Özel Dosya

AKP'nin 197 sayfalık raporuna CHP'den 197 sayfalık cevap: Yüce Divan zorunlu!

CHP'li vekiller, eski bakanların Yüce Divan'da yargılanmaları için 'yeterli şüphe fazlasıyla hasıl olmuştur' dedi

12 Ocak 2015 20:16

Eski dört bakan ile ilgili yolsuzluk iddialarını soruşturmak üzere kurulan TBMM Yolsuzluk ve Rüşvet İddialarını Soruşturma Komisyonu tarafından hazırlanan ve Meclis Başkanlığı’na sunulan raporun tam metni ortaya çıktı. "Yeterli şüphe oluşmadığı ve yeterli delil bulunmadığı" iddiaları eşliğinde dört eski bakanın Yüce Divan’a sevk edilmelerine gerek olmadığını savunan AKP'li dokuz üyenin hazırladığı 197 sayfalık raporun aksi yönünde tespitlerin yer aldığı CHP'li vekiller tarafından ele alınan cevap niteliğindeki 197 sayfalık bir başka rapor daha ortaya çıktı.

Esasa ilişkin görüşlerin eski dört bakan bakımından ayrı ayrı ele alındığı muhalefet raporunda, 17 Aralık'ın kilit isimlerinden İran asıllı işadamı Reza Zarrab'ın bakanlarla olan para-rüşvet ilişkisine; bakanların ve çocuklarının kazançlarıyla edindikleri gayrimenkullerin "doğru orantılı olmadığı"na dikkat çekilerek, "yeterli şüphe fazlasıyla hasıl olmuştur" kanaati doğrultusunda dört eski bakanın Yüce Divan'a sevki yönünde hüküm vermenin zorunlu olduğu belirtildi.

Eski Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayaneski İçişleri Bakanı Muammer Gülereski AB Bakanı Egemen Bağış ve eski Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar hakkındaki iddiaların araştırılması için oluşturulan Meclis Soruşturma Komisyonu tarafından yapılan çalışmalar sonrasında muhalefet vekillerinin beş üyesinin "ret" kararına rağmen komisyonun AKP'li dokuz üyesinin kararı ile eski bakanların Yüce Divan’da yargılanmalarına gerek olmadığı yönünde karar verilmişti.

 

Zafer Çağlayan hakkındaki tespitler

 

Raporda, Reza Zarrab'a ait firmaların Halk Bank hesabına gelen paranın, (elle tutulur) fiziki altına dönüştürülerek ihracatla İran’a veya Dubai’ye gönderilmesi konusunda Zarrab ile Zafer Çağlayan arasındaki rüşvet ilişkisinin direk ve doğru orantılı olduğunun tespit edildiğine dikkat çekilerek şu ifadelere yer verildi:

 

"Ekonomi eski Bakanı Zafer Çağlayan'ın Gana'dan kaçak yollarla yurda sokulmak istendiği iddia edilen 1,5 ton altınla ilgili adli ve idari soruşturmaları engelleyerek altının Dubai'ye çıkışını sağlandığı, 65.000.000,00 USD değerinde ki altın cinsi eşyaları adli soruşturmadan ve mahkemece tedbir konulmasını önlenerek yurtdışına çıkışını nüfuzunu kullanarak sağladığı, kendi talepleri doğrultusunda Gümrük idaresinin talimatı ile 65.000.000,00 USD değerindeki altının orijinal olmayan evraklar ile hiçbir soruşturma yapılmaksızın üçüncü bir ülkeye gönderilmesine aracılık ettiği konusunda yeterli şüphe hasıl olmuştur."

 

Muammer Güler hakkındaki tespitler

 

Raporda, "Muammer Güler ile Rıza Sarraf’ın tanışmasını müteakip yapılan iletişim tespitlerinde yüzyüze yapılan anlaşma uyarınca Rıza Sarraf’ın 1,5 milyon dolar ödemesi karşılığında emniyet şeridi kullanma imtiyazı, koruma polisi görevlendirilmesi, Barış Güler’in danışmanlık firması ile sözleşme yapılması ve onların her türlü işi halletmesi konusunda bir anlaşma olduğu anlaşılmıştır" denilerek şu ifadelere yer verildi:

