Babası Nezir Türkoğlu tarafından öldürülen 9 yaşındaki Yiğitcan’ın annesi Neriman Türkoğlu, “Ben şiddet gördüğüm vakit yargı görevini iyi yapsaydı bu noktaya gelmezdi” dedi. Babasının daha önce de Yiğitcan’ı öldürmeye teşebbüs ettiğini ve bu nedenle gözaltına alındığını hatırlatan Neriman Türkoğlu, bu cinayette Nezir Türkoğlu’yu serbest bırakan kamu görevlilerinin ve çocuğu görmesine izin veren savcılığın da payı olduğunu düşündüğünü belirtti. Neriman Türkoğlu, "Devlet sahip çıksaydı belki bizim çocuğumuz yaşayabilirdi. Devlet sahip çıkmadığı için kadınlar kocalarının eziyetlerini çekiyor. Olay buralara kadar geliyor" dedi.
Evrensel'den Hilal Tok'un haberine göre; karakola ve savcılığa defalarca şikayette bulunduğunu, ancak hiçbir şey yapılmadığını, sadece cinayetten bir ay önce, bir aylık koruma tedbiri kararı aldırabildiğini aktaran anne, babasının daha önce de Yiğitcan’ı öldürmeye teşebbüs ettiğini, polis ve savcılığın ise yine gerekeni yapmadığını söyledi. Anne Türkoğlu, o günü şöyle anlattı:
“İki ay önce evin her yerini kapatarak doğal gazı açıp Yiğitcan’ı öldürmeye çalıştı. Bize görüntüler ve ses kayıtları attı. Görüntüleri alıp ilk önce Sultangazi Karakoluna gittik. Bize ‘Nerede oturduğumuzu, nereden geldiğimizi’ sordular. ‘Ya bunun önemi yok, bir çocuk var ortada, ölecek’ dedik. Müdahale etmediler. Fatih Karakoluna gittik. Anlattık durumu, ‘Acele edelim’ dedik. Orası da ‘Aile içi şiddet bakıyor bu konulara, biz bakmıyoruz’ dedi. Tepki gösterdik. Sonra nöbetçi bir kadın polis Çocuk Şubeyi arayıp ekip istedi. Ekiple eve gittik. Nezir içeride çocuğu rehin almıştı. Polis, onu ikna etmek için içeri girmemi istedi. Bir komşumla içeri girdim.”
"Maksadı öldürmek değil"
“Kız kardeşim içerdeyken bağırmaya başladım polise ‘Daha ne bekliyorsunuz, içeri girelim’ diye. Öyle tetikleyince polis koçbaşı getirtip kapıyı kırdı. Çıkınca polisle tartıştım, ‘Nasıl kardeşimi içeri gönderiyorsunuz, ya bir şey yapsaydı’ diye. Polis bana ‘Biz onun mesuliyetini aldık’ dedi. ‘Nasıl alabiliyorsunuz böyle bir mesuliyeti?’ diye tepki gösterdim. Nezir’i gözaltına alıp Yedikule Karakoluna götürdüler. Biz de gidip ifade verdik, kayıtları görüntüleri gösterdik. Çocuğun ifadesini pedagog olmadığı için almadılar. O gecenin sabahında öğrendik ki Nezir serbest kalmış. Oğlunu öldürmeye çalışan bir baba nasıl serbest bırakılır?”
Neriman Türkoğlu da olay gecesi aynı polislerin kendisine “Maksadı çocuk öldürmek değil seni getirmekti” dediğini belirterek, “Polisimize güvendik” dedi.
Nezir Türkoğlu serbest kalır kalmaz ilk iş olarak Neriman’ın annesini arayıp tehditte bulunmuş, “Kızının mezarını hazırla” diye. Yiğitcan’ın anneannesi de devlet kurumlarına ve yargıya tepkili:
“Şiddet gören diğer kadınlar da Neriman gibi gidiyorlar, karakol kapılarında sahipsiz kalıyorlar, sonra kocalarına katlanmak zorunda kalıyorlar. Devlet sahip çıksaydı belki bizim çocuğumuz yaşayabilirdi. Devlet sahip çıkmadığı için kadınlar kocalarının eziyetlerini çekiyor. Olay buralara kadar geliyor...”
