Gündem

Ayşe Böhürler: Bir başörtülü olarak, "Toplumda çok olumlu algılanan başörtülü bayanlar" ifadesini ayırımcı buluyorum

"Ne kadın olmak ne de başörtülü olup olmamak ayırt edici bir kriter değil"

14 Kasım 2015 20:19

Yeni Şafak yazarı Ayşe Böhürler, başörtüsünün üstünlük vesilesi olmadığını söyleyerek, “Manisa Valiliğinin açıklamasındaki “toplumda çok olumlu bir imajla algılanan başörtülü bayanların” ifadesini de bir başörtülü olarak ayırımcı bulduğumu söylemek isterim” dedi.

Böhürler yazısında, “Hukuki süreçte suçluluğu sabit olmayan” herkesin (bu er kişi ya da hatun kişi olabilir) gözaltına alınma sürecinde kelepçelenmesine karşı çıkarak konuyu tartışsaydık olaya daha doğru bir yerden bakmış olurduk” ifadelerini kullandı.

Ayşe Böhürler’in Yeni Şafak’ta “Başörtüsü ve kelepçe” alt başlığıyla yayımlanan (14 Kasım 2015) yazısı şöyle:

Geçen haftaya damga vuran bir tartışma oldu. Olayı anlatmaya gerek yok.

Bu konunun “başörtüsü” ekseninde tartışılmasını yanlış buluyorum. “Hukuki süreçte suçluluğu sabit olmayan” herkesin (bu er kişi ya da hatun kişi olabilir) gözaltına alınma sürecinde kelepçelenmesine karşı çıkarak konuyu tartışsaydık olaya daha doğru bir yerden bakmış olurduk. Burada ne kadın olmak ne de başörtülü olup-olmamak ayırt edici bir kriter değil. Diğer taraftan Manisa Valiliğinin açıklamasındaki “toplumda çok olumlu bir imajla algılanan başörtülü bayanların” ifadesini de bir başörtülü olarak ayırımcı bulduğumu söylemek isterim. Başörtüsü üzerinden ayırımcılığa karşı çıkarken bizi tanımlayan, kategorize eden, hapseden bir zihniyete de başkaldırmıştık. Şimdi böylesine bir bakışın başörtülü olmayanlara yönelmesini kendi mücadelemiz ve savunduğumuz değerler açısından çelişkili buluyorum. Kıyafete, inanca, yaşam tarzına ait olan her şey kişisel tercihtir. Hele de üstünlük vesilesi hiç değildir. Üstelik inancımız da bize bunu dikte eder. Bu konular ne kamuyu ne de bir başka bireyi ilgilendirir. Yıllarca savunduğumuz inancına uygun yaşama özgürlüğünün bir parçası olan başörtüsü meselesi herkesi kapsayan bir ilkedir. Bu ilke kendi inancımız ve yaşam alanımızla sınırlandırılamaz. Hele de bir başkasına kendi tutumunu bir üstünlük vesilesi olarak kabul ettirmeyi kapsamaz. Valiliğin açıklamasında yer alan “imaj” tanımlaması sübjektif bir yorum ve bir varsayımdır. Hukuk ise ne imaja ne varsayımlara ne de sübjektif yorumlara göre oluşur.

İlgili Haberler