19 Kasım 2024 09:33
T24 Haber Merkezi
Partisinin grup toplantısında konuşan MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın, PKK lideri Abdullah Öcalan'a yaptığı Meclis'te silahları bırakacaklarını açıklama çağrısından haberdar olmadığı ve aralarında kriz çıktığı iddialarına sert bir dille tepki gösterdi. MHP lideri, AKP ile kurdukları Cumhur İttifakı'na vurgu yaptığı konuşmasında, "Mevzu bahis vatan, bayrak, millet ve devlete ebet müddetse Cumhurbaşkanımız sayın Recep Tayyip Erdoğan ile aramızda hiçbir ayrılık ve ayrışma söz konusu dahi olamaz" dedi. Bahçeli, "Öküz altında buzağı arayacaklarına gitsinler kedilerine münasip kapak arasınlar" ifadelerini kullandı.
"Türkiye artık feleğin çemberini kırmalıdır. Makus talih hepten değişmelidir. İstikrarlı yükseliş kararlılıkla devam etmelidir” diyen Bahçeli, “Türkiye’nin yelkenlerini şişiren rüzgar kesilmesin istiyorum. Kamburlarımızdan kurtulalım diyorum. Bu arada makamda gözümüz yoktur. Koltuğa merakımız yoktur. Yeter ki Türkiye Cumhuriyeti ve Türk milleti sonsuza kadar yaşasın dursun” ifadelerini kullandı.
Bahçeli'den MHP'nin resmi X hesabından bir süredir her gün aynı saatlerde yapılan "Vakit tamadır söz konusu vatandır" paylaşımları hakkında da açıklama geldi. MHP lideri, "Paylaşımlarımızla neyi amaçladığımızı merak edenlere de önce vatan nedir onu öğrenmelerini temenni ediyorum" diye konuştu.
MHP lideri sözlerinin sonunda Kürt'lere "PKK Kürtleri temsil edemez" diye seslendi; "Şimdi açıkça görüldü ki, bir adım ileri gitmek için yola çıkanları engellemeye çalışanlar vardır. Dün terörist başının yoldaşı olanlar, şimdi Amerika’nın uşağı olmuşlar. Biden’ın üvey evlatlarına, Türk milletinin asil evlatlarını kurban edemeyiz. Buna hakkımız yok. Gelin bir olalım, beraber olalım, hep beraber Türkiye olalım" çağrısında bulundu.
Öte yandan Bahçeli, toplantı sonrası "Atatürk'ün akerleriyiz" diyerek kılıçlı yemin okuyan teğmenler hakkında soruşturma başlatılmasına ilişkin de konuştu. Bahçeli, Milli Savunma Bakanlığı'nın söz konusu soruşturmanın disiplinsizlik nedeniyle başladığına açıklamasına ilişkin olarak gelen soruya, "Milli Savunma Bakanlığı çok hassas bir bakanlıktır TSK’nın her konuda yetişmesini sağlayan bir bakanlıktır. Oranın ortaya koymuş olduğu değerlendirmeler dışında hiçbir şeyi bilemden tanımadan sadece ve sadece sorgulama yoluyla Türkiye’yi karıştırmaya yönelenlere heves etmemelidir. Milli Savunma Bakanlığı’nın kararına saygı duyuyorum" diye yanıt verdi.
Bahçeli'nin açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:
"Siyasetimizin istikametini çizen irade ve ifadesini temin eden iki ana damar vardır. Birincisi milli ve manevi değerlerle bağdır ikincisi tarihin ve coğrafyanın zorluklarıyla birlikte asırlar içinde üst üste yığılan zorunluluklar mecburluluğudur. Biz siyaseti vakit doldurmak maksadıyla yapmıyoruz, bir siyaseti gelip geçici heyecanın tatbiki amacıyla düşünmedik, hakka inandık hakikate bağlandık, halkımızla yek vücut olduk. Ahlaki ve vicdanı tutarlılığımızı zaaf göstermeden koruduk. Önce vatan, millet dedik. Ortak akılla geleceğin fırsatlarını tehdit ve temayüllerini birer birer analiz edip politik önermelerimizi belirledik. Milletin vuran nabzını ruhumuzda duyuyoruz.
