Kültür-Sanat

Ayrıntı Yayınları: Vedat Türkali'nin son kitabı 'Bataklıkta Dağ Güneşleri' yakında raflarda

Vedat Türkali’nin İstanbul Şişli'deki Nazım Hikmet Kültür Merkezi'nde düzenlenen törenle anıldı

17 Ekim 2016 12:24

29 Ağustos’ta aramızdan ayrılan Türkçe edebiyatın ve düşün dünyasının ulu çınarı, halkların dostu Vedat Türkali’nin İstanbul Şişli'deki Nazım Hikmet Kültür Merkezi'nde düzenlenen törenle anıldı. Ayrıntı Yayınları Genel Yayın Yönetmeni Burhan Sönmez, Türkali'nin son kitap projesi olan 'Bataklıkta Dağ Güneşleri' kitabının yakında raflarda yerini alacağını belirtti.

Boğaziçi Caz Korosu’nun mini konseriyle başlayan gecede ilk konuşma sırası Türkali’nin kitaplarını basan Ayrıntı Yayınları Genel Yayın Yönetmeni, yazar Burhan Sönmez’indi.

 

Yeni kitabı yolda

 

Cumhuriyet'in haberine göre, Burhan Sönmez, Türkali’nin son iki yılda iki roman projesi olduğunu, birine hiç başlamadığını ancak yazmakta olduğu “Bataklıkta Dağ Güneşleri” kitabının yakında okurla buluşturulacağının müjdesini verdi. Gecede daha sonra sahneye çıkacak siyasetçi ve yazarın yakın dostu Akın Birdal, söz konusu kitabı Vedat Türkali’nin Kürt yazar Mehmed Uzun’la birlikte yazmak istediğini, Uzun’a “Sen Kürtçe yaz, ben Türkçe yazayım” teklifinde bulunduğunu ancak bunun gerçekleşemediğini anlattı.

Burhan Sönmez konuşması sırasında, aynı zamanda hukukçu olduğu için şu an tutuklu bulunan yazar Aslı Erdoğan ve dilbilimci Necmiye Alpay’la cezaevinde görüşebilme fırsatı bulduğunu, gece için Necmiye Alpay’dan teslim aldığı özel bir mektubu dinleyicilerle paylaşacağını açıkladı. Sönmez’in okuduğu mektubunda Alpay sözlerini şöyle bitiriyordu, Vedat Türkali’yi kastederek: “Onu barışı göremeden kaybetmemizin üzüntüsü içerisindeyim.”

 

"Onun eli bizi kaldıracaktır"

 

2011 yılında NTV’deki programına Türkali’yi konuk eden ve o programda Türkali’nin sarf ettiği barışı destekleyen sansürsüz sözler sebebiyle kanaldaki işinden çıkartılan Banu Güven de konuştu gecede. Yara bere dolduğumuz bugünlerde ve çok daha acımasızında bile hep mücadeleye devam etme gerekliliğini “Vedat Türkali’nin çocukları” olarak sürdürmenin gerekliliğinden bahseden Banu Güven’in konuşmasında da vurgu hep barış üzerineydi.

“Her düştüğümüzde Vedat Türkali’nin elini tutalım, o bizi kaldıracak” sözleriyle bitirdiği konuşmasında Güven de en çok Türkali’nin o çok istediği barışı göremeden aramızdan ayrıldığına üzüldüğünü paylaştı. Gecede Türkali’nin “Sultanahmet Cezaevi” şiirini seslendiren oyuncu Mert Fırat, Türkali için, “ ‘Bir gün tek başımıza’ kalsak da direnmenin ve dayanmanın, barış için savaşmanın, halkların kardeşliğini ve bu umudu kaybetmenin imkânsız olduğunu gösterdi bana” derken, Oyuncular Sendikası Genel Başkanı sanatçı Meltem Cumbul ise “Vedat Türkali benim için bu toprakların vicdanıdır” diye konuştu.

 

Babalarını özleyenlerin ülkesi

 

Türkali’nin yurtdışında olduğu için geceye katılamayan yönetmen oğlu Barış Pirhasan; oyuncu ablası Deniz Türkali aracılığıyla salondakilere seslendi. Pirhasan, kaleme aldığı mektubunda babasının görmeyi çok istediği “Bir Gün Tek Başına” romanının sinema uyarlamasını onun sağlığında yetiştiremediklerini, ancak kült romanı beyazperdeye taşımanın en öncelikli işleri olduğu açıklamasını yaptı.

Onur Akın, Ferhat Tunç, Nevzat Karakış ve Adile Yadırgı’nın kısa birer dinleti sunduğu, gazeteci yazar Nâzım Alpman imzalı Vedat Türkali belgeselinin gösterildiği gecede Şişli Belediye Başkanı Hayri İnönü, Firat Ceweri, Ertem Göreç, Mustafa Kemal Erdemol ve Lal Laleş de birer konuşma yaptılar. Sahneye çıkanlar içinde en duygusal konuşmayı yapanlar arasında tabii ki Türkali’nin kızı Deniz Türkali vardı. Türkali “Keşke onun kadar umutlu olabilseydim” diye başladığı konuşmasında, dünyada ve yaşadığı ülkede olup bitenlerden şikayetçi olduğunu, şikâyetinin her geçen gün daha da arttığını söyledi.

Türkali duygularını “Çok önemli bir insan geldi geçti bu ülkeden. Onun kızı, yakını olduğum için çok mutluyum . Şimdi burada olsa yine her zamanki gibi farklı düşünürdük. Ama ben onunla yaptığımız baba - kız kavgalarını da çok özlüyorum” diyerek dile getirdi.

Daha sonra sahneye çıkan, 28 Kasım 2015’te Sur’daki silahlı saldırı sonucu yaşamını yitiren Diyarbakır Baro Başkanı ve aktivist Tahir Elçi’nin eğitimci eşi Türkan Elçi, Deniz Türkali’nin baba - kız kavgalarından bahsettiği sözlerine göndermeyle, yaklaşık iki ay önce kızlarının telefonda kendisine “Anne, babamla yaptığımız kavgaları çok özlüyorum” demiş olduğunu anlatarak, ‘unutmayın, unutmayalım’ dedi tüm metaneti ve güçlü duruşuyla.

Tüm anma gecesi boyunca Vedat Türkali, varlığı ve yazdıklarıyla olduğu gibi, yokluğuyla da yüreklerdeki umudu yeşertmeyi sürdürdü. Tıpkı bundan sonra da yapacağı gibi. Onu okumuş, tanımış, dinlemiş herkesin hamurunda katkısı bulunan Vedat Türkali’nin çocukları onu ‘barış’ umudunu yitirmeme ve mücadele yumruğunu hiç indirmemeye söz vererek uğurladılar, bir kez daha…