduğu, fotoğraf dikkatlice incelendiğinde şüphelinin ceketinin her iki düğmesinin iliklemiş vaziyette olduğu ... fotoğraf karesinde örgüt elebaşısının sağ tarafında olacak şekilde fotoğraf karesinde bulundukları, bu şekilde şüphelinin üzerine atılı suç bakımından kuvvetli şüphe altında bulunduğu kanaatine varılmıştır.” (İmlaya dokunulmamıştır.)
Yasaya göre “kuvvetli şüphe” bulunması hali, tutuklama gerekçesidir. Muratoğlu’nun tutuklanmasının dayandığı kuvvetli şüphe nedenlerinden biri de Pensilvanya ziyaretidir.
Tabii bu noktada sorulacak çok soru var. Aynı yıllarda Pensilvanya’da Gülen’i ziyarete giden başbakan yardımcıları, dışişleri bakanları başta olmak üzere bütün AK Partili siyasi şahsiyetlerin “örgüt elebaşısı”nın huzuruna çıktıklarında ceketlerinin önünü ilikleyip iliklemedikleri, Türk siyasetinin açıklık kazandırılması beklenen sorularından biridir, ancak bu konu yazının kapsamı dışında kalmaktadır.
İtiraf edeyim ki, ben de yakın bir zamana kadar iddianamede Pensilvanya meselesinin önemli bir delil olduğunu zannediyordum. Öyle olmadığını geçenlerde Faruk Bildirici’nin yazısını okuyunca fark ettim. Dosyayı incelediğimde şunu gördüm: 21 sayfa tutan iddianamenin 19 buçuk sayfası FETÖ’nün örgüt yapısı ve kendi içindeki haberleşme sisteminin işleyişi gibi genel bir çerçeveye ayrılmış. Delillerin değerlendirilmesi ve suçlamalar bir buçuk sayfadan da az bir yer tutuyor ve bu bölümde Pensilvanya ziyaretine tek bir cümleyle bile atıf yapılmıyor.
Muratoğlu’nun tutuklanmasına yol açan kuvvetli şüphe nedenlerinden birinin iddianamede delil olarak görülmemesinin ülkemizde hukukun içinde bulunduğu durum açısından değerlendirilmesini okurlarımızın takdirine bırakıyorum.
Barbaros Muratoğlu, beş buçuk aya yakın bir süredir Silivri’de demir parmaklıklar arkasındadır. Dün, özgürlüğünden yoksun geçirdiği 163’üncü gündü. Bugün 164...
Bu dosyaya yarın da devam edeceğiz."