"Bir ve birlikte hilale doğru mesafe aldıkça öngörülen tehlikeli akıntılar kurutulacaktır. Artık felaketlerin şiirleri yazılmasın. Ağıtlar yakılmasın. Bir ve birlikte hilale doğru el ele verelim. Bir ve birlikte hilale doğru yol alışımızın, kardeşliğimizin pekişmesi amacına mahsustur. Aranan huzur ve sükûnete kavuşmak hedefimiz olmasın mı! Niyazım o dur ki müebbet bir barış ve bahar havası hakim olsun şu aziz vatanda yüreklerin vatanda yüreklerin bağrında çiçekler açsın. MHP saha çalışmalarına milletle kucaklaşmaya ayrımcılığı dışlayarak şevkle devam edecektir.
"Türkiye’nin çevresi aynı zamanda çatışmaların ağır bastığı, anlaşmazlıkların derinlik kazandığı sancılı bir bölgedir. Bu bölgeden kaynaklanan çok katmanlı istikrarsızlık ortamının ülkemize ihracını zamanında engellemek asli bir mesele olmalı. Zira sınırlarımızın dibinde oynanan karanlık oyunların son sahnesi Türkiye’ye kurulmak istenmektedir. Çatışmaların çözümünde başvurulan geleneksel formların temelinde tartışmalı çıkarların müzakere edilebilir ve uzlaşmanın taraflar arasında var olan güç dengelerine bağlı olarak sağlanabilmesi yer almaktadır. En azından iddia edilen varsayımlar bunlardır ne var ki farklı bahanelerle patlak veren envaiçeşit çatışmanın kalıcı ve köklü çözümlerle buluşmadığı da ortadadır.
"Mesela İsrail, Lübnan'a ateşkes önerisi sunmasından kısa bir süre sonra Beyrut'u havadan vurdu. Soykırıma her gün yenileri ekleniyor. Gazze'de sivillerin olduğu alana yağdırılan bombalar 100'e yakın masumun ölümüne yol açtı. Zalimlerin hesap vermesi gerekiyorken, hâlâ bir arpa boyu mesafenin alınmaması ürkütücü bir skandal değil midir? İsrail'e soykırım suçlarından hesap sorulması bir adalet konusu ve demokrasi namusudur. İsrail'e yaptırım uygulanmalı, önleyici tedbirler hayata geçirilmelidir.
"Gerçeği çarpıtmak amacıyla yalan ve iftira cephaneliğine yığınak yapan bazı siyasetçiler ve sözde uzman geçinen garabet yuvaları Türkiye’nin İsrail ile ticareti sürdürdüğünü ileri sürmüşlerdir. Hâlbuki Türkiye İsrail’le ilgili ticaret sayfasını 2 Mayıs 2024 tarihinden geçerli olmak üzere tüm ürünlere kapsayacak şekilde kapatmıştır. Yapılan resmî açıklamalar sabittir ve kuşkulu bir yanı da yoktur. 2 Mayıs’tan itibaren İsrail’e yönelik ithalat ve ihracat için tescil edilmiş hiçbir gümrük ibaresinin olmadığı açık seçik ortadadır. Ülkemizi töhmet altında bırakma çabası olsa olsa Türkiye’ye husumettir. Bu tip bir muhalefet anlayışının demokratik niteliğinden bahsetmek bizatihi demokrasiye hakarettir. Ayıplı ve ahlaksız siyasetin acıklı numunesini görmek ve tanımak isteyenlerin, Türkiye’ye karşı açılan Siyonist cepheye sırtını yaslayan kıdemli ve gedikli müfterilere bakmaları yeterlidir.
