15 Temmuz Darbe Girişimi

Aydın Engin: KCK davası da ‘kumpas’ değil mi?

KCK davalarının hâkimleri ve savcıları görevden alınmıştı

03 Ağustos 2016 17:25

Aydın Engin*

Bir zamanlar “Ben bu davanın savcısıyım” diye kostaklanan Cumhurbaşkanı ve tayfası, Cemaat’le papaz olunca kendilerine güçlü müttefikler aradılar. Buldular da. Topluca “Ergenekon davaları” diye adlandırılan Balyoz ve benzeri davalar için “Bu davalar kahraman ordumuza FETÖ’cülerin kurduğu bir kumpastır” dediler. Yargıçları, savcıları önce açığa aldılar; ardından gözaltılar, tutuklamalar geldi...

Ergenekon davalarının daha ilk aşamalarında hukuk bir intikam aracı olarak kullanıldı ve ülkenin darbeci zihniyet ile hesaplaşabilmesinin önü kesildi. O kadar ki sapla samanı ayırt edebilmeye bile olanak kalmadı.

Şimdi soralım:

Bir: Hukukun utanç verici bir intikam operasyonuna alet edildiği davalar salt Ergenekon davalarından mı ibaretti?

İki: Cemaat bu hukuk cinayetlerini tek başına mı işledi? Yoksa iktidar ortağı haline geldiği, kadro kaynağı olarak hizmet ve destek sunduğu AKP tepeleri de bu hukuk cinayetlerinde pay sahibi mi?

Ayrıntılarını bugünkü Cumhuriyet’te okursunuz.

Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi’nin rektörü Yücel Aşkın’ın tutuklandığı, Üniversite Genel Sekreter Yardımcısı Enver Arpalı’nın koğuşunda intihar ettiği o ayıp davayı hatırlıyorsunuzdur. İddianameyi okuyan ortaokul öğrencisinin bile gülüp geçeceği suçlamalarla açılan ve yürütülen bir davaydı. O iddianameyi yazan itirafçı savcı nihayet konuştu. Cemaat katkısı ve talimatıyla yediği haltları bir bir sayıp döktü.

Peki, şimdi ne olacak?

Van’daki o ete kemiğe ve kanıta kavuşmuş “kumpas”a devletin, Türkiye Cumhuriyeti’nin yargı erkinin, Adalet Bakanlığı’nın cevabı cıvık bir “pardon” mu olacak?

Durun, bitmedi.

KCK ana davasını ne yapacaksınız?

Ellerine kelepçe vurulmuş fotoğrafları devlet eliyle medyaya servis edilen KCK tutuklularını, yıllardır hapiste tutulan binlerce Kürt’e ne diyeceksiniz?

O dev boyutlu davanın iddianamesini yazan savcı, duruşmalarda savcı koltuğunda oturan savcılar, Diyarbakır

2. Ağır Ceza Mahkemesi’nin başkanı ve yargıçlarının tümü Cemaat soruşturması kapsamında açığa alındılar, kimileri gözaltında, kimileri tutuklu.

Onların hüküm kestiği çok sayıda KCK tutuklusu ise mapus damında volta atmaktalar...

Bilinir, Cemaat’in siyasal çizgisini belirleyen bileşenlerin önde geleni Türk milliyetçiliğidir. Yıllarca KCK operasyonlarının, yargılamasının ve kesilen hükümlerin aslında Türk milliyetçiliğinin Kürtlerden intikam operasyonu olduğu yazıldı, çizildi ve kulak vermesi gerekenler hep kös dinledi.

Şimdi sorma zamanı değil mi?

Eğer KCK davalarının yargıç ve savcıları hukukçu değil Cemaat adına yürütülen bir intikam operasyonunun maşaları idiyse o davada yargılanan, tutuklanan, işkence görenler yurttaşlarına devletin cevabı yine cıvık, yılışık bir “pardon” mu olacak?

Son soru: Birileri “Ergenekon davaları kumpastı, bunlar değil. Çünkü onlar Kürt” derlerse şaşırır mısınız?


Bu yazı Cumhuriyet'te yayımlanmıştır

ÖHD: KCK davalarının hâkimleri ve savcıları görevden alındı, davalar artık yok hükmündedir