Politika

Ali Babacan'dan ABD ile görüşme tepkisi: Hicap duyuyorum, ülkemin Cumhurbaşkanı nasıl olur da beş ay telefon kuyruğunda bekler?

04 Haziran 2021 15:23

DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ile ABD Başkanı Joe Biden'ın 14 Haziran'da NATO Zirvesi'nde yapacağı görüşmeye ilişkin olarak, "Aylarca telefon kuyruğunda beklediler ya. Ben ülkem adına hicap duyuyorum. Benim ülkemin cumhurbaşkanı nasıl olur da beş ay telefon kuyruğunda bekler? Böyle bir şey olur mu?” dedi.

Yozgat’ta partisinin Yerköy İlçe Binası açılışında konuşan DEVA lideri Babacan, 2009'da Erdoğan'ın Davos Zirvesi'nde kullandığı "one minute" ifadesini hatırlatarak, "Konuştuğun zaman İsrail üzerinde etkili olabiliyor musun? Ondan haber ver. ‘One minute’ vardı hatırlıyorsunuz. Benim dışişleri bakanlığım dönemindeydi. Türkiye’nin ekonomisi sapasağlam, itibarı güçlüydü. ‘One minute’ dediğinizde, insanlar susuyordu ve saygı gösteriyordu. Şimdi ne oldu? İstersen ‘one minute’, istersen ‘bir dakika’, ‘beş saat’, ‘bir gün’… Kimsenin umurunda değil" dedi. 

Babacan, şu ifadeleri kullandı:

"15 metrekare dükkânı yönetmeyi bilmeden ülke ekonomisi yönetmeye çalışıyorlar"

“TÜİK enflasyonu açıklıyor; yüzde 16,5. Bu hangi enflasyonsa biz anlamıyoruz. Vatandaş yüzde 30’u, 50’yi, 100’ü görüyor. Enflasyonla mücadele zor değil. Bunu başardık. Buraya gelirken esnaf kardeşime ‘Ülkeyi yönetenler gelse senin dükkanını çevirebilir mi?’ diye sordum. ‘Bir ay yönetemezler, batırırlar’ dedi. 15-20 metrekarelik bir dükkânı yönetme bilgisinden, becerisinden uzak olan insanlar maalesef koskoca ülkenin ekonomisini yönetmeye çalışıyorlar.”

"Cumhurbaşkanı nasıl olur da beş ay telefon kuyruğunda bekler?"

“ABD’de seçim oldu. Aradan 5 ay geçmiş. Bir kere kısa bir telefon görüşmesi yapabildiler. Aylarca telefon kuyruğunda beklediler ya. Ben ülkem adına hicap duyuyorum. Benim ülkemin cumhurbaşkanı nasıl olur da beş ay telefon kuyruğunda bekler? Böyle bir şey olur mu?”

"Dışişleri Bakanlığım döneminde seçilen ABD Başkanı ilk Türkiye’ye geldi"

“Önümüzdeki hafta NATO Zirvesi’nin yapılacağı salonun yanındaki küçük bir odada şöyle bir yüz yüze görüşecekler. O da özel görüşme değil. Ben Dışişleri Bakanı’yken o dönem seçilen ABD Başkanı ilk Türkiye’yi ziyaret etti. İtibarlı, onurlu ülke böyle olur. Her türlü hakareti yaptıktan sonra ‘Ne olur barışalım’ diye Sisi’nin peşine düşmezsin.”

"Güçlü ve saygın bir ülkeyseniz onlar size gelir"

“Başka ülkelerin iç meselelerinde taraf tutarsan, ‘zalim, diktatör’ diye ilan ettiğin Sisi’nin peşine düşersin. Mısır’a heyet arkasına heyet gönderiyorlar. İlişkileri niye bozdun? Zamanında Mısır’ın Doğu Akdeniz’deki haklarımız açısından önemli bir ülke olduğunu bilmiyor muydun? Güçlü ve saygın bir ülkeyseniz onlar size gelir.”

"Ekonomi sağlam, itibar güçlüyken ‘one minute’ diyebiliyordu"

“Şu anda Filistin davası sahipsiz. Telefon diplomasisi diyorlar. Al telefonu eline, onar dakika Orta Doğu’daki başbakanları, cumhurbaşkanlarını ara... Konuştuğun zaman İsrail üzerinde etkili olabiliyor musun? Ondan haber ver. ‘One minute’ vardı hatırlıyorsunuz. Benim dışişleri bakanlığım dönemindeydi. Türkiye’nin ekonomisi sapasağlam, itibarı güçlüydü. ‘One minute’ dediğinizde, insanlar susuyordu ve saygı gösteriyordu. Şimdi ne oldu? İstersen ‘one minute’, istersen ‘bir dakika’, ‘beş saat’, ‘bir gün’… Kimsenin umurunda değil.”

"Allah memleketi böyle iktisatçılardan korusun"

“Şu anda Merkez Bankası’nın faizi yüzde 19. Niye düşürmüyor? Yüksek değil mi? Faiz yüzde 8-9 iken tertemiz bürokratlara ‘vatan haini’ diyordu. Daha iki gün önce TRT’de ‘Ben iktisatçıyım’ diyor. Böyle iktisatçılardan Allah memleket korusun. Aslında Erdoğan sebep; yüksek faiz, yüksek enflasyon ve yüksek kur sonuç.”

"Beraat eden KHK’lıların özlük hakları aynen iade edilmeli"

“Darbe teşebbüsünün tortularını atmak için büyük bir mücadele gerekiyordu. Belli ölçülerde verildi, daha iyisi yapılabilirdi. Ancak o dönemde 3 aylığına ilan edilen OHAL tam iki sene sürdü. Bir KHK dönemi yaşadık. Çok sayıda vatandaşımız mağdur oldu. Tarafsız ve bağımsız bir yargı sürecinden geçmedikten sonra tek bir idari tedbirle insanların işine son verilmesi doğru bir uygulama değil. Yargı süreci mutlaka işlemeli. Beraat eden vatandaşlarımızın özlük hakları aynen iade edilmeli.”