22 gün tutuklu kaldıktan sonra tahliye olduğu gecenin kendisi için çok zor geçtiğini belirten Ayşe Öğretmen, Cumhuriyet'ten Seyhan Avşar'ın sorularını yanıtladı. Ayşe Çelik şunları kaydetti:
"17 Nisan günü teslim oldum. Girdiğim koğuşta benimle beraber 43 yetişkin, 8 çocuk vardı. 6 çocuk 0-1 yaş arasındaydı. Onları görünce canımdan can gitti. Kızımı unutup, cezaevindeki bebeklere kahroldum. Hiçbir çocuğun yeri cezaevi olmamalı. 12 kişilik koğuşta 51 can ne demek. Her ranzayı iki kişi kullanıyorlardı. Geride kalanlar ise çoluk çocuk yerde yatıyorduk. Hijyenden uzak tuvaletin, banyonun olduğu yerde uyumak zorundaydık. Tuvalete giderken insanların yataklarına basmak zorundaydık. Özellikle karanlıkta bir bebeğe zarar vermemek adına yataktan çıkmıyordum.
Cezaevinde olduğum süre boyunca Deran’ı hiç görmedim. Yanıma getirilmesini ben istemedim. Bir sürü arama ve eziyetten sonra onu camların ardından görmeyi göze alamadım. Düşünün canınızın diğer yarısını camın öteki tarafından göreceksin. Dokunup, öpüp, koklayamayacaksın. Buna dayanacak gücüm olmadığını biliyordum. Beni gördükten sonra ağlayarak, yanıma gelmek istemesini ve yanıma gelmesinin mümkün olmamasını düşündüm. Bu durum cezaevini çekilmez hale getirecekti. Yavruma da bu travmayı yaşatmak istemedim."