Politika

Bakan Fikri Işık: Abdullah Gül'ün dinlendiği kesinleşti

Bilim ve Teknoloji Bakanı Fikri Işık, Abdullah Gül'ün dinlendiği iddialarının kesinleştiğini ve konunun savcılığa iletildiğini kaydetti

06 Ekim 2014 18:03

Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Fikri Işık, "paralel yapı" iddialarıyla ilgili olarak konuştu ve "11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün dinlendiği iddaları kesinleşti ve konu savcılığa iletildi" dedi.

Bakan Işık, kriptolu telefonda gelinen noktaya ilişkin açıklama yaptı.

Kriptolu telefon yazılım güncelleme çalışmalarının son noktaya geldiğini bildiren Işık, özellikle güvenlikle ilgili mekanizmaların kontrol edildiğini belirtti. Donanımla ilgili çalışmaların da takvime uygun olarak sürdüğünü söyleyen Işık, önemli bir aksilik olmazsa kriptolu telefonların yılbaşından önce devletin üst düzey yetkililerine teslim edileceğini ifade etti.

 

'Cumhurbaşkanı Gül de dinlendi'

 

Kriptolu telefonun ancak kriptoyu yazan ve sertifikayı oluşturanın birlikte hareket etmesi ve bir dinleme mekanizmasıyla entegre olması durumunda dinlenebileceğini anlatan Işık, şöyle konuştu:

"Kriptoyu yazan, sertifikayı oluşturan, güvenlik mekanizmalarını kurgulayan ve başka yerde dinleyen, işbirliği yapmazsa kriptolu telefon dinlenemez. Paralel yapının, ülkemizin ulusal çıkarlarına yönelik tehdidinin en somutlaştığı alanlardan biri, kriptolu telefonların dinlenmesi. Bunu ancak tamamen örgütlü bir yapı başarabilir. Kendilerini 'hizmet hareketi' olarak nitelendiren tabandaki samimi insanları ayırıyorum. Kanaatim; bir cemaat var bir de paralel yapı var. Paralel yapı, cemaati arkasından hançerledi. Bir tarafta hizmet ettiğini düşünen insanlar var ama diğer tarafta da insanların bu hizmetini alıp, bir takım güç odaklarına tahvil eden, onların kullanımına sunan bir paralel yapı var. O yapı ciddi bir örgüt. Bazıları 'örgüt nerede?' falan diyor, örgüt burada. Eğer örgüt olmasaydı, kriptolu telefonlar dinlenemezdi. Şu anda Cumhuriyet savcılığı ciddi bir soruşturmayı yürütüyor. İnanıyorum ki kimin suçu varsa tek tek ortaya çıkartılır ve suçlular gereken cezayı alır. Bir ülkenin en üst düzey yetkililerinin, devletin sunduğu imkanlar kullanılarak dinlenmesi, alenen bir casusluk ve vatana ihanettir. Burada inanıyorum ki yargı bütün boyutlarıyla bu işi ortaya çıkaracak ve suçlular gereken cezayı alacak. Bir daha ülkede hiç kimse ama hiç kimse, hiçbir gerekçeyle devletin üst düzeyini dinlemeye cesaret dahi edemeyecek. Bu açıdan da biz kriptolu telefonların güvenlik mekanizmalarını çok dikkatle kurgulayarak oluşturmaya çalışıyoruz."

Işık, 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün dinlendiği iddialarının da kesinleştiğini ve konunun savcılığa iletildiğini kaydetti.

 

'Nasıl dinlendiğini ortaya çıkardık'

 

Dinleme kayıtlarının servis edildiği uçların nereye gittiğini, bir yere uç verildiyse onu takip etmenin ve bu bağlantıları deşifre etmenin yargının görevi olduğunu anlatan Işık, bu konunun TÜBİTAK'ın ilgi alanı dışında kaldığını belirtti. Kriptolu telefon yazılımı oluşturulurken ciddi güvenlik açıkları bırakıldığına dikkati çeken Işık, dinlemenin güvenlik açıkları sayesinde mümkün hale geldiğini söyledi. "Kriptoyu yazanların suçu, suç ortaklığı burada" diyen Işık, şöyle devam etti:

"Güvenlik açıklarını kullanarak bazı verileri elde edenler var, bir de dinleyenlerin verileri tekrar sese dönüştürüp anlamlı ifadeler haline getirme süreci var. Örgüt, burada ortaya çıkıyor. Eğer kriptoyu yazanla, Telekomünikasyon İletişim Başkanlığında dinlemeyi yapan, Emniyet Genel Müdürlüğü hatta hatta yargı içindeki ayak birlikte çalışmasa bu dinleme olayı mümkün olmaz. O açıdan biz bunlara tedbir alarak güvenlik açıklıklarını mümkün olduğu kadar sıfırlayarak kriptolu telefon yazılımını ve donanımını şekillendiriyoruz. Yoğun bir çalışma sürecinde nasıl dinlendiğini ortaya çıkardık. Nasıl dinlendiğini ortaya çıkardığımız için yeni kriptolu telefonlarda bu açıkları kapatıyoruz. Arzumuz, kriptolu telefon güvenlik sertifikalarının, kriptoyu yazan ile aynı yerde yapılmaması. Buna özellikle dikkat edeceğiz"

 

'Kriptolu telefon sahiplerini MGK belirleyecek'

 

Işık, kriptolu telefonların kimlere ve kaç kişiye dağıtılacağının, Milli Güvenlik Kurulu'nun (MGK) yetkisinde olduğunu ve MGK'nın talebine göre telefon üretip, teslim edeceklerini ifade etti.

Türkiye'nin cari açığında akıllı telefonların önemli payının bulunduğuna işaret eden Işık, yerli akıllı telefon üretilmesiyle ilgili çağrıya çıkıldığını ve 17 başvuru geldiğini kaydetti. Çağrıların değerlendirilme sürecinde olduğuna değinen Işık, yakında projenin başlama noktasına geleceğini belirtti. Işık ayrıca sivillerin de kullanabileceği kriptolu telefonların da üretileceğini söyledi.

 

'TÜBİTAK=paralel yapı denklemini kabul etmiyoruz'

 


Işık, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun her vesileyle paralel yapıyla mücadelenin önemini vurguladığına işaret ederek, hiçbir bakanın buna kayıtsız kalma şansının olmadığını belirtti. "TÜBİTAK=paralel yapı denklemini de kabul etmiyoruz" diyen Işık, kurumun kamuoyunda sadece paralel yapıyla mücadele ile değil aynı zamanda TÜRKSAT 6A, uzun menzilli füzeler, uydular, deprem ve uzayla ilgili araştırmalarıyla gündemde olmasını daha çok arzu ettiklerini dile getirdi.

Paralel yapı ile mücadelenin devam ettiğini ve en küçük bir taviz vermeyeceklerinin altını çizen Işık, "Bu bizim için kesinlikle net mücadele alanıdır. TÜBİTAK, Türkiye'nin bilimine, teknolojisine ve sanayinin gelişmesine bu kadar büyük katkı yaparken, onların hiçbirisinin gözükmemesi veya geri planda kalması haksızlık. TÜBİTAK'ta yaklaşık 4 bin 500 insan çalışıyor, bunların motivasyona ihtiyacı var. Biz şimdi TÜBİTAK'ı her bir çalışanı ve bütün birimleriyle Türkiye'nin 2023 hedeflerine varmak için üzerlerine düşeni yapmaya odakladık" ifadelerini kullandı.