"Savcılık nasıl izin verir!"
Olaydan sonra iki hafta boyunca Yiğitcan’ın ifadesinin alınması için karakola giden aile, “Pedagog yok” denilerek sürekli oyalandıklarını, sonunda pedagog olmadan avukat eşliğinde ifade alındığını söyledi. Uzun uğraşlar sonucunda kendisi ve oğlu için bir aylık koruma tedbiri alabilen Neriman Türkoğlu, asıl şoku koruma tedbiri biter bitmez, Nezir Türkoğlu’ya ayın ilk ve son haftası Yiğitcan’ı görme izni verilince yaşadı. Bir gün Nezir Türkoğlu’nun elinde savcılık izni ile, polis eşliğinde kapıya dayandığını ve “Çocuğumu bana göstermiyorlar, iznim olmasına rağmen kaçırıyorlar” dediğini anlatan anne ve dayı, “Çocuğunu öldürmeye çalışan bir adama savcılık nasıl görme izni verir!” diye isyan ediyor.
Cezaevinde de aradı
Elinde kapı gibi savcılık izni olan Nezir Türkoğlu, annesinin tüm itirazlarına rağmen, çocuğu aldı. İlk hafta bir sorun yaşanmadı. Son aldığında ise iki gün boyunca gezdirip eğlendirdiği oğlu Yiğitcan’ı eve götürüp 8 yerinden bıçaklayarak öldürdü. Sonra da Neriman Türkoğlu’ya “Oğlunu öldürdüm, gel cesedini al” diye mesaj attı. Mesajı gördüğünde inanamadığını ve ilk seferinde polislerin söylediğini anımsadığını belirten Neriman, “Yine beni getirtmek için yapıyor sandım. Gittiğimde gerçekten öldürmüştü. Evden çıkıp binanın önünde ‘Oğlumu öldürdüm’ diye bağırıp kaçmış” dedi. Oğlunun cesedinin yanına gittiğinde Nezir Türkoğlu tarafından telefonla arandığını, hatta tutuklanmasının ertesi günü cezaevinden de aradığını söyleyen Neriman Türkoğlu, “Cezaevindeki bir insan öldürdüğü çocuğun annesini nasıl arayabilir?” diye sordu.
"Ne indirim, ne af olsun"
Neriman Türkoğlu ve Adem Deniz, medyadan “Beni aldattı, cinnet getirdim” gibi ifadelerini okudukları Nezir Türkoğlu’nun hafifletici sebeple indirim almaya çalıştığına dikkat çekerek, bunun olmamasını istediler. Neriman Türkoğlu, şunları söyledi: “Ölüm onun için kurtuluştur. Ölmesin, müebbet alsın. Ama böyle katiller için ayrı bir ceza olsun. Bunlara ne indirim, ne af hiçbir şey gelmesin. Adalete güvenim yok. On sene yatar çıkar. Benim çocuğumun ömrü on seneydi zaten. Bilmiyorum bu yasaların değişmesi için onların da mı canlarının yanması lazım, ama Allah kimseye böyle bir acı vermesin. Çıkarsa yine benim peşime düşecek. Hiçbir şekilde aftan, indirimden yararlanmamalı. Ben şiddet gördüğüm vakit yargı görevini iyi yapsaydı bu noktaya gelmezdi. Görüyorsunuz karısına kezzap atıyor, üç ayda çıkıyor, öldürüyor iki seneye serbest kalıyor. Sizce bu adalet mi? Bunların olmaması için bir şeyler yapılması lazım.”
Dayı Adem Deniz ise “İlk doğal gaz ile öldürmeye çalıştığının ertesi günü serbest bırakılması bir vahamet, koruma kararına rağmen savcılığın izin veriyor oluşu ayrı bir vahamet. Kamu görevlilerinin de hataları var. Böyle bir caniliği işleyen bir insan dileriz müebbet alır. İnşallah cezasını hafifletmezler ve yargı bu saatten sonra işini iyi yapar. Başkaları da aynı şeyleri yaşamasın” dedi.