08 Ocak 2019 16:55
Nursima ÖZONUR/ANKARA, (DHA)- MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, ABD’nin Suriye’den çekilme kararının bir oyun, stratejik bir oyalama olduğunu belirterek, \"ABD ne yaparsa yapsın, kim ne derse desin, Türkiye Fırat’ın doğusuna hak için, adalet için, hukuk için, beka için, mazlumların güvenliği için girmeli, gereğini yapmalıdır\" dedi.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, TBMM\'de partisinin grup toplantısında konuştu. Devlet Bahçeli, sosyal şiddetin son dönemlerde arttığına dikkati çekerek, Ruh Sağlığı Yasası çıkarılması çağrısında bulundu. Devlet Bahçeli, gelişmekte olan ülkelerin bir çoğunda Ruh Sağlığı Yasası olduğunu kaydederek Türkiye\'de bu alanda bir boşluğun hakim olduğunu söyledi.
Yaşanan ağır sorunların ruh sağlığını olumsuz etkilediğini belirten Bahçeli şöyle konuştu:
\"Bu kapsamda sosyal ve toplumsal pek çok yararı olacağına inandığım Ruh Sağlığı Yasası\'nın bu yıl içinde TBMM’den çıkarılmasını içtenlikle bekliyor ve temenni ediyorum. Konuyla ilgili bir kanun teklifi hazırlayan Aile, Kadın ve Engellilerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcımız Sayın Deniz Depboylu Hanımefendi\'yi tebrik ediyor, bu teklifin yasalaşması halinde mühim bir eksikliğin telafi edileceğine inanıyorum. Çünkü yaşanan ağır sorunlar ruh sağlığına olumsuz yönde tesir etmektedir. Bunu inkar etmek anlamsızdır, faydasızdır. Çoğalan intiharlar, yaygın bir hal alan antidepresan ilaç kullanımı tehlikeli düzeydedir. Şiddet vakaları, kadın cinayetleri, eften püften meselelerdeki derin anlaşmazlıklar tehdit edici bir seviyededir. Söylerken bile içimin titrediği bir kadın cinayeti geçen hafta bir üniversitede gerçekleşmiştir. Genç bir akademisyen olan Ceren Damar evladımız gözü dönmüş bir katil tarafından hunharca katledilmiştir. Bu vahşi cinayetin üstelik bir üniversitede yaşanması tüyler ürperticidir. Yalnızca merhume evladımız değil, akademik hayat da saldırıya uğramıştır.\"
\'ÜLKEMİZİN HUZURUNU KAÇIRMAK İSTİYORLAR\'
Devlet Bahçeli, 31 Mart yerel seçimleri yaklaştıkça anlaşmazlıkların alarm verici boyuta ulaştığını ifade ederek, gizli ve gizemli ellerin devrede olduğunu savundu. Devlet Bahçeli, 31 Aralık gecesi, İstanbul Taksim’deki yılbaşı kutlamalarında Suriyeli sığınmacı olduğu iddia edilen bir grubun Suriye bayrağı açmasının ciddi bir infiale yol açtığını belirterek şöyle konuştu:
\"Açık bir provokasyon olduğu neredeyse kesin olan bu olayın kimler tarafından planlandığı, hangi amaçlarla tedavüle sokulduğu enine boyuna araştırılmalı, arkasındaki melun ve melanet hevesler mutlaka deşifre edilmelidir. Konu önemlidir, ihmali halinde ağır sonuçlar doğacaktır. Benzeri tahrik ve tacizler ülkemizin farklı il ve ilçelerinde zaman zaman vuku bulmaktadır. Milletimizin sinir uçlarıyla oynanmakta, sabrı test edilmektedir. Cepheleşmeler kasti olarak bilenmekte, hassasiyetler kaşınmaktadır. Casusların kindar kışkırtmalarına, işbirlikçilerin karanlık faaliyetlerine azami dikkat ve uyanıklık göstermek lazımdır. 31 Mart öncesi ülkemizin huzurunu kaçırmak istiyorlar. Sokakları karıştırmayı projelendiriyorlar. 1 Nisan sabahı için hazırlık yapıyorlar. Toplumsal uyum ve düzenin mukavemetini kırmayı amaçlıyorlar. En küçük bir kıvılcımın nelere yol açacağını, nasıl bir yıkım ve enkaza kapı aralayacağını engin bir kavrayışla yorumlayıp buna müzahir tedbir geliştirmek bize göre zarurettir.\"