Ülkemizin insani değerleri cesaretle savunmasından ve sahiplenmesinden rahatsızlık duyanların çatlak seslerinin çok çıkması, bunların içimize kadar sızan, zulmün imbiğinde süzülen İsrail uşaklığını benimsemeleri alçaklıkla bile izah edilemeyecek çürüme örneğidir. Ayrıca Müslüman Türk milleti, Mescid-i Aksa ve diğer kutsal mabetlerin tarihi ve manevi dokularını tahrip etme teşebbüslerini ise asla affetmeyecek, bu kırmızı çizginin ihlali, uyarıyorum ki, ağır sonuçlar doğuracaktır. İlk kıblemize Siyonizmin gölgesi düşerse bunun altından hiçbir mütehakkim ve muhasım ülke kalkamayacaktır. Küresel ve bölgesel barış ve istikrara destek verilecekse, gerçekten bu hedefe hilafsız ve hilesiz bağlılık gösterilecekse iki devletli çözüm mutlak surette vasat bulmalıdır. 1967 sınırları dahilinde, siyasi ve toprak bütünlüğünü sağlamış, başkenti Doğu Kudüs olan bağımsız Filistin devletinin kurulmasından, müteakiben tanınmasından başka bir yol, bir yöntem, bir alternatif kalmamıştır. Türk milleti mazlumların iniltiyle karışık feryatlarına kulak tıkayamaz. Türkiye Cumhuriyeti zulmün fermanını yazan, soykırım dilini konuşan, iblise yoldaşlık eden bu devrin seri katillerine asla sessiz ve seyirci kalamaz. Tarafız, kaldı ki masumların tarafıyız. Tarafız, kaldı ki sesi kısılmış, açlıktan iki büklüm olmuş, yüzü gözü, bedeni kan revana bürünmüş emzikli bebeklerin, gülüp oynaması gerekirken tepelerinden inen bombalarla sınanan çocukların tarafındayız. Tarafsız, kaldı ki Türk ve İslam coğrafyalarının dirliğinden, birliğinden ve kardeşliğinden başka bir seçeneği de ama, fakat demeden reddediyoruz.
"İzmir’in Selçuk ilçesinde elektrikli sobanın devrilmesi neticesinde 5 evladımız hayatını kaybetti. Biz uzaklardaki çocukların hakkını hukukunu konuştuğumuz kadar daha doğrusu onlardan daha da öncelikli olmak kaydıyla kendi çocuklarımızı konuşmalı ve dert etmeliyiz. Eşi cezaevinde bulunan annenin geçimini sağlamak amacıyla kapıyı çocuklarının üzerine kilitledikten sonra hurda toplamaya gittiği anlaşılmaktadır. Bu felaketi sadece ekonomik kefeden ele almak yoksulluk ve mağduriyet ekseninde değerlendirmek bizi doğru sonuçlara ulaştırmayacaktır. Sorunlu ailelerin çocuklarını ruhen ve zihnen kazanmak her birini hayata hazırlamak rehberlik ve rehabilite ihtiyaçlarını karşılamakla birlikte çok ciddi bir şekilde gözlemlemek ve takip etmek devletin başlıca vazifeleri arasındadır. Mesele sadece az vermek veya çok vermekle yani maddi ve fiziki yardımlarda bulunmakla sınırlı görülmemektedir. Manevi moral desteklere eş zamanlı olmak kaydıyla ilgiye sevgiye ve sahiplenmeye muhtaç evlatlarımızın devletin müşfik dokunuşlarıyla sağlıklı dengeli ve iç huzuru yakalamış birer dert olmaları mümkündür. Türkiye Yüzyılı hedeflerinin izinden yürüyorken ilkel şartlara hapsedilmiş çocuklarımıza bir vesile ile tanık olmak bunları göz göre göre kaybetmek maalesef hepimiz adına hüsrandır. Türkiye’de bir çocuk gece yatağa aç giriyor sabah mutsuz ve umutsuz uyanıyorsa bunun vebali hepimizin omuzlarındadır!
Bizi meşgul edip Türkiye üzerinde oyun kuracağını zanneden, siyaseti sokak dedikodusuna çeviren, ittifakımıza çamur atmaya kalkışan ahmaklara, asalaklara, arsızlara en küçük geri adımımız söz konusu olursa diyorum ki, gök girsin kızıl çıksın. Fitne yayan siyasetçileri, sözde gazetecileri, sosyal medya farelerini, FETÖ’cü hainleri, bölücü mihrakları, dış bağlantılı casusları, köksüzleri, kimliksizleri, millet ve milliyet hasımlarını rezil rüsva etmek için uygun zamanı sabrın gücüyle, Allah’ın inayetiyle, milletimizin metanetiyle bekliyoruz.
