Politika

Bahçeli'den teğmenlerin ihracının ardından ilk açıklama: İsabetli ve doğru bir karar

01 Şubat 2025 18:38

Güncelleme: 01 Şubat 2025 18:54

T24 Haber Merkezi

MHP lideri Devlet Bahçeli, "TSK Disiplin Kanunu’nun amir hükümlerinin tatbikiyle ayırma cezasının muhataplarına uygulanması doğru ve isabetli bir karardır" açıklamasında bulundu. Bahçeli, "Türk askerinin arkasına saklanıp üç beş kendini bilmezin korsan metnini silah gibi kullanan CHP’sinden satılmış kimi medya organlarına, kiralık kalemlerden iç işgal cephesine tahkimat yapan alçaklara kadar “Mustafa Kemal”in askeriyiz sözünün cezalandırıldığını iddia etmeleri hem şeref mahrumu bir iftira hem de Türk Silahlı Kuvvetleri’nin manevi ve tarihi dokusuna dış bağlantılı operasyondur" sözleriyle hem Cumhuriyet Halk Partisi'ne hem de medyaya yüklendi.

Kılıçlı yemin töreni soruşturmasında MSB kararı açıkladı: 5 teğmen ve 3 disiplin amiri komutan TSK'dan ihraç edildi

30 Ağustos’ta resmi mezuniyet töreninin sona ermesinin ardından alanda tekrar toplanarak kılıç çatan, Subay Andı okuyan ve “Mustafa Kemal’in askerleriyiz” sloganı atan teğmenler Ebru Eroğlu, Batuhan Gazi Kılıç, Deniz Demirtaş, Talip İzzet Akarsu ve Serhat Gündar, Türk Silahlı Kuvvetleri'nden (TSK) ihraç edildi. MSB, 3 disiplin amiri; Bölük Komutanı Binbaşı Murat Öztürk, Tabur Komutanı Kurmay Yarbay Halit Türkoğlu ve Alay Komutanı Yardımcısı Albay Mustafa Alper Topsakal'ın da "ayırma cezası" aldığını duyurdu. Disiplin amirlerinin üst rütbeli subaylar olmaları dikkati çekti. T24'ün edindiği bilgiye göre, dokuz kişilik heyetten iki üye şerh koydu. İki üyenin ardından istifa ettiği iddia edildi.

MHP'nin sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımının tamamı şu şekilde:

"30 Ağustos 2024 Cuma günü Milli Savunma Üniversitesi Kara Harp Okulu Diploma Alma ve Sancak Devir Teslim Töreni’nin resmi safhası tamamlandıktan sonra bir grup teğmenin geçerliliği olmayan bir yemini müştereken seslendirmek suretiyle askeri ve siyasi gündeme yerleştikleri bilinen bir husustur.
O günden bugüne maksatlı tartışmaların ve marazi tahriklerin dozajı ideolojik dürtülerin tazyikiyle sistematik olarak artırılmıştır.
 
Türk milletinin medarı iftiharı ve gözbebeği mertebesindeki Türk Silahlı Kuvvetleri’mizin günlük siyasi polemiklere kasten alet edilme çabası gayri ahlaki bir planlama kapsamında sürekli ilerletilmiştir.
Korsan bir metnin kılıçlar eşliğinde okunmasının yanlışlığı kadar yaratacağı tahribatı görmeyen, göremeyen, hatta görmekten ve göstermekten kuşkulu şekilde uzak duran bir güruhun fırsatçılığa heveslenmesi ve sonuçları ağır olacak siyasi hesaplaşma sayfası açmak istemesi elbette demokrasi dışı emel ve eylem hedefinin takibinden başka bir şey değildir.
 
“Hepimiz Mustafa Kemal’in Askeriyiz” demenin suç olarak takdim ve teşhir edilmesi diye bir şey olmadığı halde, bunun hilafına hareket edip Aziz Atatürk’ü istismara yeltenenlerin dürüstlük ve samimiyet testinden geçemedikleri her anlamda belgeli, hukuken ve tarihen de belli ve bilinmektedir.
Milli Savunma Bakanlığı’nın yapmış olduğu açıklama mucibince, 5 teğmene ve 3 disiplin amirine TSK Disiplin Kanunu gereğince “silahlı kuvvetlerden ayırma” cezası verilmiştir.
Türk Silahlı Kuvvetleri’nin hiyerarşik zincirini kıran, teamüllerini bozan, iç disiplin ve denge yapısını sakatlayarak buhrana sürükleyen hiçbir fiil, fesat, fitne, olay, oluşum, durum, beyan ve gruplaşmaya bihakkın müsaade edilmemelidir ve bugüne kadar da edilmemiştir.
 
