HalklarınEşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan, "1 Ekim'de Kürt sorunu tekrar Türkiye'nin gündemine girdi. Bu tartışmaların bir çözüm sürecine evrilmesi, onurlu bir barışa evrilmesi için de yine vazgeçmeyecek, birlikte olacak, direnecek, mücadele edecek ve onurlu bir barışı sağlayacağız" dedi. Bakırhan, "Öcalan'ın müzakere yapacağı koşulların oluşturulması gerekiyor. En başta kendi örgütüyle, arkadaşlarıyla görüşmenin zemini yaratılmalıdır. Kendi partisiyle doğrudan temas kurmalıdır. Onun yerine PKK'ya çağrı yapamayız, yapsam kim beni dinler? Siz yapsanız kim dinler? Kendi örgütüdür, kendi partisidir, onunla da diyaloğu sağlayacak sizlersiniz. 12 metrekarede müzakere olmaz" ifadelerini kullandı.
DEM Parti Mardin İl Teşkilatı, 2'nci Olağan Kongresi'ni gerçekleştirdi. Bir otelin konferans salonunda yapılan kongreye DEM Parti Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan, milletvekilleri, il ve ilçe teşkilatları, parti yöneticileri ve bazı davetliler katıldı. Kongrede yapılan seçimle partinin İl Başkanı Mehdi Tunç, görevini Nilüfer Elik Yılmaz'a devretti.
"Bu ele vuranlar kaybeder"
Burada konuşan Bakırhan, şunları söyledi:
"1 Ekim'de Kürt sorunu tekrar Türkiye'nin gündemine girdi. Öcalan ile görüşmelerin kapısı aralandı. 'Kürt sorunu yok' diyenler, İmralı'nın kapılarını açmak zorunda kaldılar. 'Kürt sorununu çözdük' diyenler, şimdi Kürt sorununu nasıl çözülecek diye enine boyuna tartışıyorlar. Bu tartışmaların bir çözüm sürecine evrilmesi, onurlu bir barışa evrilmesi için de yine vazgeçmeyecek, birlikte olacak, direnecek, mücadele edecek ve onurlu bir barışı sağlayacağız. Bu eli tutanlar; kazanır, Türkiye'nin demokratikleşmesini sağlar, ekonomik, eşitlik ve adaletin sağlanmasına sebebiyet verir. Bu el, Türkiye'nin geleceğidir. Bu ele vuranlar kaybeder. Çünkü Kürtler vurulmaktan dolayı pes etmedi, vazgeçmedi.
"12 metrekarede müzakere olmaz"
100 yıllık Türkiye'nin en büyük meselesinin çözümünde 85 milyonu düşünen bir mantıkla hareket etmelidir. Bir şey olmuş bitmiş değil, güçlü olursak bir şeyler olur. Zayıf olursak her şeyi yapmaya çalışırlar. Şimdi top hükümettedir. 'Bu fırsatı değerlendirin' diyoruz. Bu önemli bir fırsat, her gün gelmeyen bir fırsattır. 100 yıllık bir sorunun başmüzakerecisi, 10 metrekarelik bir hücrede nasıl rolünü oynayacak? 100 yıllık bir mesele tartışılırken, onların başmüzakereci olarak kabul ettikleri Öcalan 12 metrekarelik bir hücrede nasıl kendi rolünü oynayacak? Onun için en önce bu izolasyonun, 12 metrekarelik o hücrenin kapılarının açılması gerekiyor. Öcalan'ın müzakere yapacağı koşulların oluşturulması gerekiyor. En başta kendi örgütüyle, arkadaşlarıyla görüşmenin zemini yaratılmalıdır. Kendi partisiyle doğrudan temas kurmalıdır. Onun yerine PKK'ya çağrı yapamayız, yapsam kim beni dinler? Siz yapsanız kim dinler? Kendi örgütüdür, kendi partisidir, onunla da diyalogu sağlayacak sizlersiniz. 12 metrekarede müzakere olmaz." (DHA)
|