\'ZİLLETİN ÖNE ÇIKMASI İÇİN GAYRET SARF EDİLMEKTEDİR\'
\'31 Mart’a kadar daha da fazla olay ve gelişmeye şahit olma ihtimalinin olduğunu vurgulayan Bahçeli, \"Sosyal ve ekonomik memnuniyetsizliklerin siyasal itiraza dönüşmesi için titiz bir çaba harcanmaktadır. 31 Mart 2019’da zilletin öne çıkması, hezimetin önümüzü kesmesi amacıyla hummalı ve huşunet dolu bir gayret sarf edilmektedir. Türk milletinin bu bayat senaryolara karnı toktur. 24 Haziran 2018’de milli uyanışı kundaklayamayan, milli dirilişe engel olamayan iç ve dış odaklar, 31 Mart 2019’da da aynısına mahkûm olacaklar ve sukutu hayale uğrayacaklardır. CHP’sinden İP’sine, HDP’sinden PKK ve FETÖ’süne kadar kim Türkiye’nin tarihsel yürüyüşünü kesmek istiyorsa, onunla hesabımız mahşere kalmadan bu dünyada görülecektir. Türk milleti cevheri de görüyor, çürüğü çarığı da biliyor. Hiç kimse şansını fazla zorlamasın. Hiç kimse nifakı geçim kapısı, namertliği ümit çeşmesi görmesin. Herkes ayağını denk alsın. Bizde ne verilecek toprak parçası, ne vazgeçilecek insan varlığı, ne de çizilecek sınır hattı asla yoktur. Aksini iddia edenlerin ya canıyla zoru, ya da cehaletiyle sorunu vardır ve bunlarla mücadele bizim mukaddes bir vazifemizdir.\"
\'FIRAT\'IN DOĞUSU FİTNENİ BOYNUDUR\'
Devlet Bahçeli, terör örgütlerine yönelik operasyonlara da değinerek, \"Terör koridoru baltalanmış, ihanetin Akdeniz’e çıkış yolları milli fedakârlık ve şehit kanlarıyla kapatılmıştır. Dört parçalı Kürdistan komplosu her düzeyde tırpan yemiştir. Türkiye hiçbir tehdidi alttan almamış, göz yummamıştır. Bugün Fırat’ın doğusu fitnenin boynudur. Bu boyun vurulmalıdır, bu boyun bedeninden koparılmalıdır. Refakatçisi emperyalizm olan Rojava projesi tedavülden kaldırılmalıdır. Suriye ve Irak’ın toprak bütünlüğünü sakatlayacak, Türkiye’nin milli güvenliğini sabote edecek her türlü mütecaviz tertibe karşı uyanık olmak zaruridir\" dedi.
\'PKK/YPG\'Yİ KÜRT KARDEŞLERİMİZLE İLİŞKİLENDİRMEK AHLAKSIZLIKTIR\'
Devlet Bahçeli, ABD\'nin Suriye\'den çekilecekleri yönündeki açıklamalarının tutarsız olduğunu söyleyerek Trump\'ın Ulusal Güvenlik Danışmanı John Bolton\'ın İsrail’de yaptığı açıklamada \"Kuzey Suriye’den çekilmek için bir takvim yok. Çekilmenin gerçekleşmesi IŞİD kalıntılarının temizlenmesi ve Türkiye’nin ABD’nin müttefiki Kürt savaşçıların can güvenliğini garanti etmesine bağlıdır\" açıklamasını hatırlattı. Bahçeli şöyle konuştu:
