Gündem

Ankara Barosu: 2 milyon Twitter kullanıcısını BTK’ya başvurmaya çağırıyoruz

Ankara Barosu Başkanı Avukat Sema Aksoy, 'özel hayatın gizliliğinin korunması' için internet sitelerine erişimin tümüyle engellenmesinin AİHM kararları ile T.C. Anayasası’na aykırı olduğunu söyledi

21 Mart 2014 20:29

Hülya Karabağlı / Ankara

Ankara Barosu, Twitter’a erişimin engellenmesine dair kararın derhal kaldırılması talebi ile Bilgi Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı'na başvurdu.

Ankara Barosu Başkanı avukat Sema Aksoy, kendisini TMK'nun 10. maddesine göre yetkili sayan İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın koruma tedbiri kararına karşı da İstanbul Ağır Ceza Mahkemesi’ne başvuracaklarını belirterek, “Ankara Barosu olarak biz de Twitter kullanıcısıyız, menfaatimiz var. Yasa yollarına sonuna kadar başvuracağız. 2 milyon Twitter kullanıcısını da hak aramaya ve BTK’ya başvurmaya çağırıyoruz“ dedi.

Ankara Barosu Başkanı Sema Aksoy'un yaptığı yazılı basın açıklaması şöyle:

“Twitter.com” internet sitesine erişimin engellenmesi anayasaya aykırıdır.

20 Mart’ı 21 Mart’a bağlayan gecenin geç saatlerinde, Bilgi Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı tarafından, “twitter.com” isimli internet sitesi hakkında, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nın, 20.03.2014 tarihli kararı ile çeşitli mahkeme kararları gerekçe gösterilerek KORUMA TEDBİRİ verildiğinden bahisle verilen kararla Türkiye Cumhuriyeti sınırları içinde yaşayan milyonlarca kullanıcının “twitter.com” sitesine erişimi engellenmiş bulunmaktadır.

Bu karar, hukuk devleti ilkelerine, haberleşme özgürlüğü, demokrasinin özüne ilişkin olan halkın gerçekleri öğrenme hakkı ve nihayetinde iletişim yoluyla kamunun denetlenebilir olması ilkelerini yerle bir eden, çağdışı bir anlayışın tezahürüdür.

İşin esasında engelleme kararına baktığımızda, birkaç mahkeme tarafından sadece birkaç kullanıcının hesabının engellenmesi ve iletişiminin engellenmesi noktasında verilmiş karar 12 milyon Twitter kullanıcısını etkileyecek şekilde uygulanmıştır.

“Kişilik haklarının korunması” ve “özel hayatın gizliliğinin korunması” gerekçeleriyle dahi olsa, kanun koyucunun bir internet sitesine erişimin tümüyle engellenmesi AİHM kararları ile T.C. Anayasası’na aykırıdır.

Anayasanın “Düşünceyi Açıklama ve Yayma Hürriyeti” başlıklı 26. maddesinde;

“Herkes, düşünce ve kanaatlerini söz, yazı, resim veya başka yollarla tek başına veya toplu olarak açıklama ve yayma hakkına sahiptir. Bu hürriyet resmî makamların müdahalesi olmaksızın haber veya fikir almak ya da vermek serbestliğini de kapsar…”

Anayasanın 26. Maddesi, koruma kapsamında aldığı anayasal özgürlüğün sınırlarını çizerken, 3. Fırkasında “sınırlamanın sınırını” da çizmiş ve yayma hakkının tümüyle engellenmemesi gerektiğini belirtmiştir.

Nitekim bu maddede belirtilen esaslar dışında, temel hak ve özgürlüklere getirilecek her türlü sınırlamanın, Anayasa’nın 13. maddesinde belirtilen “demokratik tolum düzeninin gereklerine uygun” ve “ölçülü” olması gerektiği açıktır. Uyuşmazlık konusu uygulamanın, bu ölçütler açısından da sorunlu olduğu kolaylıkla görülebilmektedir.

Nitekim 2012 yılında Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi de Ahmet Yıldırım v. Türkiye kararında benzer bir konuya temas etmiş ve 5651 sayılı 8. maddesinin uygulanmasından kaynaklanan müdahalenin Sözleşme’nin “öngörülebilirlik” şartını karşılamada başarısız olduğuna ve demokratik bir toplumda hukuk devleti sayesinde sahip olduğu korumanın sağlanamadığına değinerek, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 10. maddesinde güvence altına alınan “ifade özgürlüğü”nün ihlâl edildiğine hükmetmiştir.

Bu çerçevede, Ankara Barosu olarak derhal Bilgi Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı'na kararın kaldırılması talebi ile başvuru yapılmış ve kendisini TMK'nun 10. maddesine göre (ki kaldırılmış bir maddedir) yetkili sayan İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nın koruma tedbiri kararına karşı da İstanbul Ağır Ceza Mahkemesi'ne müracaatımız yapılmıştır.

İlgili Haberler