Politika

'Taraf'a belirsiz kaynaktan gelen para barış süreci karşıtı yayın yaptırabilir'

Margulies: Beş yıldır gazeteye hiç müdahale etmeyen bir patron, niye ansızın etmeye başladı?

09 Mayıs 2013 18:03

Taraf gazetesinden ayrılan Roni Margulies neden ayrıldığını yazdı. Margulies, "Taraf gazetesine bir operasyon uygulanıyor. Ne olduğunu henüz bilemiyoruz. Ama bir patron durup dururken kendi ürününü berbat ederse, ürünü başarıyla üreten kişileri durup dururken gözden çıkarırsa, ya delirmiştir ya da başka bir planı vardır. Delirmediğine göre, başka bir plan var" ifadesine yer vererek söz konusu plana ilişkin "bilemediğimiz bir kaynaktan gelen para karşılığında, barış sürecine daha kuşkulu yaklaşan, hükümete daha sertçe muhalefet eden bir gazete yaratmak olabilir. Çoğu arkadaşımız bu kanıda" dedi.

Roni Margulies'ın yazılarının bundan sonra yayınlayacağı Marksist.com'a yazdığı yazısı (9 Mayıs 2013) şöyle:

 

"Taraf gazetesine bir operasyon uygulanıyor. Ne olduğunu henüz bilemiyoruz. Ama bir patron durup dururken kendi ürününü berbat ederse, ürünü başarıyla üreten kişileri durup dururken gözden çıkarırsa, ya delirmiştir ya da başka bir planı vardır. Delirmediğine göre, başka bir plan var.

Beş yıldır gazeteye hiç müdahale etmeyen bir patron, niye ansızın etmeye başladı? Tiraj yükseliyorken, niye Yazı İşleri kadrosunu ve Yayın Yönetmeni'ni kaba bir müdahaleyle değiştirmek ihtiyacı hissetti? Bu müdahale karşısında önde gelen yazarlarının hemen hemen hepsini kaybedeceği ortaya çıkınca niye umurunda bile olmadı?

Dedim ya, delirmediğine göre, başka bir plan var.

Bu plan, henüz bilemediğimiz bir kaynaktan gelen para karşılığında, barış sürecine daha kuşkulu yaklaşan, hükümete daha sertçe muhalefet eden bir gazete yaratmak olabilir. Çoğu arkadaşımız bu kanıda. Bu senaryo bana da makul geliyor, ama kesinlikle bilemiyoruz.

Gazetenin siyasî hattının değişmesi, normal koşullarda, beni ilgilendirmezdi. Geçmişteki hattıyla da zaten her zaman hemfikir değildim. Benim yazdıklarıma müdahale edilmediği sürece ben yazmaya devam ederdim.

Ama önce Kurtuluş'un, sonra Markar'ın Yazı İşleri'nden atılması ve bu şekilde Oral'ın istifaya itilmesi kabul edebileceğim şeyler değil.

Nabi'yle Ümit ayrıldığında, Ahmet'le Yasemin ayrıldığında ben devam ettim. Atılmamışlardı, ayrılmışlardı. Ayrılırken geri kalanlarımızla konuşmamışlardı. Kendi kararlarıydı.

Bu kez durum farklı. Kurtuluş, Markar ve Oral kendi kararlarıyla değil, patron yaptırımıyla ayrılmak zorunda kaldı.

Taraf okurlarından "Sana ne onlardan, sana müdahale edilmiyordu ki, sen yazmaya devam et" şeklinde çok sayıda mesaj aldım.

Bu mesajları yazanların gözden kaçırdığı şu: Biz çalışanların (özellikle sendikacılığın dibe vurmuş olduğu Türkiye'de ve özellikle basın sektöründe) patronlar karşısında tek bir silahı var: Dayanışma.

Etkili olsa da olmasa da, o var ve başka bir şey yok. Onu da kaybettiğimiz gün, elimizde hiçbir şey kalmayacak.

Bunları "Ey devrimci, ey devrimci" nidalarıyla yumruğumu havaya kaldırarak yazmıyorum; "şanlı direnişimiz" havasında değilim. Aksine, hayatımda en severek yaptığım işi kaybetmek gerçekten moralimi bozdu, keyfimi kaçırdı, zor oldu.

Ama dayanışma duygumu kaybetmek çok daha kötü olurdu."