Yaşam

Annesi, babası tarafından öldürülen Civek: AİHM'in Türkiye'yi mahkum etmesi annemi geri getirmez

Selma Civek, 5 yıl önce eşi tarafından 22 bıçak darbesiyle öldürülmüştü

25 Şubat 2016 18:40


Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) kocası tarafından sokak ortasında 22 bıçak darbesiyle öldürülen Selma Civek’in çocuklarının 2011 yılında yaptığı başvuruyu karara bağladı. Türkiye, karar gereği başvuru sahiplerine mahkeme masrafları da içinde olmak üzere 53 bin avro para cezası ödeyecek. Selma Civek’in kızı Pınar Civek  AİHM kararına ilişkin, “Dünyayı verseler kaç yazar, hiçbir şey annemizi geri getiremez” dedi.  

“Bu ülkede kadınsan vay haline” sözleriyle annesinin yaşadıklarını anlatan Pınar Civek, “Her türlü şiddete maruz kalıyorsun. Devlet de seyirci kalıyor, korumuyor seni. Koruma kararı varken göz göre göre öldü annem” diye konuştu.

Hürriyet’ten Ayşe Arman’a konuşan Pınar Civek’in AİHM kararına ilişkin açıklamaları şöyle:

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, annenin davasında Türkiye’yi tazminat ödemeye mahkûm etti. Ne hissediyorsun?

Ne diyebilirim? Keşke bunlar yaşanmasaydı, keşke biz AİHM’e başvurmak zorunda kalmasaydık. Geldiğimiz noktada annem adına seviniyorum, ülkem adına üzülüyorum.

Başınıza bir felaket geldi...

Evet. Hem de nasıl... Annemiz sokak ortasında bıçaklandı... 22 yerinden... “Baba” demeye dilimin varmadığı o adam tarafından. Hayatı boyunca 3 çocuğu için didinen o müthiş kadın ölüverdi... Gitti... Biz de bir başımıza kaldık. Ama annem defalarca, “Bu adam beni öldürecek!” demişti, polise başvurmuştu. Kimse tınmadı. Bir önlem almadı. Göz göre göre öldü annem. Üstelik koruma kararı varken. Biz de 5 yıl önce 3 çocuk kalıverdik. Annemizin mezarını bile yaptıracak paramız yoktu. Çok acı şeyler yaşadık, ama işte direndik bir şekilde...

Peki haber gelince ne hissettin?

Ben uzun zamandır duyguları alınmış gibiyim. Bizim yaşadıklarımızı yaşamayan anlayamaz! Allah kimseye yaşatmasın. Bundan sonra da böyle cinayetler işlenmesin. Tabii ki sevindim ama bana dünyayı verseniz ne fayda? Hiçbir kıymeti yok.

Kararın önemli olan yanı, 53 bin Euro kazanmış olmanız mı? Yoksa davanızda haklılığınızın kanıtlanmış olması mı?

Yok yok, tabii ki para değil. Tabii ki davada haklılığımızın kanıtlanmış olması önemli ama... Diyorum ya, dünyayı verseniz kaç yazar, hiçbir şey annemizi geri getiremez!

 

 

"Bu ülkede kadınsan vay haline!"

 

 

Bu dönem nasıl geçti?

İnsan garip bir varlık. Bir sürü savunma mekanizması geliştiriyor. Sanki bu kötü olay hiç olmamış gibi. Sanki Dikili’ye gitsek, annem hâlâ oradaymış gibi. Her gün, her an, ondan söz ediyoruz, “Annem olsa şöyle derdi, annem olsa şöyle yapardı!” o kadar canlı ve diri bizim için. Hâlâ etrafımızda sanki...

Nasıl bir düzen kurdunuz?

Ben çalışıyorum. O maaşla, 3 kardeş geçiniyoruz. Kardeşlerim Doğa Koleji’nde okuyor, lise bitinceye kadar burslular. Allah razı olsun, okul, servisine kadar karşılıyor, kardeşlerim de okullarını çok seviyor. Topluma faydalı insanlar olsunlar istiyorum. Bence olacaklar da...

Sen yaşadıklarından nasıl bir sonuç çıkardın?

Bu ülkede, kadınsan vay haline! Adalet sana işlemiyor, ikinci sınıf insansın. Her türlü şiddete maruz kalıyorsun. Devlet de seyirci kalıyor, korumuyor seni. Başına bin türlü iş gelebilir, annem gibi sokak ortasında öldürülebilirsin... Çok güvenim sarsıldı tabii. Evlilik beni ürkütüyor. Hiçbir zaman evleneceğimi zannetmiyorum. Benim kendime dair hayalim de yok artık, yeter ki kardeşlerim iyi olsun...

Artan kadına şiddet konusunda ne düşünüyorsun?

Her yeni olayda, yaşadığımız bütün o süreç gözümün önüne geliyor. O ailelerin neler hissettiğini kalbimde hissediyorum. Ama ateş düştüğü yeri yakıyor. Bir yaptırım olmadığı sürece, bütün bunlar devam edecek. Daha çok kadın katledilecek. Bu ülkedeki “kadın” algısının değişmesi gerekiyor. Yasaların kâğıt üzerinde kalmaması gerekiyor.


Söyleşinin tamamını okumak için tıklayınız

 

 

 

 

 

İlgili Haberler