\"Fren tutmayan bu doğan görünümlü şahin, Ankara’nın ABD ile tam koordinasyon halinde olmadığı sürece Suriye’ye askeri harekât yapmamasını zehirli bir dille beyan etmiştir. Bolton musun, Dalton musun bilmem; ama şunu açıkça sorarım; Türkiye bağımsız ve egemen bir devlet olarak neyi nasıl yapacağını sana ve patronlarına mı soracaktı? Bu ne küstahlıktır, nasıl bir terbiyesizliktir? Kürtleri koruyacaklarmış, Kürtlerin Türkler tarafından katledilmemesini güvenceye alacaklarmış, müttefikleri Kürt savaşçılarmış. Trump’a diyorum, Pompeo’ya sesleniyorum, Bolton’a duyuruyorum; müttefiki olduğunuz insan kasaplarının, bölücü hainlerin Kürt kökenli kardeşlerimizle en ufak ilgi ve alakaları kesinlikle yoktur. Bunlar teröristtir, katildir, canidir, görüldükleri yerde imhaları vaciptir. PKK/YPG’yi Kürt kökenli kardeşlerimizle ilişkilendirmek ahlaksız bir sapmadır, adi bir saptırmadır, alçak bir sapkınlıktır. Gerek ülkemizde, gerek Suriye’de, gerekse de Irak’ta yaşayan Kürt kökenli kardeşlerimize sevgi ve hürmetimiz tarifsizdir. Onlarla hiçbir alıp veremediğimiz yoktur, olamayacaktır. PKK/YPG başka, Kürtler başkadır. Bunun ikisini karıştıran, doğruyla yanlışı birbirine katan, teröristlere Kürt yakıştırması yapan ABD, sap yiyip saman öğütmektedir.\"
\'TERÖRİST TÖRÖRİSTTİR\'
\"Kürt kökenli kardeşlerimizi kullanan, istismar eden, emperyalizme kul köle olmalarını temine çalışan ABD zihniyeti, Türkiye düşmanlığı güzergâhında süratle mesafe almaktadır\" diyen Bahçeli şöyle devam etti:
\"Bu akıl dışılıktır, ahlak dışılıktır, kanun dışılıktır. ABD, teröristlerle müttefik olduğunu iddia ediyorsa, o zaman Türkiye’yle olan müttefiklik hukukunu çiğnemekte, NATO şemsiyesi altındaki birlikteliği hiçe saymaktadır. Bundan sonra birbirimizin yüzüne nasıl bakacağız? Zaten ağır hasarlı olan NATO’nun devamını müteakip süreçte nasıl sağlayacağız? Uluslararası hukukun varlığından nasıl bahsedeceğiz? Şayet konu Kürt kökenli kardeşlerimiz ise, onları Washington değil, Brüksel değil, Paris değil, Berlin değil, Londra değil; tarih şahittir ki Ankara sevecek, Türk milleti ölüm pahasına kucaklayacaktır. Kürt kökenli kardeşlerimize Trump ve evangelist kadrosunun muhabbeti yalandır, riyadır, sahtedir, aslı astarı yoktur. Türkiye’yi Kürtlerle mücadele halinde göstermek ne adamlıktır, ne insanlıktır, ne dostluktur, ne hakkaniyettir, ne de şerefli bir duruştur. Teröristlerin Kürt olarak gösterilmesi tam bir bühtandır. Nitekim teröristin Türkü- Kürdü olmaz, Sünnisi- Alevisi olamaz. Terörist teröristtir, insan yerine bile konulamayacaktır.\"
\'ESAD-PKK/YPG-ABD ARASINDA HANGİ UZLAŞMA VAR?\'
Devlet Bahçeli, Suriye’de bulunan 2 bine yakın ABD askerinin ülkelerine mi gideceği, yoksa büyük bir kısmının Irak’a mı kaydırılacağının hala meçhul olduğuna dikkati çekti. Bahçeli, ABD\'nin Suriye\'deki üs bölgelerinin, gözlem ve kontrol noktalarının devredilip devredilmeyeceği, devredilecekse kimlere bırakılacağının muamma olduğuna işaret ederek, şunları söyledi:
\"Esad yönetimiyle PKK/YPG terör örgütleri arasında Kamışlı merkezli yeşeren temasların, bu temas trafiğinin içinde ABD rolünün ne olduğu sır ve gizemini muhafaza etmektedir. Esad güçlerinin PKK/YPG ile koordinasyon içerisinde Suriye\'nin Menbiç bölgesine güneyden askeri unsurlarını sokması, sonrasında yaşanan gelgitler soru işaretlerini ve riskleri tırmandırmıştır. ABD, acaba Türkiye ile Suriye’nin sıcak çatışmaya girmesi için PKK/YPG ile bir kumpas mı hazırlamaktadır? Venezuela’daki çalkantının, Maduro’nun başına gelenlerin arkasındaki güç olan ABD, Türkiye için de karanlık ve kahredici yeni senaryolar mı hazırlamaktadır? Sözde çekilmenin üzeri örtülen bir amacı da bunlar mıdır? Esad-PKK/YPG-ABD arasında bilmediğimiz hangi uzlaşma söz konusudur?\"
