Almanya’da savcılık, Netzpolitik.org adlı haber sitesinin iki editörüne karşı, vatan hainliği iddiasıyla soruşturması başlatınca, ülke ayağa kalktı. Tepkiler üzerine soruşturma durduruldu, savcı görevden alındı. Görevden alınan Federal Başsavcı Harald Range, soruşturma açılmasını savundu ve bilirkişilerin, Netzpolitik. org sitesinin ifşa ettigi belgelerin devlet sırrı olduğu sonucuna vardığını söyledi. Federal Savcı Range, bilirkişi raporunun bakanın emriyle durdurulduğunu, bunu ve kurumu ile kendisi üzerinde oluşan siyasi baskıyı yargı bağımsızlığına müdahale olarak niteledi. Federal savcı ile ilgili siyasi sorumluluğu taşıyan Almanya Adalet Bakanı Heiko Maas, geçen hafta açılan soruşturmayı eleştirmiş ve basın özgürlüğünün demokrasilerin en önemli ve yüce değerlerinden olduğunu vurgulamıştı.
Cumhuriyet'ten Elmas Topçu'nun haberine göre, bakan kamuoyu tepkisi üzerine iki gazeteciye yönelik soruşturmanın durdurulmasından duyduğu memnuniyeti dile getirdi ve savcının görevden alındığını duyurdu.
Bakanın haberi var mı, yok mu?
Federal Savcı Range, bakandan uyarı almadığını ve soruşturmadan bakanın haberi olduğunu söyledi. Pazartesi günü Berlin’de düzenlenen ve Netzpolitik.org sitesi editörlerinin de katıldığı basın toplantısında ise Başbakanlık Sözcü Vekili Christiane Wirtz, Başbakan Angela Merkel’in de Adalet Bakanı’nın arkasında olduğunu açıkladı.
Sözcü, “Önemli olan konunun aydınlatılmasıdır. Basın hürriyetinin ön planda olduğu bir konuda, bütün devlet kurumlarının olayı hassas bir terazi ile tartması gerekir“ dedi. Bu da Merkel’in başsavcıyı yalnız bıraktığı şeklinde yorumlanıyor.
Bakanın da istifası isteniyor
Netzpolitik.org’un Genel Yayın Yönetmeni Marcus Beckdahl ile editörü Andre Meister’in “Vatana ihanet”le suçlamasına yol açan suç duyurusunu, Almanya Anayasayı Koruma Teşkilatı yaptı. Yeşiller Partisi, Federal Başsavcı Range’nin derhal istifa etmesini istedi.
Belgeler
Şubat ve Nisan aylarında Netzpolitik.org adlı sitenin yayınladığı iki belgeden biri, Federal Anayasayı Koruma Teşkilatı’nın radikal çevreleri internette ve sosyal medyada takibini genişletme planını içeriyordu. Diğeri ise, 8’i Türkiye kökenli 10 kişi öldüren aşırı sağcı NSU terör örgütü ile bağlantılı bir muhbire ilişkin gizli bir rapor.
Vatana ihanet ne?
Alman Yeşiller Partisi Federal Parlamento eski milletvekillerinden, hukukçu Memet Kılıç, “2012 yılında yapılan bir yasa değişikliği ile, gazetecilerin devlet sırrını ele geçirmeleri, değerlendirmeleri ve yayınlamaları suç kapsamından çıkarıldı” diyor ve devlet sırrı, gizlice, para karşılığı, bir başka devlete satılmak suretiyle oluşan bir suç unsuru değil ise bunun basın özgürlüğü kapsamında kaldığını vurguluyor.
MİT TIR’ları
Hukukçu Memet Kılıç, Almanya’daki soruşturmanın olayın, Türkiye’deki MİT TIR’ları olayı ile karşılaştırılmasının mümkün olmadığını söylüyor. Kılıç, “MİT TIR’larında, bir hükümetin, komşu ülkede işlenen savaş suçuna ve insanlığa karşı işlenen bir suça destek olma iddiasının ortaya çıkmasıdır. Suruç olayından sonra, IŞİD’in Türkiye için de ciddi bir tehdit olduğu varsayımı güçlenmiştir. Şayet MİT TIR’ları IŞİD’e silah taşımış ise bu Türkiye’nin varlığına ve bütünlüğüne karşı suç kapsamına girer ve ‘Vatana İhanet’ suçunun unsurlarını oluşturur. Almanya’da medya, halk, muhalefet ve hatta hükümet, basın özgürlüğünden yana tavır koydu. Türkiye’de ise iktidar yayın yasağı getirerek, gazetecileri potansiyel suçlu durumuna düşürdü” dedi.
"Anneme ‘Hapse girecek olursam
benimle gurur duyabilirsin’ dedim"
Frankfurter Rundschau gazetesinden David Frenches, Netzpolitik.org- kurucusu Markus Beckedahl ile bir söyleşi yaptı.
Beckedahl'ın öne çıkan ifadeleri özetle şöyle:
- Devletin gazetecilere ve eleştirel haberlere karşı sahip olduğu en ağır topunu size yöneltmesi tuhaf bir duygu.
- Annem, hakkımda soruşturma başlatıldığını ARD’nin yayınından öğrenmiş. Orada, vatana ihanet suçunun müebbet hapisle cezalandırılabileceği bilgisi vardı. Ona, hapse girme olasılığımın çok küçük olduğunu ve eğer hapse girecek olursam benimle gurur duyabileceğini söyledim.
- Yayınladığımız belgeler sır bile değil, sadece ‘saklı’ olarak kategorize edilmiş.
- Bir araştırmacı gazetecinin 2015 Almanya’sında alabileceği en büyük ödülün, kendisine güvenlik makamları ve Federal Başsavcı tarafından verileceğini kim düşünebilirdi ki?
- Geçen yıl yaklaşık 180.000 Euro bağış gelirimiz vardı. Bu olaydan sonra şimdiden 50.000 Euro kadar para girişi oldu. Böylelikle şimdiden hukusal yollara başvurabilmek için bir ölçüde güvence sağladık.
Akşam gazetesi, Can Dündar’ı hedef almıştı
Hükümete yakınlığı ile bilinen Ethem Sancak’ın sahibi olduğu Akşam Gazetesi, 2 Ağustos pazar günü “Almanya’da hain Türkiye’de Can” manşetiyle Cumhuriyet Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar’ı hedef göstermişti. Dündar’ın MİT TIR’ları ile ilgili yaptığı haberin gizli devlet belgeleri olduğu ve ifşa edilmesinin “haber alma özgürlüğü” olarak ele alındığı, benzer olayın Almanya’da yaşandığında, Alman iç istihbarat örgütü olan Anayasayı Koruma Dairesi’ne (BfV) ait gizli belgeleri ifşa ettikleri gerekçesiyle Netzpolitik.org haber sitesinden haberi yazan André Meister ve sitenin sorumlu yazı işleri müdürü Markus Beckedahl hakkında vatana ihanet suçlamasıyla soruşturma başlatıldığı belirtilmişti. Haberde şu ifadelere yer verilmişti; “Haber alma özgürlüğü bahanesi Cumhuriyet Gazetesi, Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar’ın imzasıyla manşetten yayımladığı haberde, Suriye’ye MİT TIR’larıyla silah gönderildiğini iddia etmişti. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, Dündar hakkında Terörle Mücadele Kanunu kapsamında soruşturma başlatmıştı.”