"Son günlerde tartışmaların odağında yer alan bazı açıklamalardan sayın cumhurbaşkanımızın haberi olup olmadığını araştıran aramızda bir anlaşmazlık çıkıp çıkmadığını yorumlayan zevata diyeceğim öz itibariyle şudur; mevzu bahis vatan bayrak millet ve devlete ebet müddetse cumhurbaşkanımız sayın Recep Tayyip Erdoğan arasında hiçbir ayrılığın ve ayrışmanın söz konusu dahi olmayacağını mühürlü kalplere görmeyen gözlere duymayan kulaklara hatırlatmak dava ve vicdan görevidir. Öküz altında buzağı arayacaklarına gitsinler kedilerine münasip kapak arasınlar. Sanırım onlar için daha yararlı olacaktır. Bu sözüm de alayına kapak olacaktır.
“Vakit tamamdır, söz konusu vatandır” paylaşımlarımızla neyi amaçladığımızı merak edenlere de, önce vatan nedir onu öğrenmelerini teklif ve temenni ediyorum. Osmanlı devlet ricalinin taktığı sarıkların içinde kefen vardı, ki ölümü unutmasınlar diye. Biz de millet ve ülkü davasına baş koyarken, Cumhur İttifakı’nı kurarken kefenimiz mücadelemizdir dedik, kefenimiz yeminimizdir dedik, vatana duyduğumuz eşsiz sevda ve bağlılığının bir bedeli varsa da seve seve öderiz inancını ve iradesini gösterdik.
Milletimizi bölmek için fırsat kollayanlara, bozgunculuk çıkarmak için pusuya yatanlara, yalancılara, talancılara, yabancıların yerli acentesine dönmüş siyasi devşirmelere itibar etmek kendimizi inkardır. Türkiye’nin kaybedecek bir saniyesi bile yoktur. Türk ve Türkiye Yüzyılında terörün kökü kazınacaktır.Bunun için kefen giyeceksek ona da baş göz üstüne deriz.Yerimizde saymaya, olanla yetinmeye, onun bunun ağzına bakmaya, tarihin gerisine düşmeye, debisi yüksek bir nehir gibi akan hadiselerin içinde edilgen ve etkisiz kalmaya ne hakkımız ne de niyetimiz vardır. Sızlanarak, dövünerek, seyrederek hiçbir şey yapamayız. Davası olan her insan aynı zamanda umut insanıdır. Çünkü iman varsa imkan vardır ve nihayetinde karamsarlık bulutları dağılmaya mahkumdur.
"Türkiye artık feleğin çemberini kırmalıdır. Makus talih hepten değişmelidir. İstikrarlı yükseliş kararlılıkla devam etmelidir” diyen Bahçeli, “Türkiye’nin yelkenlerini şişiren rüzgar kesilmesin istiyorum. Kamburlarımızdan kurtulalım diyorum. Bu arada makamda gözümüz yoktur. Koltuğa merakımız yoktur. Yeter ki Türkiye Cumhuriyeti ve Türk milleti sonsuza kadar yaşasın dursun.
"Hiç kimse boş yere hesap yapmasın, MHP ve Cumhur ittifakı içinde milletin olmadığı hiçbir hedefi kabul etmez, etmeyecektir. Bizlere düşen görev kafa karıştıran akıl çelen zihni bulandıran bozuk zihniyetlerin etki alanına girmeden hak bildiğiniz yolda arkanıza bakmadan hızlı adımlarla yürümektir. Algı operasyonları boşunadır. Kara kampanyaların sonucu yoktur. İnandık başaracağız yola çıktık varacağız, sabrettin Türkiye Yüzyılı'nın sütunlarını hep birlikte dikeceğiz.
"Hiçbir engel tanımayacağız hiçbir zorluğa teslim olmayacağız hiçbir iftiraya boyun eğmeyecek doğudan batıya kuzeyden güneye her insanımızı kucaklayacağız. Her değerimizi bağrımıza basacağız. Herkes eşittir Türkiye demeye azimle devam edeceğiz. Buradan Kürt kardeşlerime sesleniyorum. PKK Kürtleri temsil edemez. Şimdi açıkça görüldü ki bir adım ileri gitmek için yola çıkanları engellemeye çalışanlar vardır. Dün terörist başının yoldaşı olanlar şimdi Amerika’nın uşağı olmuşlar. Biden’ın üvey evlatlarına Türk milletinin asil evlatlarını kurban edemeyiz. Buna hakkımız yok. Gelin bir olalım beraber olalım hep beraber Türkiye olalım."
© Tüm hakları saklıdır.