Doğan Holding Yönetim Kurulu Başkanı Aydın Doğan’a, Alman Dergi Yayıncıları Birliği (Verband Deutscher Zeitschriftenverleger-VDZ) tarafından "Altın Viktorya" (Goldene Victoria) ödülü verildi.
Aydın Doğan’a bu ödülün, entegrasyona ve Türk-Alman dostluğu alanlarında yaptığı çalışmalardan dolayı verildiği bildirildi.
Başkent Berlin’de düzenlenen ödül törenine, Almanya Başbakanı Angela Merkel, Almanya İçişleri Bakanı Wolfgang Schaeuble, Türkiye’nin Berlin Büyükelçisi Ahmet Acet, Fenerbahçe’nin eski teknik direktörü olan FC Köln Teknik Direktörü Christoph Daum ve eşi, kimi politikacılar, işadamları ve sanatçılar katıldı.
Ödül törenine çalışmalarından dolayı gecikmeli olarak gelen Angela Merkel, yaptığı konuşmada, başbakan olduğundan bu yana uyum konusunda yaptığı çalışmalardan ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile birlikte başbakanlıkta 300 öğrenciyle birlikte uyum konusunda yaptığı söyleşileri heyecan verici bulduğunu söyledi. Merkel, "Burada yaşayan Türk gençleri ’O bizim başbakanımız’ deyince, önceleri Erdoğan’ı kıskandım. Kendisini pop yıldızı gibi görüyorlardı. Ancak ’Ben de sizin başbakanınız olmak istiyorum’ deyince onların mutlu olduğunu gördüm" diye konuştu.
Almanya’da yıllardan bu yana çalışan göçmenlerin ülkelerini özlemelerine karşın özveriyle çalıştıklarını gördüğünde göç ve uyumdan sorumlu devlet bakanı Maria Böhmer ile birlikte birinci kuşak göçmenleri başbakanlığa çağırarak kendilerine teşekkür etmek için bir etkinlik düzenlediklerini hatırlatan Merkel, göçmenlerin kendilerini zenginleştirdiklerini ve uyum sayesinde diğer ülkelerden pek çok şey öğrenme şansına sahip olduklarını bildirdi.
Merkel, Almanya’da yaşayan 6 yaşın altındaki her 3 çocuktan birinin günümüzde göçmen bir kökene sahip olduğuna işaret ederek, göçmen çocuk ve gençlerin Almanlar’a göre hala eşit eğitim şansına sahip olmaktan çok uzak olduklarını, bu durumun değiştirilmesi için yalnızca hükümetin ve politikacıların değil, ülkedeki herkesin çaba harcaması gerektiğini sözlerine ekledi.
Merkel ayrıca, Türkiye’nin AB üyeliği gibi kimi konularda Türk muhataplarıyla her zaman aynı görüşlerde olmasalar da bu konularda yaptıkları görüşmelerle birbirlerine bir zenginlik kattıklarını anlattı.
Doğan’a VDZ Başkanı Hubart Burda ile birlikte ödülünü veren Schaeuble de medya sayesinde dünyada insanların birbirleriyle daha da yakınlaştıklarını ve ortak bir tarihe sahip olmaya başladıklarını belirterek, medya sayesinde göçmenlerin de daha iyi anlaşılmalarının sağlandığını kaydetti.
Schaeuble, 13. Avrupa Futbol Şampiyonası finalleri sırasında Almanya Milli Takımı’nın Türkiye karşısında yarı finalde çok şanslı olduğunu ifade ederek, bu maçı Türkler ve Almanlar’ın ortak bir tarih olarak yaşadıklarını ve aslında bu maç sayesinde herkesin kazanmış olduğunu vurguladı.
Schaeuble, Doğan için hazırlanan tanıtım filminde ailesine önem verdiğinin belirtilmesi üzerine de, "Ailenin önemi konusunda biz Almanlar’ın da daha öğreneceği çok şey var" diye konuştu.
