Omicron varyantı nedeniyle Koronavirüs enfeksiyonu vakalarında hemen her gün rekor vaka sayıları kaydedilen Almanya’da hükümet artık "sürü bağışıklığı" stratejisini izliyor.
Uzmanlar, geçen günlerde vaka sayısının 24 saatte 200 bin sınırına ulaşmasından sonra önümüzdeki haftalarda günde 300 bin vakayı gerçekçi bir sayı olarak nitelerken, hükümetin yeni tedbirler yerine, gidişatı oluruna bırakması dikkat çekiyor.
VOA Türkçe'nin haberine göre Federal Sağlık Bakanı Karl Lauterbach salgının seyrine ilişkin düzenlediği basın toplantısında, "Şu anda Almanya'da Omicron dalgasını iyi bir şekilde kontrol altında tutuyoruz" şeklinde şaşırtıcı bir açıklama yaptı. Lauterbach, pandemi dalgasını olmasa da sonuçlarını kontrol altında tuttuklarını belirterek, hedefin Omicron'la bağlantılı vakalarda doruk sayısına ulaşana kadar mümkün olduğunca "az ağır vaka ve az ölüm" ile atlatmak olduğunu vurguladı.
Bu açıklamalar, Almanya’nın Covid-19'la mücadelede yeni stratejisi olarak yorumlanırken, Omicron'un daha önce görüldüğü başta Güney Afrika olmak üzere İngiltere, İtalya ve İspanya gibi ülkelerde dalganın en kötü aşamasınının atlatılmasının hemen sonrasında sürü bağışıklığının artmasına paralel vaka sayılarının büyük hızla düşmesine işaret ediliyor ve Almanya’da da muhtemelen Şubat ayı sonunda benzer bir gelişmenin yaşanacağından yola çıkılıyor.
Sürü bağışıklığı, bir diğer ismiyle toplum bağışıklığı bir ülke nüfusunun belli bir yüzdesinin enfeksiyon veya aşılama yoluyla bakteri veya virüse gibi karşı bağışık hale gelmesi ve bu sayede, toplumun geri kalanının da enfeksiyondan korunması veya etkilenmesinin azalması olarak açıklanıyor.
Bu umutlu yaklaşıma rağmen Alman yetkilileri tedirgin eden bir durum, Almanya’daki yaşlı nüfusun yüksek sayısı. Sağlık Bakanı Lauterbach, Almanya'nın nispeten yüksek sayıda aşılanmamış yaşlı nüfusa sahip olduğunu, bu sayının İngiltere'den dört, İtalya'dan üç kat fazla olduğu bilgisini paylaştı.
Omicron varyantı ile geçirilen bir Covid-19 hastalığının diğerlerine göre daha hafif geçmesine rağmen, yaşlıların ağır hastalanma olasılığının daha yüksek olduğunu hatırlatan Lauterbach, “Almanya'nın yaşlı bir nüfusa sahip olması ve bu gruptaki çok sayıda insanın aşılanmamış olması gibi özel bir durumu var. Şimdi asıl mesele yoğun bakım ünitesine girmemeleri için aşılanmamış yaşlıları korumak” dedi.
Corona önlemlerine karşı protestolar devam ediyor
Bu arada ülkenin birçok kenti, geride kalan hafta sonunda Corona önlemlerine karşı düzenlenen gösterilere sahne oldu. Cumartesi günü düzenlenen gösterilerde çok sayıda eylemci gösterilere katıldı. Eylemler genel olarak barışçı geçerken, bugün (Pazartesi) akşamı düzenlenmesi planlanan gösterilerin bazılarının yasaklanması sonrasında eylemcilerin nasıl tavır alacağı merak ediliyor.
Geçen Pazartesi akşamı ülke çapında düzenlenen protesto eylemlerine toplam 380 bin kişinin katıldığı, gösterilerde aşırı sağcı grupların da boy gösterdiği saptanmıştı. Protestocular, pandemiye karşı mücadelede insanların kendi kararlarını verebilmesini, kısıtlamaların azaltılmasını ve zorunlu aşıdan vazgeçilmesini talep ediyor.
Federal Parlamento’da geçen Çarşamba günü görüşülmeye başlanan aşı zorunluluğu ile ilgili yasa tasarısı önerisine göre, 18 yaşının üzerindeki herkes için aşı yükümlülüğü getirilmesi isteniyor. Bir başka önergede ise aşı yükümlülüğünün sadece 50 yaş üzerinde olanlar ve risk grubundakiler için getirilmesi teklif ediliyor. Başbakan Olaf Scholz ve partisi SPD aşı yükümlülüğünün getirilmesini savunurken, hükümet ortağı Hür Demokrat Parti (FDP), genel aşı zorunluluğuna karşı çıkarak, ülke genelinde uygulanacak bir aşı zorunluluğunun anayasal sıkıntılara yol açacağına dikkat çekerken, en doğru yolun aşı karşıtlarını ikna etmek olduğunu savunuyor. Aşı zorunluluğuyla ilgili yasanın Mart ayında parlamentoda oylanması bekleniyor.
Kısıtlamaların kaldırılması planı da gündemde
Bu arada "sürü bağışıklığı" tartışmalarına paralel, yürürlükteki kısıtlamaların yakın bir tarihte kaldırılması yönündeki talepler de gündeme gelmeye başladı. Federal Maliye Bakanı ve FDP lideri Christian Lindner, Danimarka’da tüm yasaklama ve kısıtlamaların kaldırılmasına atıfta bulunarak, Almanya’da da "kademeli açılımlar" için bir tasarı hazırlanmasını önerdi.
14 Şubat‘da yapılacak Koronavirüs Zirvesi‘nde "kademeli açılışlara" ne zaman ve hangi koşullarda geçilebileceğinin ele alması gerektiğini söyleyen Lindner, mağaza ve gastronomide geçerli olan kısıtlamaların hızlı bir şekilde kaldırılabileceğini, ancak fuarlar, kültür veya spor gibi alanlarda uzun vadeli bir planlama gerektiğini açıkladı. "Omikron Delta'dan farklı" diyen Bavyera Eyaleti Başbakanı Markus Söder, Şubat ayının ortasından itibaren spor ve kültürel etkinliklere daha fazla seyirci alanmasını ve gastronomi ve fuarlardaki kısıtlamaların tümden kaldırılmasını önerdi.