Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun bakanlık teklifinde bulunduğu HDP İstanbul Milletvekili Levent Tüzel, seçim hükümetinde yer almayacağını açıkladı. Tüzel, "HDP üzerinde baskı kurmaya çalışan, halka saldırı hükümeti karakteri taşıyan, geçici de olsa bu seçim hükümetinde görev almayı doğru bulmuyoruz" dedi.
Tüzel'in kurucu genel başkanı olduğu ve 7 Haziran seçimlerine HDP ile ittifak yaparak bu partinin listelerinden gösterdiği adaylarla katılan Emep Partisi'nden yapılan açıklamada da "Partimiz böyle bir seçim hükûmetinde yer almayı uygun görmemektedir" denilmişti.
Meclis'te düzenlediği basın toplantısında konuşan Tezel'in açıklamaları özetle şöyle:
Ülkenin Kürt illerinde, bugün Yüksekova’da olan gelişmeler, olağanüstü hal ve halka karşı yürütülen operasyonlar söz konusu. Seçilmiş yöneticiler, öz yönetime, özerkliğe dair iddialar nedeniyle tutuklanıyorlar. Bunun bir de tersi söz konusu. Artık asker polis cenazelerinde yüreği yanan insanlarımız, bu savaşın sorumlularını teşhir ediyor. Bu masa niçin devrildi? 3 yıldır süren süreç, artık bitti denilip silahlar konuşmaya başladı. Bugün de öncelikle, benim ve diğer HDP’li arkadaşlarımızın yaptığı gibi öncelikli talebimiz halka karşı yürütülen bu haksız savaşın derhal durdurulması, Türkiye halkları adına, demokrasi, özgürlükler adına mücadele eden herkes bu savaşın tarafı olmamalı.
'1 Kasım’a kadar giden süreci 8 Haziran’da AKP kurmayları tasarladılar'
AKP hükümeti ve aslında bir numara diyebileceğimiz Sayın Cumhurbaşkanı, muhtarlar toplanıyor, Başbakan müftüleri topluyor, bir düşünceyi, bir felsefeyi, bir politikayı adım adım uyguluyor. Topluma empoze ediyor, toplum içerisinde örgütlüyor. Evet, seçime kendisi giriyor. 7 Haziran’da da böyleydi, 1 Kasım’da da böyle. 7 Haziran seçim sonuçları ortaya çıktığında, 1 Kasım’a kadar giden süreci 8 Haziran’da AKP kurmayları tasarladılar.
Özel güvenlik bölgeleri ilan edilmesi, iç güvenlik yasası, cenazede canı yanan insanların, feryat figan sözlerinin hakaret sanılıp tutuklanmaları ve bir dizi hukuksuzluk. Anayasa yok, hukuk yok, teamül yok. Her şey Cumhurbaşkanı ve Başbakan ikilisinin keyfiyeti çerçevesinde yürütülüyor. Katılmamızı istedikleri anayasa gereği tekrarlanacak bir seçimin seçim hükümetinde aslındas bu işleyişin bir devamı olacağı çok açık. Hem halka karşı yürütülen savaş, hem baş gösteren ekonomik kriz.
Hala HDP’yi düşmanca hedef gösterir halde olmaları, aslında bu hükümetin aynı çizgide iş yapacağını gösteriyor. Mevcut hükümetin de ana işlevi bu olacaktır. Bu hepimizden kaybettiriyor. Çok açık. Her bakımdan. Canımızdan, geleceğimizden, birliğimizden, ortak yaşamımızdan. EMEK Partisi’nin de esas kaygısı budur. Bölgede olanlar hayli kaygı verici. AKP hükümeti çok açık Kürt hareketine, barış, demokrasi isteyen güçlere, HDP’ye tuzak hazırlıyor. HDP’nin varlığını bile içine sindirmekten çok çok uzakta. Demokrasi kültürü kesinlikle yok. Yılların teamülü Kılıçdaroğlu’na işlemedi. İsimler sorulmadı. Başbakan anayasal yetkim dedi. Sıkıntılı bir süreçteyiz, bu süreci, bu gerginliği, bu savaş ortamını tırmandırarak seçimden prim elde edeceğini planlayan bir iktidar aklı var. Bu siyasi iktidar canlar pahasına vazgeçmeyeceğini gösteriyor. Biz EMEK Partisi olarak, bileşeni olduğumuz HDP olarak hiçbir zaman onaylamadık.
'Seçim hükümetinde görev almayı doğru bulmuyoruz'
Bundan sonra da bu süreç böyle olacak, böyle işleyecektir. Bu savaşı durdurmak hepimizin görevi. Barış Bloku’nun hepimizi içine alan, Türkiye halklarının geleceği için çaba sarf eden Blok’un çağrıları önemlidir.
HDP şimdi bu hükümetin devamı olarak gördüğümüz, antidemokratik, kural tanımayan, HDP üzerinde baskı kurmaya çalışan, halka saldırı hükümeti karakteri taşıyan, geçici de olsa bu seçim hükümetinde görev almayı doğru bulmuyoruz.
Seçim, elbette önemli. AKP, Sayın Cumhurbaşkanı kaos ortamında ülkeyi daha gerginleştirerek elbette elde edilecek sonuç önemli olacak. HDP’nin geçici seçim hükümetinde varlığı, bu gerginliği gidermek, temsiliyeti sağlamak adına önemli elbette.