Söz konusu tanıtım filminde, Doğan’ın yaşantısına ve başarılarına değinilerek, 13. Avrupa Futbol Şampiyonası finallerindeki Türkiye-Almanya yarı final karşılaşması öncesinde Alman Bild gazetesiyle önemli bir kampanya başlatarak, Türk ve Alman toplumlarına dostluk mesajları verdiği hatırlatıldı.
Aydın Doğan’dan teşekkür konuşması
Aydın Doğan da yaptığı teşekkür konuşmasında, ödülü almaktan büyük mutluluk duyduğunu belirterek, "Türk milleti için Almanya’nın ayrı bir önemi ve özelliği var. Anadolu’da, ayağını köyünün dışına bile atmamış sade bir vatandaşımız bile, Almanya hakkında bir fikir sahibidir. Bunu sağlayan iletişim teknolojisi değildir. Tarihi ve insani birikimdir. Bu değerli hazineyi korumak ve geliştirmek hepimize düşen bir görevdir" dedi.
Bu ödülün sorumluluğunu daha da artırdığını ifade eden Doğan, "Biz, Türk kökenli Alman vatandaşlarının ya da henüz Alman vatandaşlığını almamış insanlarımızın burada paralel bir toplum olarak değil, kaynaşmış bir toplum olarak yaşamalarını istiyoruz. Onların, Almancayı ana dili gibi konuşan, hak, fırsat ve sorumlulukta eşit bireyler olmasını teşvik ediyoruz. Kültürel farklılığın, endişe edilecek birşey değil, aslında zenginlik olduğunu düşünüyoruz" diye konuştu.
Almanya’daki Türk varlığının aslında büyük bir başarı öyküsü olduğunu ifade eden Doğan, "Elbette olumsuzlukları biliyoruz ve bunları gidermek için yoğun bir çaba harcıyoruz. Ancak bu, asıl hikâyeyi değiştirmemelidir. Asıl hikâye, değil sanayi toplumunu, şehirleşme olgusunu bile tanımadan bu ülkeye kısa bir dönem çalışmak için gelen insanların, büyük fedakarlık yaparak kendilerini aşmaları ve kalıcı bir varlık haline gelmeleridir" dedi.
Doğan, kısa bir zaman dilimine sığan bu büyük dönüşümün doğal olarak sorunsuz olmadığını belirterek, "Uyum, tek taraflı bir süreç değildir. Bulunulan ortamın, sergilenen yaklaşımın, kabullenme irade ve arzusunun da uyum sürecine katkısı vardır. Biz bu bütüne bakıyoruz ve şimdi görüyoruz ki, uyum konusunda önümüzde büyük bir fırsat penceresi apaçık durmaktadır" diye konuştu.
Almanya Başbakanı Merkel’in bu bağlamda başlattığı uyum zirvelerinin büyük ölçüde umut verici olduğunu, bakan Schaeuble’nin öncülüğünde düzenlenen İslam konferanslarını da takdirle karşıladıklarını ifade eden Doğan, kendilerinin de bu çabaların başarısı için yardımcı olmaya hazır olduklarını kaydetti.
Türkiye ve Almanya arasındaki dostluğun Türk toplumunda Almanya’ya yönelik kimi beklentileri de beraberinde getirdiğine dikkati çeken Doğan, Türkiye’nin AB üyesi olmasına büyük önem verdiklerini ve bu konuda Almanya’nın güçlü desteğini görmek istediklerini, Türkiye’nin üyeliğinin bir külfet olmayacağını, tersine AB’ye yeni bir dinamizm kazandırarak, global sorunların aşılmasında birliği daha da güçlendireceğini sözlerine ekledi.
VDZ tarafından yılın işadamı olarak seçilen Daimler firmasının yönetim kurulu başkanı Dieter Zetsche’ye de zor zamanlarda şirketi başarılı bir biçimde yönettiği için "Altın Viktorya" ödülü verildi. Zetsche ile ilgili tanıtım filminde de kendisinin İstanbul doğumlu olduğu ve 3 yaşına dek ailesiyle birlikte Türkiye’de yaşadığı anlatıldı.