Politika

AKP, MHP ve BBP'nin anayasa değişikliği teklifi Meclis'te: 'Dini kıyafete' güvence, devlete 'aileyi sapkın akımlara karşı koruma' görevi

Fotoğraf: Ajanslar

09 Aralık 2022 14:49

AKP, başörtüsüne anayasal güvence getirilen ve ailenin yeniden tanımlandığı anayasa değişikliği teklifini TBMM’ye sundu. Teklifte, başörtüsüne anayasal güvence getirilirken, “kadınların dini inancı nedeniyle tercih ettiği kıyafetler” cümlesine yer verildi. Ailenin yeniden tanımlanmasına ilişkin olarak da Anayasa’daki aile tanımında yer alan “eşler” ibaresinin yalnızca kadın ve erkek arasındaki birlikteliği kapsaması ön görülen teklifte, buna ilişkin gerekçe ise “İnsan tabiatına uygun bir birliktelikle bu bağlamda iki ayrı cinsiyetin yani kadın ve erkeğin evlilik yoluyla kurduğu aile, Türk milleti olarak varlığımızın da teminatıdır. Türk toplumunun temeli olan aile yapısını korumak ve aileye yönelik her türlü tehlike, tehdit, saldırı, çürüme ve sapkınlığa karşı tedbir almak devletin asli görevidir” denilerek açıklandı. Ancak madde gerekçesinde yer verilen “sapkınlık” ibaresinin tanımı bulunmuyor.

Başörtüsü yasağı yok ancak…

AKP’nin MHP ve BBP’nin desteğiyle TBMM’ye sunduğu teklife göre, Anayasa’nın 24. ve 41. Maddelerinde değişiklik öngörülüyor. 336 milletvekilinin imzasıyla sunulan teklifin başörtüsüne güvence getiren değişikliğe ilişkin gerekçe bölümünde, önceki dönemlerde dini inancı nedeniyle başlarını örten kadınların haksızlığa uğradıkları ancak Anayasa ve kanunlara aykırı bu haksız yasakların kaldırıldığı belirtilerek, “Artık Türkiye’de başörtüsü yasağı ve bundan kaynaklanan herhangi bir hak mahrumiyeti yoktur. Ancak dini inancı sebebiyle başını örten ve kıyafet tercihinde bulunan kadınların yasal ve idari düzenlemeler veya fiili uygulamalarla, insan onuruyla bağdaşmayan, Anayasa’ya aykırı, ayrımcı ve çağ dışı uygulamalara bir daha maruz bırakılmamaları amacıyla Anayasal güvence getirilmektedir” deniliyor.

“Kıyafet tercihi” vurgusu

Teklifin madde gerekçelerinde ilginç detaylar var. Teklife göre yalnızca başörtüsüne değil, “dini inanç sebebiyle tercih edilen her türlü kıyafet” de güvence altına alınıyor. Teklifte, “Hiçbir kadının dini inancı sebebiyle başını örtmesi ve tercih ettiği kıyafetinden dolayı” ibaresine yer verildi. Madde gerekçesinde, “Kadının dinin inancı sebebiyle başını örtmesi ve yine bu sebeple bir kıyafet tercihinde bulunması hallerinin herhangi bir kınama suçlama veya ayrımcılığa maruz bırakılma nedeni olamayacağı belirtilerek bu hallerin hukuki ve fiili hiçbir olumsuz karşılığa bağlanamayacağı ifade edilmiş olmaktadır” ifadeleri kullanılıyor. Gerekçede ayrıca üniforma ya da idarece belirlenen kıyafetler dışında, “alınan veya verilen bir hizmetin gereği olan kıyafet söz konusu olduğunda Devletin, ancak dini inancı sebebiyle kadının başını örtmesini ve tercih ettiği kıyafetini hiçbir surette engellememek şartıyla gerekli tedbirleri alabileceği” vurgulanıyor.