"Rıza Sarraf ile birlikte gözaltına alınan bazı şüphelilerin ve yakınlarının yasaya aykırı olarak istisnai yoldan Türk vatandaşlığına geçirilmesini sağlanması işlemleri bizzat Muammer Güler’in onayı ve takibiyle yapılmıştır. Vatandaşlığa geçiş işlemlerinde ise, her bir istisnai yoldan vatandaşlığa geçişin rüşvet anlaşması uyarınca 1 milyon dolara mal olduğu, bu fiyatın Muammer Güler ile mutabakata varılarak belirlendiği, her atandaşlığa geçiş istemini Rıza Sarraf’ın Barış Güler’e aktardığı ve parasını da ilgiliden alarak Muammer Güler’e ilettiği anlaşılmıştır. İlgili bakanlık olarak İçişleri Bakanlığı’nın önerisiyle Bakanlar Kurulu’nun imzasından çıkan istisnai yoldan vatandaşlığa geçiş belgesinin imzalanmasını müteakip Muammer Güler de oğlu Barış Güler vasıtasıyla Rıza Sarraf’a haber yollamakta, karşılığında ödeme organize edilmekte ve her ödemenin gerçekleştiği teyid edilmektedir. Rıza Sarraf’ın şahsın yabancı bir ülkedeki paravan firmalarının bankalarla olan sıkıntılarının giderilmesi için İçişleri Bakanı sıfatıyla referans mektubu yazılması hususu ile Rıza Sarraf’ın talebi üzerine, emniyet görevlilerinin tayininin çıkarılması veya yerinde tutulması, öğretmen tayinlerinin yapılması konusunda yeterli şüphe hasıl olmuştur."

 

Egemen Bağış hakkındaki tespitler

 

Raporda, Egemen Bağış’ın komisyona verdiği ifadede Rıza Sarraf’ı Ebru Gündeş’in kocası olması vesilesiyle tanıdığı ifadelerine dikkat çekilerek şunlar aktarıldı:

"Ebru Gündeş ile ise Amerika’da yaşadığı dönemde tanıştığını söylemiştir. Bu tanışıklık Egemen Bağış’ın Rıza Sarraf’ın işine yarayacağı bir dönemde Egemen Bağış’ın “aklından çıkmadığı” bir yakın ilişkiye dönmüştür. Her ne kadar Egemen Bağış bu ilişkiyi beşeri ilişki olarak nitelendirse tanışıklıkları süre zarfında, kendi Bakanlığı ile ilgili herhangi bir iş yapmaması sebebiyle de Rıza Sarraf ile görüşmekte sakınca görmediğini söylese de, gerek doğrudan beşeri ilişkinin tarafları gerek diğer kişiler arasında mahkeme kararına dayanarak yapılan iletişim tespitleri ilişkinin bu kadarla sınırlı olmadığını göstermektedir. Rıza Sarraf tarafından Egemen Bağış’a bu ilişki kapsamında üç farklı zamanda 500.000 dolar gönderilmesi ve karşılığında Egemen Bağış’ın kendi Bakanlığının görev alanına girmeyenler de dahil Rıza Sarraf’ın bazı işlerini takip etmesi, nüfuzunu kullanma şeklinde ortaya çıkmıştır."

 

Erdoğan Bayraktar hakkındaki tespitler

 

Raporda, Erdoğan Bayraktar hakkında bir suç örgütünün yönetici ve üyelerinin kendilerine sağlanan ve miktar ve değeri tespit edilmeyen bazı menfaatler karşılığında, kişiye özel imtiyazlı imar planları onaylattıkları, imar planlarına aykırı olarak yapılan bazı projelerin usulsüzlüklerine göz yumdukları ve denetimden sorunsuzca geçmelerini sağladıklarına dikkat çekilerek şu ifadelere yer verildi:

"Usulsüz eylemlerin bir kısmının Çevre ve Şehircilik eski Bakanı Trabzon Milletvekili Erdoğan Bayraktar görevde olduğu sırada ve onun bilgisi doğrultusunda gerçekleştirildiği, ayrıca bu bakanlıktan iş alan bazı şirketlerin yemek işlerinin yakınlarının ortağı olduğu şirketlere verilmesi için tasavvut ettiği konularında yeterli şüphe hasıl olmuştur. Tüm bu sebeplerle Erdoğan Bayraktar’ın 5237 sayılı TCK’nın resmi evrakta sahtecilik başlıklı 204üncü, nüfuz ticareti başlıklı 255inci, görevi kötüye kullanma başlıklı 257inci ve suçu bildirmeme başlıklı 279uncu maddelerine uyduğu gerekçeleriyle Yüce Divana Sevki yönünde hüküm vermek gerekir."

AKP'li Hakkı Köylü başkanlığında yapılan çalışmaları tamamlayan komisyonun TBMM Başkanlığı’na sunduğu rapora cevap olarak hazırlanan raporda, "yeterli şüphe fazlasıyla hasıl olmuştur" tespiti ile eski bakanların Yüce Divan’a sevk edilmelerine karar verilmesi gerektiği belirtildi.

Komisyonun CHP'li vekilleri tarafından hazırlanan 197 sayfalık raporun tam metni için tıklayın

İlgili Haberler