TSK Disiplin Kanunu’nun amir hükümlerinin tatbikiyle ayırma cezasının muhataplarına uygulanması doğru ve isabetli bir karardır.
 
Herkes bu karara saygı duymalı; karışık, karanlık ve kaotik Türkiye şartlarını ikmal ve inşa etmek için pusuda bekleyen demokrat maskeli darbe severler aklını başına almalıdır.
Teğmenler üzerinden organize saldırı ve provokasyon ortamı hazırlamanın peşine takılan sahte ve riyakar Atatürkçülerin oyununa gelecek, figüranı olacak, iğrenç senaryolarına bel bağlayacak bir vatan ve millet sevdalısı kahramanımız yoktur, asla da olmayacaktır.
 
“Hepimiz Mustafa Kemal’in Askeriyiz” sloganı atan üç beş kişiyi bahane ederek ülkemizin huzur ve istikrarını sekteye uğratmak için el ovuşturan kokuşmuşlar, öncelikle terörle mücadelede 40 yıldır olağanüstü bir dirayet ve cesaret sergileyen Mehmetçiklerin kimin askeri olduğunu itiraf etmekle mesul ve mükelleftir.
 
Gazi Mustafa Kemal Atatürk, Türkiye Cumhuriyeti’nin banisi, Milli Mücadele’nin yol başçısı, Türk milletinin yüksek değeridir.
 
Aziz Atatürk tüm parlak ve hak edilmiş vasıflarının yanında Türk milletinin askeridir.
Türk Silahlı Kuvvetleri kanun ordusudur ve Türk milletinin ruhundan doğmuştur.
 
3 Eylül 2024 tarihinde yapılan basın açıklamamızda ifade ettiğim üzere, terörle mücadelede destanlar yazan, iç ve dış savunmamızı fedakarca yapan, şehit ve gazileriyle M.Ö.209’dan bu yana geçen 2234 yıldır düşmanları titretip milletimizi gururlandıran Türk Silahlı Kuvvetleri ilelebet övünç madalyamızdır.
Türk askerinin arkasına saklanıp üç beş kendini bilmezin korsan metnini silah gibi kullanan CHP’sinden satılmış kimi medya organlarına, kiralık kalemlerden iç işgal cephesine tahkimat yapan alçaklara kadar “Mustafa Kemal”in askeriyiz sözünün cezalandırıldığını iddia etmeleri hem şeref mahrumu bir iftira hem de Türk Silahlı Kuvvetleri’nin manevi ve tarihi dokusuna dış bağlantılı operasyondur.
 
Türk Silahlı Kuvvetleri’nde kutuplaşma ve cuntalaşma ikliminin oluşmasına sinsi sinsi hizmet edenler esasen Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün karşıtı, dünyada hayranlık uyandıran askeri kudretimizin zaafa uğramasını arzulayan ajan provokatörlerdir.
 
Milliyetçi Hareket Partisi ve Cumhur İttifakı zalimlerin sırtını sıvazladığı zillet ve rezil provokatörlere karşı azami ölçüde dikkat ve uyanıklık içindedir.
 
Korsan ve paralel yeminlerle aklına estiği gibi bağırıp çağıranlara gereği yapılmış, maşeri vicdan bu karardan memnuniyet duymuştur.
 
Siyasi ve ideolojik taassubun pençesinde ilke ve irade kaybı yaşayan ve Atatürkçülüğü geçim kapısına çeviren soytarılara aldanacak ve kanacak hiç kimse de kalmamıştır."
 

Teğmen Ebru Eroğlu'nun savunması: Sonuç ne olursa olsun, bizim ve sizlerin göğsündeki Harp Okulu rozetini alamayacaklar

“Ben teklifimi iletirken sadece resmi tören için iletmiştim. Resmi tören sonrasına yönelik herhangi bir sözlü veya yazılı bir emir yoktur, hatta bu konu en ufak şekilde bile gündeme gelmedi. 20 Ağustos 2024 tarihinde Tabur Komutanımız tarafından tören provası icra edilirken, tüm tabur önünde, ses yayından tören yönetmeliğinin değiştiği ve bu sebeple yine tören esnasında bu andı okuyamayacağımız tebliğ edildi. Biz de bu emre uyduk ve törende hiçbir şekilde bu emrin hilafında hareket etmedik, böyle bir girişimde dahi bulunmadık.