2 fıkra ekleniyor

Teklife göre, Anayasa’nın 24 maddesine, “temel hak ve hürriyetlerin kullanılması ile kamu veya özel kesim tarafından sunulan mal ve hizmetlerden yararlanılması hiçbir kadının başının örtülü veya açık olması şartına bağlanamaz. Hiçbir kadın, dini inancı sebebiyle başını örtmesi ve tercih ettiği kıyafetinden dolayı eğitim ve öğrenim, çalışma, seçme seçilme siyasi faaliyette bulunma kamu hizmetlerine girme ile diğer herhangi bir temel hak ve hürriyeti kullanmaktan yada kamu veya özel kesim tarafından sunulan mal ve hizmetlerden yaralanmaktan hiçbir surette yoksun bırakılamaz. Bu nedenle kınanamaz, suçlanamaz ve herhangi bir ayrımcılığa tabi tutulamaz. Alınan veya verilen bir hizmetin gereği olan kıyafet söz konusu olduğunda Devlet, ancak dini inancı sebebiyle kadının başını örtmesini ve tercih ettiği kıyafetini hiçbir surette engellememek şartıyla gerekli tedbirleri alabilir” fıkraları ekleniyor.

“İnsan tabiatına uygun birliktelik”

Teklifin, ailenin yeniden tanımlanmasına ilişkin düzenleme getiren madde gerekçesinde ise, Anayasa’da “Aile, Türk toplumunun temelidir ve eşler arasında eşitliğe dayanır” hükmündeki “eşler” ibaresinin yalnızca bir kadın ve bir erkek arasında kurulan evlilik birliğini kapsadığı kaydediliyor. Teklif gerekçesinde, “eşler” ibaresinin “şüphesiz birbiriyle evlenen bir erkek ve bir kadını” ifade ettiği belirtilerek, “insan tabiatına uygun bir birliktelikle bu bağlamda iki ayrı cinsiyetin yani kadın ve erkeğin evlilik yoluyla kurduğu aile, Türk milleti olarak varlığımızın da teminatıdır” ifadeleri kullanılıyor.

“Sapkınlık” ifadesi

Madde gerekçesinde, Türk toplumunun temeli olan aile yapısını korumak ve aileye yönelik her türlü “tehlike, tehdit, saldırı, çürüme ve sapkınlığa karşı” tedbir almanın devletin asli görevleri arasında olduğu belirtilerek, “Aile kurumunun taşıdığı gerçek değer üzerinden korunması, milletimizin varlığının teminat altına alınması, ailenin ilk nüvesini teşkil eden evlilik birliğinin kadın ve erkekten oluşmasını zorunlu kılmaktadır. Bu kapsamda anayasanın 41. Maddesinde yapılan düzenleme ile evlilik birliğinin erkek ve kadının evlenmesiyle kurulacağı açıkça belirtilerek evlilik birliğine ilişkin bu temel kaide ve esasın kanunla değiştirilmesinin önüne geçilmektedir” deniliyor. Gerekçede belirtilen “sapkınlık” ibaresinin bir tanımlaması ise yapılmıyor.

“Sapkın akımların dayatmalarına karşı koruma”

Gerekçede, şu ifadeler kullanılıyor:

“Yalnızca kadın ve erkek olmak üzere iki farklı cinsiyetten bireylerin birbiriyle evlenerek evlilik birliğini oluşturabileceği, bunun dışındaki hiçbir birlikteliğin evlilik birliği olarak kabul edilemeyeceği ve evlilik birliğinin eşler arasında yanı kadın ve erkek arasında eşitliğe dayandığı kabul edilmiş olmaktadır. Böylece aile ve evlilik kurumunun her türlü tehlike, tehdit ve saldırılar ile sapkın akımların dayatmalarına karşı korunması amaçlanmaktadır”

Teklife göre, Anayasa’nın “Aile, Türk toplumunun temelidir ve eşler arasında eşitliğe dayanır.” şeklinde başlayan 41. Maddesinin “Aile, Türk toplumunun temelidir. Evlilik birliği ancak kadın ve erkeğin evlenmesiyle kurulabilir ve” şeklinde değiştirilmesi ön görülüyor.