T24 Kültür Sanat
Arkeolog Erman Ertuğrul’un yazdığı 'Arkeofili: Arkeoloji Meraklısının El Kitabı', Mundi Yayınevi'nden çıktı.
Arkheos ve philios kelimelerinin birleşiminden oluşan 'Arkeofil' kelimesi, “eskiyi seven, eskiye ilgi duyan” anlamına geliyor. Erman Ertuğrul, kitabın önsözünde bu kelimeyi şöyle tanımlıyor:
"Geçmişte yaşamış insanları ve onların günlük yaşamlarını merak etmekten ve üzerine kafa yormaktan daha eğlenceli ne olabilir? Üstelik bunun için arkeolog olmanıza da gerek yok!
Belki antik kentte gördüğünüz yıpranmış bir sütuna, belki dedenizden kalan bir cep saatine, belki de sahafta bulduğunuz, içi notlarla dolu eski bir kitaba bakarken bunlara kimlerin elinin değdiğini, nelere tanıklık etmiş olabileceklerini düşünerek uzaklara dalıyorsanız, hayal dünyanızda o dönemlere yolculuk yapıyorsanız, yani kısacası eski olan her şeye ilgi duyan biriyseniz, siz de bir arkeofilsiniz!"
Uzak geçmişle ilgili en merak edilen sorular üzerine, karmaşık terimler kullanmadan, kolay anlaşılır üslupla verilmiş cevaplar okumak isteyen tüm “geçmiş meraklısı” zihinler için olduğu belirtilen kitap yedi bölümden oluşuyor.
Göbeklitepe’deki insanlar dev taşları oyup bunları belirli bir düzende yerleştirirken ne amaçlıyorlardı? Bir Homo sapiens ve bir Neandertal ilk defa karşılaştığında ne hissetti? Piramitler nasıl yapıldı? Kolezyum gibi Antik Roma yapıları nasıl hâlâ ayakta durabildiği gibi soruların peşine düşen kitaptan tadımlık bir bölüm aşağıdan okunabilir:
İnsanlar neden yapıları gömer?
Neolitik Çağ’da, özellikle Yakındoğu ve Anadolu’da hem yaşam alanlarının hem de özel yapıların kasıtlı olarak gömüldüğü biliniyor. Göbeklitepe’yle aşağı yukarı çağdaş olan Karahantepe’de de özel yapıların içi toprakla doldurularak gömülüyordu. Burada inşa edilen yapılar için harcanan emek ve zaman göz önünde bulundurulduğunda, insanların sonradan yapılarını gömmeleri bu uygulamaya özel bir anlam yüklediklerini gösteriyor.
Bir yapıyı gömmek çok zahmetli ve somut karşılığı olmayan bir işti. Dolayısıyla bu insanlar için kasıtlı gömme uygulaması yapının terk edilmesinden daha fazlasını ifade ediyor olmalıydı. Bu dönemlerde yapıların neden gömüldüğünü kesin olarak belirlemek çok zor olsa da birkaç farklı yorum yapılabilir. Belki bu yapıları gömmek, onları doğal etkenlere karşı koruma altına almak ve yapısal bütünlüğünü uzun süre muhafaza etmek için bir yöntemdi. Keza yapıların gömülmesi belki de vefat etmiş önemli kişiler veya olaylar için düzenlenen anma törenlerinin bir parçasıydı ve ölen kişilerin veya olayların anısını koruma amacı taşıyordu.
Söz konusu yapılar, belirli bir kullanım süresi sonunda, bu alanların “kutsallığı”nı korumak amacıyla özellikle gömülebileceği gibi, lider değişimleri gibi toplumsal olaylar, eski yapıların gömülmesi ve üzerine yeni yapıların inşa edilmesiyle de simgelenmiş olabilir.
|
İçindekiler
Önsöz: Siz de bir 'arkeofil' misiniz?
Bölüm Bir: Kazının İçinden
Arkeolojik kalıntılar neden toprak altında kalır? Arkeologların kazıda bir günü nasıl geçer? Arkeologlar neden her yeri kazmıyor?
Bölüm İki: Biz ve Diğerleri
Türümüz Homo Sapiens ne zaman ortaya çıktı? Gizemli kuzenlerimiz Denisovalılar kimdi? Neandertaller neden yok oldu? Hobbitler hâlâ yaşıyor olabilir mi?
Bölüm Üç: Günlük Yaşam
Geçmişte kadınlar toplayıcı, erkekler avcı mıydı? Eski insanların dişleri bizimkilerden daha mı sağlıklıydı? İnsanlar ne zamandan beri giyiniyor? Bilinen en eski ayakkabı kaç yıllık?
Bölüm Dört: Hayvan Dostlarımız
Köpekler ne zaman insanın en iyi dostu oldu? Kediler hayatımıza girmeye ne zaman karar verdi?
Bölüm Beş: Önemli Kişiler
Buz Adam Ötzi'yi kim öldürdü? Büyük İskender'in mezarı bulunabilir mi? İlk Çin İmparatorunun mezarı neden açılamıyor?
Bölüm Altı: Anıtsal Yapılar
Göbeklitepe neden bu kadar önemli? Mısır Piramitleri nasıl inşa edildi? Antik Roma betonu nasıl bu kadar dayanıklı?
Bölüm Yedi: Efsaneler
Atlantis diye bir yer gerçekten var mı? Pompeii'deki nsanlara ne oldu? Antik Mısır mumyaları gerçekten lanetli mi? Bitirirken: Son birkaç kelime ve teşekkür
|
Erman Ertuğrul kimdir?
Arkeoloji lisansını tamamladıktan sonra İstanbul Üniversitesi Tarihöncesi Arkeolojisi Bölümü’nde yüksek lisansını yapan ve halihazırda aynı üniversitede toplumsal arkeoloji üzerine doktora tezini yazmakta olan Erman Ertuğrul, Eskişehir, Bursa ve Kırklareli gibi Türkiye’nin farklı yerlerindeki arkeolojik kazılarda uzun yıllar görev aldı.
Çeşitli etkinliklerde “arkeolojiye giriş” ve “toplumsal arkeoloji” üzerine söyleşiler verdi. Birçok dergi ve gazetede arkeoloji üzerine yazılar yazan Ertuğrul, “Herkes için arkeoloji!” mottosuyla yola çıkan ve arkeolojiyle toplum arasında bir köprü olmayı amaçlayan Arkeofili adlı dijital oluşumun da kurucusu ve editörüdür.