T24 Haber Merkezi
İyi Parti Genel Başkanı Meral Akşener, İstanbul Yenikapı'daki 30 Ağustos Zafer Bayramı kutlamasına katılırken, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu'na yönelik, "1453, Fatih Sultan Mehmet, aynı senin gibi, dedi ki 'Ya İstanbul beni alır, ya ben İstanbul'u alırım'. Bizans'a rağmen, Avrupa'ya rağmen, Haçlılar'a rağmen, ya İstanbul'u alırım, ya İstanbul beni alır". İki kararlı lider, ve İstanbul alındı" dedi.
Akşener, İstanbul Büyükşehir Belediyesi tarafından Yenikapı'da düzenlenen Zafer Bayramı kutlamasına katıldı. T24'ün aldığı bilgiye göre; İmamoğlu'nun ev sahipliğinde yapılan İstanbul Yenikapı'daki 30 Ağustos kutlamalarına, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Ankara'daki kutlamalara katıldığı ve devam eden programları nedeniyle katılamadı. Kutlamaya binlerce İstanbullu katılırken, Mor ve Ötesi konseri düzenlendi.
TIKLAYIN - İstanbul Yenikapı'da 30 Ağustos Zafer Bayramı coşkusu yaşandı
"Ya İstanbul beni alır, ya ben İstanbul'u alırım"
Akşener, kutlamada yaptığı konuşmada tarihten örnekler vererek Anadolu'da istiklal ve istikbal mücadelelerinin verildiğini söylerken, "30 Ağustos'un bir başka kavramı daha var. Çünkü cumhuriyetin temellerinin atıldığı gündür" ifadesini kullandı.
İmamoğlu'na Fatih Sultan Mehmet benzetmesi yapan Akşener, "1453, Fatih Sultan Mehmet, (Ekrem İmamoğlu'na) aynı senin gibi, dedi ki "Ya İstanbul beni alır, ya ben İstanbul'u alırım". Bizans'a rağmen, Avrupa'ya rağmen, Haçlılar'a rağmen, ya İstanbul'u alırım, ya İstanbul beni alır". İki kararlı lider, ve İstanbul alındı. İstikbalimiz dedi, ikinci istikbal fethidir" şeklinde konuştu.
Akşener'in konuşmasından satır başları şöyle:
"Yıl 1071 ve Alparslan. Bir Cuma namazı, namazdan çıktı, atının üstünde beyaz elbisesiyle askerlerine seslendi. Dedi ki, "Biz ölümü göze alarak bu toprakları fethedeceğiz". Yani Anadolu'yu. Burayı Türk ve Müslüman adaletiyle tanıştıracağız. Olabilir ki şehit düşeriz, bu elbisem kefenimdir, beni onunla gömersiniz. Ama kazanırsak, istikbalimiz buradadır". Bir 26 Ağustos, istikbalin savaşı ve onun zaferi.
1453, Fatih Sultan Mehmet, (Ekrem İmamoğlu'na) aynı senin gibi, dedi ki "Ya İstanbul beni alır, ya ben İstanbul'u alırım". Bizans'a rağmen, Avrupa'ya rağmen, Haçlılar'a rağmen, ya İstanbul'u alırım, ya İstanbul beni alır". İki kararlı lider, ve İstanbul alındı. İstikbalimiz dedi, ikinci istikbal fethidir.
Çanakkale. Osmanlı yıkılmak üzere, Birinci Dünya Savaşı'na girilmiş, toprak kayıpları had safhada. Savaşın sonrasında Anadolu'da her bir evden en az iki erkeğin şehit olduğu bir coğrafya. Atatürk, o sabah kahvaltısını kuru ekmekle, onu suya banarak yapan Atatürk. Ve askerlerine sesleniyor, diyor ki "Size ölmeyi emrediyorum, biz savaşarak ölürken, kazanılacak zamanda diğer kuvvetler gelir, burayı korur, bu bir istiklal mücadelesidir". İstikbalden istiklale...
Sonra Sakarya, yine Atatürk çıkıyor ve diyor ki "Hattı müdafaa yoktur, sathı müdafaa vardır, o satıh bütün vatandır". Başkomutanın mavi gözlü başkomutanın emri baş üstüne diyor askerler ve sonuç itibariyle İstiklal Savaşı başarılıyor.
Sonra 30 Ağustos, şu andan itibaren aynı zamanda istiklalin başarıldığı bir savaş ve bir zafer.
Şimdi 30 Ağustos'un bir başka kavramı daha var. Aynı şekilde 1071,1453 gibi aynı zamanda bir istikbal zaferidir. İstiklal ve istikbal zaferidir. Çünkü cumhuriyetin temellerinin atıldığı gündür. Cumhuriyet birliktir, beraberliktir, liyakattir ve milletin birliği, bütünlüğüdür. Kayırmanın olmadığı, illa şöyle bir aileden gelmek zorundasın denilmeden, sınıflar arası geçirgenliğin en yüksek olduğu yönetim şeklidir.
Ve bugün, İstanbul Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu... İstanbullu ne yaptı, liyakate önem verdi, istiklalinden sonra istikbaline el uzatıldığı zaman ikinci turda, 24 Haziran'da o eli kırdı, 805 bin fark attı. Yani İstanbullu dedi ki, birlik olun, beraber olun, kutuplaşmadan sıyrılın, milli iradeye el uzatmayın dedi.
Şimdi gençler, cumhuriyete hep birlikte sahip çıkacağız, cumhuriyet değerlerinde uzaklaştığında ne olur biliyorsunuz. Bugün buradan birliğimiz, beraberliğimiz aynı 30 Ağustos zaferinde olduğu gibi, cumhuriyet değerlerine sıkı sıkı sarıldığımız, bu ülkeyi tam ve kamil bir demokrasiyle yönetilebilir hale getirinceye kadar, kutuplaşmanın ortadan kalktığı, refahın hak eden herkese yaygınlaştırıldığı bir ülkenin yeni baştan inşa edildiği bir gün olmasını diliyorum."