Evet, röportajı okudunuz ama eminim izlenimlerimizi de merak ediyorsunuzdur. Soru – cevaba yansıyanın ötesindeki notlar…
Şöyle soralım:
-Ali Babacan ile ilgili olarak en merak edilen şey nedir?
“Liderlik kumaşı” deneceğini sanıyorum. “Karizma ve liderlik” denkleminin olmazsa olmazlığına inanılan bir siyasi vasatta acaba Babacan liderlik yapabilir mi?
Gözlemimi paylaşayım:
-Babacan bir liderlik kumaşı dokumuş kendisine göre. Bir siyaset dili öncelikle ve ona uygun bir liderlik. Özgüven gördüğümü belirtmeliyim. Kendisini iyi hazırlamış olduğunu belirtmeliyim. “Sağlamcı” olmaya itina ettiğini, buna bir hayat ilkesi olarak itina ettiğini, hatta kendisini ve birlikte hareket edeceği insanları yazılı olarak bağlamayı önemsediğini belirtmeliyim. Naif bir insan yoktu karşımızda. Tereddüt yoktu. Sadece ekonomi üzerine konuşan bir insan yoktu. “En kolayı ekonomi” diyerek sanki o alanı kafasında çözmüş, diğer alanlara yoğunlaşma gereği duyan bir insan vardı.
-“Siyaset dili” dedim ya. Lider için “Karizma” kaçınılmaz ise, onu da siyaset diline göre oluşturmayı hedeflemiş gibi.
Neler diyor? Şu kelimeleri, cümleleri, ifadeleri not ettim onu dinlerken:
-Beyaz sayfa… özgürlük, adalet, ekonomi… sadakat ilkelere – değerlere… özgürlük – adalet en yakıcı konular… siyasette niyet ve kapasite önemli, insanlar bizde niyet ve kapasite görüyor… Ekip’te iddialıyız, ekibimiz çok sesli olacak. Kriterimiz kişilikte iyi insan, işinde iyi insan... Siyaset farklılıklar üzerinden yapılıyor, bu çok tehlikeli ülke için, asla bir bölen olmayacağız… Biz bu ülkenin vatandaşlarını birleştirmek için yola çıktık… Muhafazakar kesim önemli ama şu anda Türkiye’nin ihtiyacı toplumun her kesimini hedefleyen bir siyasi hareket. Hayatta kayıt dışı hiçbir iş yapmadım. Şeffaf yürüyoruz. Ümit siyaseti yapacağız.
“Toplumun dikey bölümlenmesini değil yatay kesitini hedeflemek”ten söz ediyor mesela. Yani toplumda yaşayan her insana ulaşabilmek… “Önce insan’ demiştik Ak Parti olarak yola çıkarken” diyor. Onu yeniden taşımak istiyor siyasi zemine.
Bir mutfak çalışması yaptığı açık. Mutfak çalışmasının epeyce uzun sürdüğü de açık.
Bu arada yola birlikte çıkacağı “Ekip”i oluşturmak için temaslar kuruyor. Hareketin gördüğü ilgiden memnun. İnsanların katkıda bulunmak için kendilerini seçmesinin gerekçesinden memnun.
Farklı isimlerle ilgili değerlendirme söz konusu olduğunda yaralayıcı bir söz söylememeye itina ediyor, Ak Parti ile ilgili değerlendirmeleri bile “İsim-ler” üzerinden değil, davranışlar üzerinden yapmaya özen gösteriyor. Ahmet Davutoğlu ile farkları ifade ederken, -evet farkları ifade ediyor- kadim dostluğun altını çizmeyi ihmal etmiyor.
Abdullah Gül ile ilişkinin “güdümlü” bir ilişki olacağı düşüncesinin kimsenin aklına gelmemesi gerektiği çok rahat söylenebilir. Gül öyle bir rol üstlenir mi, sorusunun cevabı da ayrı. Ama, Babacan’ın öyle bir liderliğin Türkiye’nin sorunlarını çözme noktasında asla düşünülmemesi gerektiğini bilenlerden olduğu kanaatini edinmek için onunla bir süre görüşmek yeterli.
Babacan Ekip’e ilişkin bir açıklamada bulunmadı bize. Bu konudaki duyarlılıklarını dinledik ondan. Ama yine de isimlendirme çok önemli. Eski siyasetçiler, yeni isimler, bagajlar, bağlantılar… Hepsi hepsi “negatif yük” taşımadığı noktasında genel bir kanaatin odağındaki Babacan’ın fotoğrafına yorum ekleyecek. Bakalım nasıl bir Ekip ile karşılaşacağız?