“Harbiye'ye yakışır bir asker olduğumu düşünüyorum”

Bizler zaten Harp Okulu'na 27.09.2019 tarihinde Menteş Tören Alanında askerlik yeminini okuyarak girdik. Atatürk'ün de mezun olduğu okuldan mezun olurken de geleneksel kılıç atma esnasında son kez birlik beraberlik içinde subay andının benim tarafımdan okunmasının devre birincisi olarak benim üzerine düşen bir sorumluluk olduğunu düşünerek hareket ettim. Kesinlikle disiplinsizlik gibi bir amacım yoktur. Harp Okulu safahatım incelendiğinde Harbiye'ye yakışır bir asker olduğumu düşünüyorum. Yapılan bu eylemde kesinlikle derinden bağlı olduğum Türk Silahlı Kuvvetleri'ni tartışmaya açmak, itibarını zedelemek, ayrıştırıcı bir tavır takınmak gibi amacım yoktur, olamaz.

“Bu olay yaşanırken basın yayın organlarını davet etmedim”

Bu olay yaşanırken basın yayın organlarını davet etmedim. Mikrofondan da bu yönde bir anons yapmadım. Ben protokol, tören alanını terk ettikten sonra basının da protokolle hareket ettiğini düşünüyordum. Çünkü bugüne kadar haber kanalları Cumhurbaşkanı alanı terk ettikten sonra yayını kestiler, törenin tamamını veya sonrasını yayımlamadılar.Bu faaliyette basını ilgilendiren hiçbir şey yoktur, bir fotoğraf veya video çekimi olmasını isteseydim en başında ailemi oraya davet ederdim. Hatta ailemin elinde bu ana ait hiçbir video yok. Basın yayın organlarının oraya gelişi bizim davetimizle değil, aksine koşarak ve oluşturduğumuz çemberi yararak girmeleriyle olmuştur.

Ben Harp Okulu'na 1'inci olarak girdim ve 1'inci olarak bitirdim. Öğrencilik sürem boyunca; Tabur Onur Teşkilatı üyesi, Bölük Kıdemli Yardımcısı, Harbiyeli Bölük Komutanı, Harbiyeli Tabur Komutanı, Harbiyeli Alay S1/S4, Bölük Ceza Sorumlusu, Kadın Harbiyelilerin kıdemlisi gibi görevlerde bulundum. Başarılı bir personel olduğum için Kayseri'de icra edilen kayak kursuna katıldım, Menteş'te yapılan dalgıçlık kursuna katıldım ve dalgıç sertifikam bulunmakta, İtalya'da düzenlenen Harp Okulları Arası Silahlı Çatışma Hukuku konulu yarışmaya Bakanlık onayı ile katıldım.

“Disiplin kurallarına uymak konusunda asla tereddüt göstermedim”

Harp Okulu'nda icra edilen 13 Mart gösterisi, 29 Ekim yürüyüşü, 27 Aralık koşusu, 30 Ağustos tören görevi gibi çeşitli faaliyetlere gönüllü olarak katıldım. İntibakta yapılan İngilizce sınavını başarıyla geçerek ikinci yabancı dil okuma hakkı kazandım. Hava Harp Okulu'nda icra edilen Harp Okulları arası koşu yarışmasında katıldım ve 1'inci olduk. Atış ve spor başarı rozetim vardır. Komando Temel Kursunu erkek harbiyelilerin de dahil olduğu sıralamada 58'inci olarak bitirdim. Sıralı amirlerimden askerlik ve akademik eğitim ile disiplin konularında takdirler aldım. Harp Okulu hayatım boyunca TSK'ya ve Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ne yakışır bir Harbiyeli ve subay olmaya çalıştım, bunun için çabaladım. Disiplin kurallarına uymak konusunda asla tereddüt göstermedim.

Bugün sonuç ne olursa olsun, bizim ve sizlerin göğsündeki Harp Okulu rozetini alamayacaklar. Bizler Atatürk'ün önce sıra arkadaşı, sonra silah arkadaşı olduk. Hayatımızın geri kalanında da bu minvalde hareket edeceğiz şüphesiz."

İhraç edilen teğmen dönüş davasını geri çekti; "Harp Okulu'nda yapı var"

TOLGA ŞARDAN YAZDI - Kara Harp Okulu’ndaki teğmen krizinde “Cumhurbaşkanı” detayı

FARUK BİLDİRİCİ YAZDI - Teğmenlere ceza telaşında düşülen komiklik


T24 Özel