\'SURİYE\'DEN ÇEKİLME KARARI OYUNDUR\'
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın 12 Aralık 2018 tarihinde Fırat’ın doğusuna yönelik harekâtın birkaç gün içinde başlayacağını duyurması, ardından 14 Aralık 2018’de ABD Başkanı ile yapmış olduğu telefon görüşmesinin zincirleme sonuçlara kapı açtığını ifade eden Bahçeli, \"ABD’nin Suriye’den çekilme kararı oyundur, stratejik oyalamadır. FETÖ’yü anlamak, FETÖ’yle ilgili bilgi almak için Pensilvanya’ya gitmek yerine Ankara’ya heyet gönderen ABD, Türk milletinin aklıyla, havsalasıyla alay edecek noktaya düşe kalka sürüklenmiştir. IŞİD’i kimin kurduğu, hangi amaçlar için kullandığı, işi bittikten, kanlı görevi tamamlandıktan sonra kimlerin kenara çektiği basireti olan herkesin az çok malumu olduğu bir gerçektir. Sınırlarımızın diğer yakasında her gün bir terör çetesi ortaya çıkmakta, örgüt bünyeleri arasında nakil işlemleri yapılmakta, ilişki ağları, çıkar bağlantıları sürekli değişmekte, dönüşmektedir. ABD’yle IŞİD’in, ABD’yle PKK/YPG’nin irtibat ve illiyet bağını görmezden gelmek için ya kör, ya sağır, ya da şuur kaybına uğramak yeterlidir. ABD’nin bir yere gittiği falan yoktur, gitmeye niyeti de yoktur. Ya vekâlet yoluyla, ya taşeronlar vasıtasıyla, ya da kumanda ettiği aciz ve tutsak alınmış bölgesel güçler kanalıyla her yere nüfuz etmiştir. Şurası açıktır ki, Türkiye’nin kararlı tutumu, tavizsiz duruşu, askeri gücünün yanı sıra siyaset ve diplomasideki başarısı ABD’nin hesaplarını yeni baştan gözden geçirmesine muhakkak yol açacaktır\" dedi.
\'TÜRKİYE, FIRAT\'IN DOĞUSUNA GİRMELİ GEREĞİNİ YAPMALIDIR\'
Devlet Bahçeli, Fırat\'ın doğusuna yönelik operasyonun bir an önce yapılması gerektiğini kaydederek, \"ABD ne yaparsa yapsın, kim ne derse desin Türkiye Fırat’ın doğusuna hak için, adalet için, hukuk için, beka için, mazlumların güvenliği için girmeli, gereğini yapmalıdır. Başkalarının ne diyeceğiyle ilgilenemeyiz. PKK/YPG’nin kökünün kazınması için altın fırsat önümüzdedir. Stratejik düşüncenin 3 boyutu vardır: Zaman, mekân, kuvvet. Bu üç boyut eşgüdüm halinde harmanlanıp yorumlanarak Türkiye Cumhuriyeti’nin gücü siyasi, stratejik ve askeri olarak dosta da, düşmana da en kati şekilde gösterilmelidir. MHP terörle haklı mücadelede hükümetin arkasındadır, tam destekçisidir. Menbiç zulümden kurtarılmalıdır. Bölge insanı teröristlerden kurtulmalıdır. Şanlıurfa ve Şırnak sınırları arasında kalan Fırat’ın doğusu kandan, gözyaşından, cinayetten, hıyanetten arındırılmalıdır. Bu mücadelemiz haklıdır, hukukidir, meşrudur. Aktif tehditler, yakın tehlikeler, maskelenen şirretlikler, makyajlanmış iğrençlikler telin ve tasfiye edilmelidir. Türkiye, Fırat’ın doğusunu-batısını emniyete alacak, esenliğe ulaştıracak kudrete haizdir. Milli şuur diridir, Misak-ı Milli’nin anıları hala tazedir. Biz bitti demeden hiçbir şey bitmez, tamam demeden hiçbir hain gün yüzü göremez, göremeyecektir.\"
© Tüm hakları saklıdır.